İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

30-Kadim şehir İstanbul, 2019 – Haziran

Merhaba güzel coğrafyanın güzel insanları. Yılın altıncı ayı Haziran’a merhaba diyoruz. Bir önceki aydan daha güzel günleriniz olsun. 

Mart ayında gerçekleştirdiğimiz yerel seçim sonuçları İstanbul için yenilenmesi kararına neden oldu. Bayram sonrası okulların tatil olmasıyla ülkemizin yurt genelinde yaz aylarını yaşamaya başladığı günlerde 23 Haziran Pazar günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri yenilenecek. Dağ fare doğurur mu, bilinmez ama seçim sonucu 31 Mart akşamı olduğu gibi bir tarafı üzecek bir tarafı sevindirecek. 

23 Haziran İstanbul seçimleri çok partili siyasi yaşama geçtiğimiz andan itibaren sonucu en çok merak edilen, seçim günü öncesi en çok tartışılan seçim olarak siyasi hafızamızda şimdiden yerini aldı. 

Umarım 23 Haziran gecesi Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ve paydaşları başta Anadolu Ajans (AA) ile koordinasyonu 31 Mart akşamı gibi kopukluğa uğramadan sağlıklı bir şekilde gerçekleşir ve sonuçlar an be an basın yayın organları vasıtasıyla kamuoyu ve halkımıza duyurulur. 

Ülkemiz için hayati öneme sahip kadim şehir İstanbul, önümüzdeki beş yıl süre ile şehrin eminine sağlıklı bir şekilde teslim edilmiş olur. 

İstanbul’un önemi

”Eğer bir gün dünya tek bir ülke olursa, şüphesiz ki başkenti Kostantinopolis (İstanbul) olurdu” demiş Napoleon Bonaparte. 

Evet, İstanbul dünyaya başkentlik yapacak tarihi geçmişe ve jeopolitiğe hâkimdir. 

İstanbul Roma İmparatorluğu, Latin İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapmış bir şehirdir.

120 İmparatora ve sultana ev sahipliği yapmış tek şehirdir.

3 büyük dinin kutsal emanetleri İstanbul’dadır.

İstanbul’da çeşitli dönemlerde 2.000’e yakın inanç ve öğretiği yaşamıştır. 

Hristiyanlık ilk kez resmi din olarak Roma İmparatorluğu zamanında İstanbul’da kabul edilmiştir.

Son Peygamber Hz. Muhammed’in de İstanbul’la ilgili “İstanbul bir gün muhakkak fethedilecektir.” sözü çok önemlidir. Tarih bu sözün tutulmasını Fatih Sultan Mehmet Han’a nasip etmiştir. ‘Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.’ hadisi vardır. 

Aynı zamanda 3 büyük medeniyetin beşiği İstanbul’dur.

2 kıtayı birleştiren dünyadaki tek şehir İstanbul’dur.

Kadim şehir İstanbul saymakla bitmeyecek derin anlam ve mana yüklü değere sahiptir. Bu sebeple de İstanbul’u elinde tutan Türkiye’yi yönetmekle kalmaz, etki ettiği kuş uçumu 4-5 saatte gidilecek olan coğrafyayı da kontrol edebilir. 

Sevdiğim bir büyüğüm Üsküdar sahilinden Kız Kulesi’ne doğru çay sohbeti yaptığımız bir anda derin bir nefes sonrası “İstanbul çok güzel bir kadına benzer, seyrine doyum olmaz. Fakat çok yaklaşma, aklını başını alır.” demişti. 

Hepimizin İstanbul’u farklıdır. İstanbul hikâyesi de farklıdır.

Siyaset kurumunun İstanbul için verdiği mücadele de ortadadır. 

Peki, İstanbul hikâyesi tek bizim mi vardır?

İstanbul’da kimler hüküm sürmek istemektedir?

İstanbul ekonomisi kimin elindedir? 

Bu sorular uzar gider. İstanbul aynı zamanda beyaz yakalı olarak tarif ettiğimiz, iyi yetişmiş kişilerin de doğal okulu niteliğindedir. Profesyonel hayattaki tüm yetişmişlerin geçmişinde İstanbul vardır. Ülkemizde borsadaki önemli firmaların yönetimleri veya merkezleri İstanbul’dadır. 

Çok farklı bir şekilde İstanbul tartışılır ve yorumlanır bende. Büyükşehir yarışı için başka bir bakışla İstanbul’u yorumlamak istiyorum. 

Dünya siyasi coğrafyasında ülke isimlerinin önüne geçen marka şehirler vardır. 

Bunlara örnek verecek olursak Londra, Amsterdam, New York ve Tokyo şehirleri dünyaca üne sahip marka şehirlerdir. Bu şehirlerin para politikası ve siyaset kurumu için küresel ölçekli rolleri vardır. 

İstanbul’da dünya siyasetinde marka bir şehir olma yolunda ilerlemektedir. 

Çok uluslu şirketlerin Ortadoğu, Balkanlar, Avrasya operasyonlarını yönettiği merkez bir şehirdir. Finansın başkenti rolünü almak üzeredir. 

Bu bağlamda İstanbul’un şehri emini milli ve yerli Anadolu değerlerine sahip, kurtuluş ve kuruluş asabiyesini siyasi yol haritasında karakteri haline getirmiş bir kişi ve yönetimi olmalıdır. 

İstanbul tabi ki çağın ve sistemin gereklerini karşılamak adına küresel partnerleri, çok uluslu şirketleri ve çok renkli olabilir. 

Ama şu unutulmamalıdır ki Cumhuriyet Türkiye’sinin başkenti Ankara’dır. İstanbul Ankara’ya bağlı olan ülkemizin en büyük kadim şehridir. 

İstanbul’a farklı anlamlar yüklemek Ankara ve Anadolu coğrafyasını Türksüzleştirmek ve önemsizleştirmek demektir. 

Unutulmamalıdır ki,

İstanbul başta Birleşik Krallığın esareti altında olduğu günlerde Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkması ve Anadolu’da teşkilatlanmasıyla özgürlüğüne kavuşan kadim şehrimizdir. İstanbul canımız göz bebeğimizdir. 

İstanbul için başkent hayali kuranlar Churcill’in savaş kabinesinin üyesidirler. 

Çünkü kurtuluş ve kuruluşun başkenti mağrur ve vakur Ankara’dır. 

1071 rakımlı tepede oluşan siyasi düşünce ve Cumhuriyetin devlet aklı çağın tüm gereksinimlerini karşılayacak vizyona sahiptir. 

Bu sebeple İstanbul seçimleri şehrin eminini seçmek çağı ve sistemin gereksinimlerini karşılayacak olan İstanbul yürütmesinin seçimidir. 

Kitap: Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şahin’in “Din Dış Politika İlişkisi ABD Örneği” isimli eserini okumanızı tavsiye ediyorum.