İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

27-31 Mart Beka Seçimi, 2019 – Mart

Necip Fazıl Kısakürek’in insan yaşamı için söylediği güzel bir sözü var: “Kader denk noktası”. İnsan ömründe bir gün bir an ve bir zaman dilimini betimlediği bir süreçtir. Yaşamın meşgalesiyle göremediğimiz belki de kaderimizi değiştirecek anı, olayı ya da kişileri yok sayar, hali hazırdaki durumumuzu devam ettiririz. 

İnsanın kaderinin olduğu gibi yaşayan bir organizma olan devletlerin kaderi yok mudur? 

Tabi ki devletlerin de kaderi vardır. Bireyin kaderi kendisini ilgilendirirken devletin kaderi tüm toplumu ve milleti hatta bir coğrafyanın kaderini ilgilendirir. 

Bunu örnekleyecek olursak komşumuz Suriye’nin kaderi barış ve huzur ile geçen bir süreç olsaydı günümüzdeki iç savaş hali olmazdı. Vatandaşları başta Türkiye olmak üzere Avrupa ülkelerine savrulup gitmezlerdi. Suriye’nin kaderi bölge ülkelerini de insan hareketi ve toplumsal huzur bağlamında olumlu olumsuz etkilemiştir. Demek ki ülkelerin kader denk noktası bireyin kader denk noktasından daha da önemlidir. 

Günümüze ve ülkemize gelecek olursak ülkemizde uzunca bir süredir kaderine etki edecek birçok olay vuku bulmuş, milletimiz necip bir duruşla devletinin yanında olmuş, kaderi olan coğrafyayı en az zarar ve yaşanabilir bir alan olarak sürdürmektedir. 

17-25 Aralık süreci, 15 Temmuz hain saldırı sonrasında ekonomik tetikçilerin para piyasalarına yaptıkları saldırılar, sonrasında 16 Nisan Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi halk oylaması, 24 Haziran seçimleri ve önümüzde bu sürecin sağlaması niteliğinde olacak olan 31 Mart 2019 yerel yönetimler seçimleri var.

Kısaca devletimizi ve birey olarak bizleri etkileyecek olan kader denk noktası korku filmi edasıyla yaşamımızdan akıp gitmektedir. 31 Mart bu süreci final seçimi mahiyetinde, sistemin sağlaması, küresel ihanet odaklarının Türk Devleti ve Milletinden yiyeceği tarihe geçecek olan ‘Osmanlı tokadı’ mahiyetindedir. 

İbn-i Haldun ‘Coğrafya Kaderdir’ der. Kaderimiz olan coğrafyada akıl, mantık ve devlet fikri ile hareket etmezsek ‘Habil ile Kabil’in birbirine kıydığı’ ‘Hira Dağı ile Olimpos Dağı’nın çocuklarının savaştığı’ ‘Hilal ile Hac’ın birbirine düşman olduğu kıyım sürecini’ tekrardan yaşarız. 

Bela ile Beka fikirleri üzerinden siyaset kurumu ikiye ayrılmıştır.

Bir tarafta PKK ve siyasi uzantısıyla iş tutan sözde sosyal demokrat bir alan ve sermaye hareketine hizmet eden kökü ve geçmişi olmayan proje siyasi yapısı vardır. 

Diğer tarafta ise yerli ve Milli yapı ile hareket eden Milli liderlerin oluşturduğu devlet ve millet siyasetinin yaşam bulduğu siyasi ihtiraslarını ayaklarının altına almış bir yapı… 

Demokrasilerde sandık ve seçimler millet iradesinin karar aldığı sonucu doğru gösteren sistemlerdir. 

Bunun için demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine, hukukun üstünlüğüne inanarak katılımcı demokrasi düşüncesiyle 31 Mart seçimlerine oy vermek için katılmalıyız. Avrupa ve diğer devletlerde oy veren seçmenin oranının düşmesine inat çok yüksek bir katılımla demokrasi dersini dünyaya vermeliyiz. 

Yerel yönetimler seçimlerinde, “Belediye Başkanlarını seçeceğiz” diyerek 31 Mart’ı önemsizleştirmeyelim. 

31 Mart Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sağlaması, 

17-25 Aralık ve 15 Temmuz küresel ihanet faaliyetlerinin patronlarına Anadolu Coğrafyasında huzur ve barışın tahsisini sağlayan devletimizin tokat niteliğinde cevabı olacaktır. 

Türkiye’nin edilgen değil de etken bir devlet olduğunun cevabı olacaktır. 

Anadolu Coğrafyasında 1071’den beri hüküm süren Türk varlığının gelecek bin yılda da var olacağının cevabı olacaktır.

“Ben su hizmeti, çöp hizmeti gibi çeşitli belediye hizmetleri alacağım.” bakışıyla süreç ve seçimi dar bir pencereden sığ bir düşünce ile irdelemeyiniz. 

Geçmiş yerel yönetimler seçimleri sonrası Türkiye siyasetinde nelerin önünün açıldığı nelerin önünün kapandığı gibi 90 sonrası seçimleri iyi analiz ediniz. 

Unutmayalım, 31 Mart Beka ile Bela kavramlarının yol ayrımıdır. 

Zillet ittifakı ile Cumhur ittifakının tarafları olduğu kader seçimidir. 

Devlet ve Millet aklı ile oyunuz beka, sonsuza kadar Türk devleti, Anadolu’dan başka vatanımız yok mantığı üzerine olsun.

Bin yıllık kardeşlik birlik ve beraberlik üzerine olsun. 

Selam ve dua ile var olun. 

Kitap: Cemil Meriç’in “Bu Ülke’’ adlı eserini okumanızı tavsiye ediyorum.