İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

40-Yeni Sam Amca Donald Trump 10.11.2016

Dünyanın gözü Amerika Birleşik Devletleri Başkanlık seçimlerindeydi. Meşhur Salı günü geldi çattı ve ABD halkı oyunu kullandı. Donald Trump seçildi. Başkan olması ile Doğu Akdeniz ve Amerikan etki alanının yeni ‘Sam Amcası’ da Başkan Trump oldu. Neo-liberal politikaların uygulayıcısı ailenin adayı Bayan Clinton mağlup oldu. Yerine ‘ulus devlet’ fikrini savunan İngiltere’nin AB’den çıkma fikrine “geri kalan ulus devletlerine sahip çıksınlar” diyen Amerikan rüyasının temsilcisi olan Trump, rüyayı görenlerin Başkanı oldu. Kıbrıs sorununu ve politikasını okyanus ötesi akla göre dizayn edenlerin de planlarını revize etmeleri ‘ulus devlet’ fikrine sahip çıkmaları gereken bir döneme girildi.

Ulus Devlet ve Atatürk

İkinci Dünya Savaşı’nın galip devletlerinin şekillendirdiği coğrafyamız, 2000’li yılların başına kadar içinde yaşadığımız siyasi biçim ve ekonomik politikalarla çalışmıştır. “Milliyet ve Ulus” kavramlarının 2000’lerin başlarına doğru dünya harbinin izlerinin azalmasıyla ve ekonomik yaşamda yer edinemez olmasıyla belirleyici etken olmaktan çıkmıştır. Yerini küresel ekonomik söylemlere bırakmış, sermaye ulusların tekelinde değil de kendini küresel aktör diye tanımlayan patronların ve çok uluslu şirketlerin CEO’larının kontrolüne girmiştir.

Devletlerin para politikaları da ulus devlet mantığındaki ekonomi devlet politikası mantığında olmalı yaklaşımından uzaklaşmış yerini neo-liberal para politikalarına bırakmıştır. Devlet, elini para politikalarından çekilmesiyle oluşacak boşluğu “görünmez el” diye de tabir ettiğimiz gölge kabinelerin ekonomik aktörlerine bırakmayı ön görmüştür.

Bu değişim ve dönüşüm ile sermayenin yöneticisi/sahibi ekonomik faaliyetlerini milliyet kavramı olmadan küresel vatandaş mantığı ile istediği alana taşımış ve istediği millete ait olan sermayeyi sömürmüştür. Sırası ile bölgemizi, coğrafyamızı ve kıtaları istediği gibi tasarlamak isteyen sermaye aktörleri hedeflerine ulaşmış ‘yerel kimliksiz’ para politikaları sisteme hakim olmuştur. Gayri milli para politikaları ve sermaye oyunları kısa vadede hedeflerine ulaşmışlar. “Ulus ve Milliyet” kavramlarını etkisiz kılmışlardır. Nitekim sermayenin serbest dolaşım politikası bireyin de serbest dolaşımının önünü açmıştır. Bu dolaşımla birlikte bölgesel olan terör de küresel sınır tanımayan bir hal almıştır. Bölgesel olan terör sermayenin işine gelir, fakat küreselleşen terör parayı ve sermayeyi korkutur. Bu korku da yaşadığımız zamanda ulus devletlerin tekrardan canlanmasına ve sınırların belli ve çizilmiş olmasının önünü açmaktadır. Kurtuluş Savaşı ile Millet ve Ulus devletin temellerini atan Türk milleti Başkomutanı Atatürk’ün izinde milli devletini korumak için canı pahasına halen savaşmaktadır. Bu savaşını da 15 Temmuz’daki hain küresel sermayenin gayri milli politikaları ışığında, gayri milli çocuğu olarak hizmet eden FETÖ’nün alçak girişimine karşı dik durarak sürdürmüş devletine ve milletine sahip çıkarak sürdürmeye devam ettirmektedir. Esir milletlere önderlik eden ve ufuk açan Türk milletinin ilelebet Başkomutanı olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ölüm yıl dönümünde rahmet ve minnet ile anarım.