İn Aydın için yazılarıma “Merhaba” enerjisiyle başlıyorum. Yayınlanacak ayın güzelliklerini de ekleyerek sizlerle yazılarımı buluşturuyorum.
Zaman ve döneme göre yazımın içeriğini ifade etmeye çalıştığım, anlattığım konuyu da işliyorum ve okumanız için sizlere sunuyorum.
Okumak ruhu ve zihni dinlendiren en güzel eylemdir. Ben okumalarınızla sorular sormanızı ve içinde bulunduğumuz durumları irdeleyebilmenizi, ona göre de birey olarak gelecek planlamanızı ve sosyal çevrelerinizi belirlemenizi istiyorum…
Zaman ve şartlar yüzünden yaşam ve hayatın olağan akışı içerisindeyken gözümüzün gördüğüne inanır; konuyu ya da objeyi irdeleyemez; neden, niçin, nasıl gibi soruların cevaplarını aramadan, onun etkisiyle söylem ve eylemlerimizi belirleriz.
Gündemimizdeki en önemli konulardan birisi ve Türk devleti için “Milli Güvenlik” meselesi olan başlıkta da özetlediğim haliyle ‘küresel ihanet ve terör şebekesi FETÖ’ örgütü hakkında bilgi niteliğinde notlar paylaşmak istiyorum…
Siz değerli okuyucularımla bu açık kaynaklardan derlediğim notlarımı paylaşmak istememdeki sebep milletçe hafızamızın zayıf ve insani duygularla, yapılanı unutan bir tarzımız olduğu için bu ihanet şebekesine karşı merhamet beslenmemesidir.
Unutmayalım ki “Her şeyin bir bahanesi vardır; lakin vatana ihanetin bahanesi olamaz.”
FETÖ
Ülkemizde 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 1. maddesinde ‘terör’ kavramı açık bir şekilde tanımlanmıştır. 3713 sayılı TMK’nın 2. maddesindeki tanımla da ‘Terör örgütlerine mensup olan kişiler terör suçlusudur.’ denilmektedir. Yine aynı kanunun aynı sayının 3. maddesinde ‘Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma, Anayasayı ihlal, Meclise darbe, Hükümete darbe, Hükümete karşı silahlı isyan, silahlı örgüt, silah sağlama, yabancı hizmetine asker yazma ve yazdırma ve Cumhurbaşkanına suikast suçları’ mutlak terör suçu olarak nitelendirilmiştir.
Terör tanımı, üyesi ve suçunun hepsini defalarca Fetullah’çı terör örgütü işlemiştir. Dini bir hareket mi, yoksa örgüt mü gibi boş tartışmalara gerek yoktur. FETÖ okyanus ötesinden emir alan, eli kanlı bir terör örgütüdür. 15 Temmuz 2016 akşamı da kanlı terör eylemini harekete geçirmiştir. Necip milletimiz ve milli devletimiz sayesinde başarısız olmuştur.
15 Temmuz’un üzerinden çok zaman geçmeden devletimizin ‘şüphe varsa şüphe yoktur’ düşüncesiyle hareket etmesine sebeple yaşın yanında kuru da yanabilir. Fakat ‘yanlış hesap Bağdat’tan döner’ ifadesiyle de FETÖ’dan mağdur olan masum vatandaşımız görevine iade edilir ve normal yaşamına geri döner.
Bu süre içerisinde FETÖ’ye kozmik olarak düşüncede hizmet eden güruhlarda ‘bu işin suyu çıktı’, ‘masumları da alıyorlar’ gibi ifadelerle Fettullah’çı terör örgütüyle mücadele eden devletimizi itibarsızlaştırmak ve halk desteğini kesmek için propaganda yapmaktadırlar.
Ona sebeple de açık kaynaklardan topladığım FETÖ hakkındaki bilgileri sizlerle paylaşarak tehlikenin boyutlarını ortaya koymak ve devletimize mücadelede sabırla destek vermemiz gerektiğini söylüyorum.
Örgütün Kuruluşu
FETÖ örgütünü kuran ve yöneten sözde kâinat imamı Erzurum-Pasinler-Korucuk köyü nüfusuna kayıtlı Ramiz ve Rabia oğlu 27.04.1941 doğumlu Fetullah Gülen’dir. 1959 yılından itibaren çeşitli illerde imam ve vaiz olarak görev yapmıştır. 1970’li yıllara kadar düşüncede Yeni Asya Grubu içerisinde yer almıştır. İzmir Kestanepazarı Kuran Kursu’nda görev yaptığı yıllarda, ihanet ağının temellerini atmıştır. Bu dönemde dini motifleri kullanarak ‘din elden gidiyor’ propagandasıyla devlete karşı halkı kışkırtmak suretiyle örgütün çekirdek kadrosunu oluşturmuştur. Bu kadroyla müstakil hareket ederek 13-18 yaş gurubundaki öğrenci ve gençler üzerinde yoğunlaşmıştır. Daha sonraları ‘ışık evleri’ adıyla anılacak evlerde radyo-teyp ve video kullanılarak vaaz ve konuşmaları hedef kitlelere ulaşmasını sağlamışlardır. Böyle bir yapıyla hayata geçen örgüt 1990’lı yılların başlarından itibaren yurt dışına açılmaya başlamıştır. Zaman içerisinde ‘hayatın olağan akışına’ aykırı bir şekilde dünya genelinde 160 ülkede faaliyet yapan ‘küresel ihanet ve terör şebekesi’ olmuştur.
