Kıbrıs sorunu ve müzakere süreci hikayesinin dönem dönem psikolojik hareketlerle yürütülen evreleri olmuştur. Bu dönemleri tarih sahnesinde hatırlayacak olursak Kıbrıs Rumlarının Kıbrıs Türklerine karşı moral ve motivasyonlarının düşmesi için yaptıkları müzikli savaştır. Bestesi ve güftesi Yesari Asım Arsoy’a ait olan Nevin Demirdöven’in seslendirdiği “Bekledim de Gelmedin” şarkısı üzerinden yürüttüğü psikolojik savaştır.
İlk dörtlüğünü hatırlayacak olursak:
“Bekledim de gelmedin
Sevdiğimi bilmedin
Göz yaşımı silmedin
Hiç mi beni sevmedin?”
şeklindedir. Rum terör örgütlerinin Kıbrıs Türklerine yaptığı zulüme karşı Kıbrıs adasına çıkartma yapması beklenen Mehmetçik için Rumların kullandığı bir argümandır.
Kıbrıs Türkleri de bu propagandaya karşı aynı şekilde karşılık vermişlerdir. Bestesi Rüştü Şardağ ait olan “Bir Gece Ansızın Gelebilirim” şarkısını Yaşar Özel’in seslendirmesiyle Rum psikolojik savaşına karşı kontra hamle olarak kullanmıştır.
“Bu kadar yürekten çağırma beni
Bir gece ansızın gelebilirim
Beni bekliyorsan uyumamışsın
Sevinçten kapında ölebilirim”
şeklindedir. Bu propaganda sürecinin sonundaysa Kıbrıs adasına barış ve huzur getiren ‘Şanlı Mehmetçik’ adaya ayak basmıştır. “Bekledim de Gelmedin” diyen Rum yönetimi ve kilisesi kanlı eylem ve hayallerinde mağlup olmuşlardır.
Türkiye’nin milli güvenliği için yaptığı güney sınırlarındaki askeri operasyonları fırsat bilen Rum yönetimi, KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’nın “Çözüm sonrası ortak zenginliğimiz” diye tabir ettiği hidrokarbon yataklarının işletilmesi ve çıkarılması faaliyeti üzerinden transatlantik destekle Kıbrıs Türkünü ve Türkiye’yi zor durumda bırakacak bir savaşın içine sokmak istemektedir. Kıbrıs Türkünün hakkı olan bölgelerde geçen haftalarda İtalya ENİ şirketi üzerinden Türkiye ile psikolojik bir savaşa girmiştir. Bu manevranın sonrasında aracı şirket ve Rum yönetimi mağlup olmuşlardır. Avrupa Birliği tandanslı desteği yeterince alamayan Rum yönetimi Türkiye ve Kıbrıs Türküne karşı şimdi Rus haber ajanslarının verdiği şekliyle “ABD’li Exxon Mobile enerji şirketi, Doğu Akdeniz’e ABD donanması 6. filo ile geldi.” haberini sızdırmışlardır. Exxon Mobil’in geleceğini geçtiğimiz günlerde Rum basını da yazmıştır. Alithia Gazetesi bu haberi “Amerikalılara da mı karşı çıkacak? Türkiye’nin büyüsü Exxon Mobil’de ortaya çıkacak.” başlığını atarak haberi geçmiştir.
Rum yönetimi hidrokarbon yatakları üzerinden psikolojik savaşını sürdürmektedir. Kıbrıs adasında devlet dışı aktörlerin desteğiyle sözüm ona Türkiye’yi haklı olduğu davasında köşeye sıkıştırmak istemektedir.
Türkiye bölgesinde tarihi bağları ve uluslararası hukuktan aldığı güçle psikolojik harekatlara pabuç bırakacak bir ülke değildir. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Afrika gezisi sırasında “O bölgede KKTC’nin ve Türkiye’nin rızası olmaksızın bir adım atılamaz. ENİ hadisesinde bu görüldü. Yarın belki Fransa, Total ile yapmak isteyecek bu işi. ABD belki EXXON ile yapmak isteyecek. Ama KKTC’nin ve Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının çiğnenmesine fırsat vermemiz elbette mümkün değildir.” demiştir.
Türkiye, Kıbrıs Türkünün hakkı için tarihte ödediği bedeli yine ödemeye hazırdır. Türkiye 15 Temmuz öncesi başlayan transatlantik savaştan 15 Temmuz gecesi galip çıkmıştır. Şu an tüm cephelerde bu yapı ve zihniyet ile görünür görünmez bir savaş içindedir. Rum yönetimi bölge zenginliklerini samimi bir şekilde Kıbrıs halkı ile paylaşmak istiyorsa KKTC ile resmi diyaloğa geçerek ortak bir işletme mantığıyla yer altı kaynaklarını kullanmalıdır.