İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

85-Gerekçeli karar! 14.09.2017

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Hüseyin Özgürgün’ün 21 Ağustos 2017 tarihli KKTC Cumhurbaşkanlığ’ına gönderdiği “Din İşleri Başkanı’nın görevden alınması” hakkındaki isteği, Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı tarafından 5 Eylül’de Cumhurbaşkanlığı sitesinde okuduğumuz yazıyla ilgili kişinin görevden alınması için “Bilgi ve belgelerle gerekçeli hale getirilmesi ve kimin önerildiğinin belirtilmesi” hususlarını dile getirerek ilgili isteği ‘ret’ etti. Yazının devamında Sayın Akıncı “Bu tür kurumların yönetimine ilişkin bir karar verirken güçlü dayanaklara sahip olunması gerektiği”ne vurgu yapmıştır. Din İşleri Başkanlığı gibi bir kurum çok özenle seçilmiş yöneticilerin olması gereken bir yapıdadır. İslam Dini yapısı itibariyle terörden uzak, barış ve hoşgörü dinidir.

Kamu vicdanı ve gerekçeli kararı

Yasama, yürütme ve yargı güçler ayrılığı demokrasinin olmazsa olmazıdır. Bu üç güce ilaveten de basın dördüncü güç olarak değerlendirilmektedir. Bu dördüncü gücün köşe yazarı olarak Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’nın gerekçeli karar istemesine sebeple Din İşleri Başkanı Talip Atalay’ın neden görevden alınması gerektiğini yazayım.

***

Anavatan Türkiye’de 17-25 Aralık diye tabir edilen kumpas ve şantaj organizasyonuyla gerçek yüzleri gün yüzüne çıkan okyanus ötesinden üst aklın emir ve direktifleri doğrultusunda faaliyet yapan FETÖ terör örgütü 15 Temmuz akşamı milli birliğimize ve üniter devlet yapımıza kast eden silahlı bir ayaklanmaya girişmiştir. Bu ayaklanma sonucunda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Başbakan, Bakanlar ve devletimizin olmazsa olmaz kurumlarına uçaklar ve asker üniforması giymiş teröristlerle saldırmışlardır. Bu hain eli kanlı örgüt 250 vatandaşımızı şehit etmiş, kamu kurum ve kuruluşlarını yıkmak için uçak ve helikopterlerle bombalı saldırılar düzenlemiştir. Bunlara ilave olarak da kozmik personelleriyle halen yurt içi ve dışında ekonomik ve siyasi hareketlerle milli birlik ve bütünlüğümüze karşı yürüttükleri soğuk savaşları devam etmektedir. Polis teşkilatımız ve bağımsız mahkemelerimiz bunlarla mücadeleye Kuzey Kıbrıs’ta da devam etmektedir. Geçtiğimiz ay emniyet teşkilatının başarılı çalışmalarıyla varlıkları tespit edilmiş ve yargılanmaları için kanun önüne çıkarılmış üyeleri Kuzey Kıbrıs’ta tutuklanmıştır.

***

Yukarıda özetlediğim haliyle FETÖ örgütü Türkiye’de ve KKTC’de faaliyetleri vardır ve devam etmektedir. Konumuza giren kişi Talip Atalay, Türkiye’de bulunduğu sırada Mersin ilinde FETÖ’yle iltisaklı olması sebebiyle göz altına alınmıştır. Bu işlem kendisinin suçlu olduğunu tescillememektedir. Kanun önünde suç kesin olarak karara varılana kadar birey masumdur. Kamu vicdanı olarak ‘Din İşleri Başkanı Talip Atalay suçludur’ demiyoruz, fakat İslam dinini Kuzey Kıbrıs’ta temsil noktasında olan kişide şüphe bile olmamalıdır. Çünkü İslam dini, barış kardeşlik dinidir. Talip Atalay’ın üzerindeki şaibe kalkana kadar görevden alınması en doğru yaklaşımdır. Kalması halinde İslam dini terörle anılmakta ve dinimize iradenin yetkisiyle kötülük yapılmaktadır. Kamu vicdanı olarak gerekçeli kararımızı Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı’ya iletmekteyim.

Sayın Akıncı’ya soru

Kamu vicdanının gerekçeli kararını okudunuz. Kamuoyu olarak Talip Atalay’ı görevden almama kararınızın arkasındaki gerekçeyi açıklar mısınız?