Geçtiğimiz son dört beş ay Kıbrıs adası için seçim dönemiydi. Güneyde yapılan Başkanlık seçimlerinin galibi ikinci turda oyların %55,99’unu alarak yeniden Başkan seçilen Nicos Anastasiadis oldu. Kuzey Kıbrıs seçimlerinin galibiyse geçtiğimiz hükümetin büyük ortağı Ulusal Birlik Partisi (UBP) oldu. Fakat sandıktan birinci parti çıkan UBP, tek başına hükümet kurma sayısına erişemediği için şimdilik ana muhalefet partisi olarak Cumhuriyet Meclisi’nde yerini aldı. Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Halkın Partisi (HP), Demokrat Parti (DP) ve Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Sayın Tufan Erhürman Başbakanlığında dörtlü koalisyon hükümetini kurdular. Kıbrıs Türk seçmeni kampanya sürecindeki PR çalışmalarının etkisiyle ve genel değerlendirmesiyle Cumhuriyet Meclisi’nde çok partili bir yapıya onay verdi. Günümüz demokrasisi politik hesap ve oyunlar sayesinde çoğunluğun yerine azınlık küçük partilerin birleşerek geneli yönetmesine izin veriyor. Bu demokrasinin verdiği izinle dört parti ortak bir düşüncede birleşerek bu dönemde KKTC’ye hüküm etme yetkisini aldılar. Bu dört parti eğer bu ortaklık sürecinde kendi parti programlarını uygulamak isterlerse çok uzun soluklu bir hükümetin olmayacağını söylemek yanlış olmaz. Hükümet kurma görüşmeleri sonrası çıkan değer ve kriterlerle, parti kimlikleri olmadan politika yaparlarsa uzun bir süre gidebilirler. Doğu Akdeniz’in öneminin her geçen gün arttığı, Orta Doğu petrollerinin ve Kıbrıs adasının deniz alanlarındaki doğal gaz yataklarının açılması işletilmesi döneminde birlik içinde olması gereken bir KKTC hükümeti olmalıdır. Bu zor ve çetin şartlarda yükleri ağır, yolları dikenlidir. Bu süreci kamuoyu olarak bizler ve halkımız yakinen izleyeceğiz. Başbakan Sayın Tufan Erhürman ve hükümetine başarılar dilerim.
Kıbrıs Müzakereleri
Son kapsamlı görüşme 2017 yaz aylarında garantör ülkelerin de katılımıyla “Kıbrıs Konferansı” niteliğinde olan Crans Montana görüşmeleriydi. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin akıl ve mantığa aykırı istek ve görüşleri sebebiyle KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’nın 20 ay yürüttüğü çalışma çökmüştü. Akabinde seçim atmosferine girilmesi bu zamana kadar müzakeresiz bir ortama sebep oldu. Kıbrıs adası için seçimler bitti. Hükümetler kuruldu kurulmak üzere. Rum yönetimi hiç ara vermeden, Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’nın çözüm sonrası ortak zenginliğimiz diye tabir ettiği doğal gaz yataklarıyla alakalı çalışmasını devam ettirdi. Bu çerçevede Rum yönetimi İsrail, Yunanistan ve Mısır’la çeşitli görüşmeler yaptı. Müzakereye bağlamadan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi “Devlet Politikası” olarak belirlediği çalışmalarını Doğu Akdeniz’deki jeopolitik konumunu koruyarak devam ettiriyor. KKTC’de hükümet kuruldu, iç siyasi çekişmeler bir kenarda tutularak “Devlet Aklı ve Millet Menfaati” doğrultusunda hükümet ve Cumhurbaşkanı ortak bir çizgide buluşarak garantör ülkemiz Türkiye’yle birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için siyasi coğrafyasının stratejik önemini kullanarak çalışmalara başlamalıdırlar.