ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze Şeridi’ni ABD kontrolü altına alma ve Filistinlileri başka ülkelere yerleştirme planı, bölgede önemli jeopolitik değişikliklere neden olabilecek bir adım olarak görülmektedir. Bu plan, sadece Filistinlilerin geleceğini değil, aynı zamanda Doğu Akdeniz’deki güç dengelerini de derinden etkileyebilir.
Gazze’nin ABD Kontrolünde Yeniden İnşası
Trump’ın planına göre, Gazze tamamen yıkılmış bir bölge olarak kabul edilmekte ve Filistinlilerin oraya geri dönmemesi gerektiği ifade edilmektedir. Bu durum, ABD’ in bölgeyi kendi stratejik çıkarları doğrultusunda yeniden inşa etmesini ve bölgeyi Ortadoğu’daki siyasi ve askeri varlığını güçlendirmek için bir merkez haline getirmesini sağlayabilir. Gazze’nin “Orta Doğu’nun Rivierası” haline getirileceği iddiaları, bölgede yeni bir ekonomik ve politik düzeni işaret etmektedir.
Kıbrıs Adasının Pozisyonu
Bu gelişmeler, Kıbrıs’ın jeopolitik önemini daha da artırabilir. ABD’nin Gazze’yi devralması ve Doğu Akdeniz’deki etkinliğini artırması, Kıbrıs’ın Batı gücü için daha kritik bir öneme sahip olmasına yol açabilir. Bu durum, bölgedeki ABD askeri varlığının güçlenmesine ve Kıbrıs’taki askeri üslere daha fazla stratejik önem verilmesine sebep olabilir. Aynı zamanda, Kıbrıs meselesinin ABD ve AB tarafından çözümü için daha fazla baskı oluşturulabilir.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki Etkinliği
ABD’nin Gazze ve Doğu Akdeniz’de artan varlığı, Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini zayıflatabilir. Türkiye, Libya ile yapmış olduğu deniz yetki alanları anlaşması ve KKTC ile olan ilişkileri ile Doğu Akdeniz’de etkinliğini korumaya çalışmaktadır. Ancak, ABD’nin bölgeye askerî ve ekonomik olarak yerleşmesi, Türkiye’nin diplomatik ve askeri manevra alanını daraltabilir.
Türkiye’nin bölgede ABD’ye karşı bir denge unsuru oluşturması için daha agresif bir diplomatik çizgi izlemesi ve özellikle Rusya ve diğer bölge güçleriyle ortaklık kurması gerekebilir.
Doğu Akdeniz’deki Enerji Yatakları ve ABD’nin Rolü
Doğu Akdeniz, büyük doğal gaz rezervlerine sahip olup, bölgedeki enerji denkleminin merkezinde yer almaktadır. ABD’nin Gazze’yi kontrol etmesi, bölgedeki enerji projelerine daha fazla müdahil olmasına neden olabilir. ABD, Gazze sahillerinde bulunan doğal gaz yataklarını işletme hakkını ele geçirerek, İsrail ile birlikte bölgede enerji alanında etkin bir aktör haline gelebilir.
Bu durum, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji stratejisini doğrudan etkileyebilir. Türkiye’nin Mavi Vatan doktrini kapsamında savunduğu haklar, ABD ve İsrail ortaklığındaki projeler nedeniyle tehlikeye girebilir. ABD’nin bölgedeki varlığı, GKRY ve Yunanistan’la işbirliğini artırabilir, bu da Türkiye’nin diplomatik çabalarının daha da yoğunlaşmasını gerektirebilir.
Doğu Akdeniz’in Güçlü Devleti ABD Mi Olacak?
Eğer ABD, Gazze’yi kontrol eder ve bölgedeki enerji yataklarının işletilmesinde liderlik rolü oynarsa, Doğu Akdeniz’deki dengenin ABD lehine kayması kaçınılmaz hale gelebilir. Ancak bu durum, Rusya ve Çin gibi bölgede artan etkiye sahip olan aktörlerin tepkisini çekebilir. İran ve Arap ülkeleri de bu yeni düzene karşı alternatif ittifaklar oluşturabilir.
Türkiye’nin, ABD’nin artan etkisine karşı dengeleyici bir rol oynaması için enerji diplomasisini güçlendirmesi, Libya ve KKTC ile olan bağlarını kuvvetlendirmesi ve deniz kuvvetlerini bölgede etkin kullanması gerekmektedir. Bunlara ilave olarak Türkiye önümüzdeki günlerde yapılması planlanan Güney Kıbrıs ve Mısır arasındaki enerji toplantısını ve sonuçlarını yakinen takip etmelidir. İsrail ve ABD’nin Filistin planı, Mısır ve Güney Kıbrıs’ın olası tespit ve sondaj antlaşması Kıbrıs Türkü ve Türkiye’nin denklem dışı kalmasına sebep olabilir.
Sonuç:
Trump’ın Gazze planı, sadece Filistinliler için değil, bütün Doğu Akdeniz güç dengesi için büyük bir değişikliğe yol açabilir. ABD’nin bölgedeki varlığını artırması, Türkiye’nin stratejik hamlelerini daha da kritik hale getirmektedir. Enerji, askeri gücün yeniden konumlandırılması ve diplomasi, bu yeni düzenin en belirleyici unsurları olacaktır.