Tarihte kurulmuş, günümüze gelmiş, etkili ya da etkisiz tüm devletlerin kurucu iradesi ve kuran iradesi vardır. Bu kuruluş asabiyesi günümüzde karakterini, refleksini, dünyayı algılamasını ve bakışını yansıtır. Kurulduğundaki asabiyesine sadık kalan devletler, milletler modern çağda kendini yenileyerek devamlılığını, sürdürülebilirliğini sağlarlar. Köklerine sadık olmayan, değişimi gelenek görenek ve kurucu reflekslerine aykırı düşünenler tarih sahnesinde yıkılmış ve helak olmuşlardır.
Tarihi süreçte Türk devletleri de kurucu irade, asabiye ve gelenekleri üzerine kurulmuşlardır. Bu iradenin şekil almasında üç büyük müessese önemlidir. Bunlar ordu, medrese ve tekkedir. Kuruluş iradesi bu üç büyük müessesenin bir araya gelmesi ve gayreti ile oluşmuştur. Ordu nizam ve otoriteyi; medrese din ve ilmi; tekke ise ahlakı ve halk eğitimini temsil etmiştir. Ordu askerleri, devlet ve idare adamlarını; medrese münevver kadroları; tekke de geniş halk yığınlarını eğitmeyi ve şuurlandırmayı ve devletin gayesine yöneltmeye başarmıştır.
Bu yapı ve irade üzerine kurulan Türk devletleri sırası ile asırlarca yaşamış ve hüküm sürmüştür. Günümüze kadar gelindiğinde en büyük modern iradesi de Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Dünden bugüne ordu, medrese ve tekkenin millete yansıttığı değer yumağı ile milletin aynası olan devletimiz çağlara ve zamana ayak uydurmuş. Muasır ve güçlü devletlere eş olmuştur.
Bu bağlamda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, ne derece kuruluş asabiyesine ve bağlarına sadık olarak güncel konuları müzakereleri değerlendirmiş ve yönetmiştir? Cumhuriyet Meclisi KKTC siyasetinde neden özelliğini her geçen gün yitirmektedir? Hayati öneme sahip konular neden sağlıklı tartışılmamaktadır. Koalisyon hükümeti uzun vadede siyaset kurumunu neden temsil edememiştir. KKTC siyasi sistemi niçin tıkanmıştır?
Hafta başı katıldığım I. Akdeniz Karpaz “Tarihte Kıbrıs” Sempozyumunda açılış konuşmasını yapan T.C. Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çolak’ın konuşmasındaki “NATO, BM ve AB gibi küresel oyuncuların Kıbrıs konusuna müdahale etmesi, Kıbrıs’ın önemini ortaya çıkarmıştır. Doğu Akdeniz’in karakolu olma özelliğini günümüzde de korumaktadır.” Sözleri reel politikte halen önemli bir pozisyonu olan Kıbrıs’ın olduğunu ortaya koymaktadır.
Kuvvetle muhtemel kurulmasını tahmin ettiğimiz Ulusal Birlik Partisi ve Demokrat Parti koalisyon hükümeti, iradeyi günümüz koşullarında gerektiği gibi uzun vadeli devlet politikaları ile siyasi ideolojik bakıştan uzak tüm nüfusu kapsayan bir şekilde çalışmalarını sürdürmelidir.
UBP-DP hükümetine bağımsız vekillerin desteği ile güven oyu almaları ve sonrasında mali protokol, su konusu, vatandaşlıklar gibi kamuoyunu yakından ilgilendiren konular üzerinde devlet aklı ve kurucu asabiye ile hareket ederek siyaset yapmalıdır. Bu yapılacak çözüm ve olumlu yönde olan politikalar KKTC devletinin bekası ve geleceği için önemli olduğu gibi, kabineyi oluşturacak partilerin bir sonraki genel seçimdeki pozisyonları için de önemlidir.
Millet çözüm yerine sorun olan siyasi aktörleri sandık marifeti ile oyunun dışında bırakır ve yeni seçeceği aktörlere iradesini ve asabiyesini yönetme yetkisini verir.