Siyasi coğrafyamızın en sıcak sorunu, okyanus ötesinden ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail’in başkenti olarak Kudüs ‘ü tanıma kararı ve ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e açılmasını onaylamasıdır. Okyanus ötesinden aldığı karar Filistin halkına zulüm olarak yansımıştır. İslam İşbirliği Teşkilatı dönem Başkanı olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İslam ülkelerini Kudüs için acil İstanbul’a toplantıyla çağırmıştır. Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın öncülüğünde üye ülkeler ve devlet başkanları ABD’nin kararını kınamış ve Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak tanımışlardır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Trump’ın Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanımasına ‘hükümsüz’ diyen karar da, ezici çoğunlukla kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve dış politika yapıcıları zor günlerde bile haklı oldukları davaları savunmuşlar ve hedefe ulaşmışlardır. Filistin halkına ve tarihsel bağına sahip çıkılmıştır.
Kıbrıs Eylem Planı
Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Ünal, Aydınlık gazetesine verdiği mülakatta Kıbrıs konusunda müzakerelerin artık sürdürülemez olduğunu, Kudüs kararıyla İslam ülkelerinin arasında dayanışma duygusunun ortaya çıktığını, Türkiye’nin de bunu fırsata çevirerek ‘Neden KKTC’yi tanımaları gerektiğini’ anlatmalı demiştir. Prof. Dr. Ünal, Kıbrıs Eylem Planı içerisinde üç aşamalı bir planla hareket edilmeli demiştir. Birinci aşama olarak, İslam ülkelerine “Neden KKTC’yi tanımaları gerektiği”ni, ikinci aşamada Türkiye’nin KKTC’nin tanınmasını devlet politikası haline getirilmesini söylemiştir. NATO’nun önemli bir üyesi olarak Türkiye’nin NATO üyeliği isteyen ülkelere “Girmek istiyorsan KKTC’yi tanımalısın, yoksa veto ederim.” kartını kullanmalıdır, demiştir. Üçüncü aşamada ise Washington’a karşı atılacak adımlar olarak belirlemiştir. Prof. Dr. Ünal “Yugoslavya’dan 7, Çekoslovakya’dan 2 ülkenin çıktığını ve ABD’nin hepsini tanıdığının hatırlatılması gerek” demiştir.
***
Yazılarımda hep belirtmişimdir: Coğrafya kaderdir. Türkiye ve KKTC, kaderi olan coğrafyanın iyi ve kötü yanlarını yaşayarak bağımsızlığını korumuş ve geleceğine yön vermektedir. Türkiye, KKTC’nin tanınması için jeopolitik coğrafyasının kazanımlarını kullanmalıdır. ABD’ye rağmen İran ve Rusya ilişkilerini de bu tanıtımda kullanmalıdır. Sayın Ünal’ın da dediği gibi Rusya’nın KKTC’yi tanıması için Kuzey Kıbrıs topraklarından askeri irtibat üssü olarak yer verilmesi fikri bile KKTC’nin tanınma aşamasında çok büyük katkıları olacaktır. ABD’nin İran’a ambargo uyguladığı dönemde bile Türkiye İran’la ilişkilerini iyi tutmuştur. İran da bunun karşılığı olarak neden Kuzey Kıbrıs’a, KKTC’nin başkenti Lefkoşa’ya Büyükelçilik açmasın ve KKTC de Tahran’a Büyükelçilik açmasın?
Recep Tayyip Erdoğan
Sudan ziyareti sırasında Sudan Meclisi’ne giriş videosu, Devlet Başkanıyla ve yetkililerin Cumhurbaşkanımıza karşı sergiledikleri kardeşçe yaklaşım, bizleri gururlandırmıştır. Ezilenin, hor görülenin, dışlananın yanında olan İslam coğrafyasında umut olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan batıya ve transatlantik akla karşı ‘dünyanın 5’ten büyük olduğunu’ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtılması yoluyla da göstermelidir. Tarih ve zaman “sakalımızı kesenlerin, kolunu keseceğimiz” andır.