Örgütün Amacı
FETÖ örgütü, toplumun dini duygularını süiistimal ederek ‘himmet’ adı altında topladığı haraçlarla yurt içinde ve yurt dışında faaliyete geçirdiği eğitim kurumları üzerinden amaç ve ilkeleri doğrultusunda yetiştirdiği personelleriyle sözde İslam devleti kurmak amacıyla Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm anayasal kurumlarını ele geçirmek için çalışmış ve paralel bir devlet yapılanmasına gitmiştir. Bu paralel devlet yapılanmasını soğuk savaş metotlarıyla sürdürmüş ve son bir darbeyle devleti ele geçirmek için 15 Temmuz’da silahlı faaliyet yapmıştır.
Ana amacı ve hedefi Kurtuluş Savaşı’nda yenilgiye uğrayan haçlı zihniyetinin Anadolu coğrafyası üzerindeki hayalini yerine getirmektir. Örgüt, dini kullanarak haçlı zihniyetin modern temsilcisi olan “Trans-Atlantik” bir akılla hizmet etmektedir.
Amaca Göre Örgütlenme Stratejisi
Örgüt, kurulduğu günden itibaren kullandığı ‘örgütlenme yöntemlerini’, taktik ve stratejileri değişse de kuruluş amacı olan “Türkiye Cumhuriyeti devletini ele geçirmek” fikrinden hiçbir suretle vazgeçmemişlerdir.
Bu bağlamda örgüt:
- Dini duyguları kullanarak tabandan ekonomik kazanç ve insan kaynaklarını belirleme faaliyeti yapmıştır.
- Seçtiği insan kaynaklarını devlet modeline uygun bir şekilde (paralel devlet) yapılandırmıştır.
- PDY sonrası devletin başta mülkiye olmak üzere silahlı kuvvetler ve önemli kurumlarının tüm kademelerine sızmışlardır.
- Başta yurt, okul ve eğitim alanı olmak üzere örgüt tüm ticari yaşama da sızmıştır.
- Devlet haricinde kendi ekonomik yapısını kontrol etmek için zenginler kulübü niteliğindeki federasyon, konfederasyon, dernek ve ticaret odalarına da sızarak mali yapıda yer almıştır.
- ÖSYM kurumuna girmiş, soruları çalma metoduyla gizli personellerini yetiştirmiş ve devletin olmazsa olmaz kurumları da dahil olmak üzere yerleştirmiştir.
Örgüt yukarıdaki belli başlı metotlarla örgütsel faaliyetlerini yürütmüş ve ülkemizde varlığını göstermiştir.
Örgütün kâinat imamı FETÖ bazı konuşmalarında kadrolaşmaya gidilerken ki tarz ve üslupları içinde şu ifadeleri kullanmıştır:
- “Esnek olun, sivrilmeden can damarları içinde dolanın!”
- “Bütün güç merkezlerine ulaşıncaya kadar hiç kimse varlığınızı fark etmeden sistemin ana damarlarında ilerleyin!”
- “Türkiye’deki güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar her adım, erken sayılır.”
Örgütün Psikolojik Yapısı
Örgüt içerisinde F. Gülen’in “olağan üstü haller yaşamış bir VELİ” olduğu görüşü hâkim ve yaygındır. Ağlaması ve etrafındaki çekirdek kadronun ‘şeyh uçmaz, mürit uçurur’ mantığıyla yaptığı propagandalar sayesinde örgüt çok insanı kandırmış ve ikna etmiştir. F. Gülen’in örgüt üyeleri üzerindeki etkisi “uyarılarının ve tavsiyelerinin birinci derecede hareket ettirici etkiye sahip olduğu” söylenebilir. Bu bağlamda F. Gülen’in söylemleri örgütün kurumsal ifadeleri haline gelmiştir.
Örgütün Yönetim Modeli
FETÖ/PDY ‘lider merkezli’ bir yapıya sahiptir. F. Gülen’e en yakın olanlar onun koruyucusudurlar. Koruyucuların dışında ‘örgüte ilgi duyanlar’ diye tanımlanan ilk defa tanışan ve tanışmak isteyen grup vardır. Bu grup örgüt için önemlidir. İş dünyası, siyaset ve akademi çevresidir. Bu yapı örgüte prestij ve meşrutiyet kazandıracak kişilerdir. Bu bireyler örgütün içinde ve dışında değillerdir. Örgüte sempati duyan kamuoyunda karşılığı olan kişilerdir.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY) örgütlenmesi gizlilik, hiyerarşik yapılanma, pelür kağıtları ile haberleşme, özgeçmiş raporu verme (CV), birbirlerini tanımak amacıyla ortak bir dil (1$) kullanma ve kod adı kullanma gibi özellikleriyle yasadışı terörist örgütlenmelerin taktiklerini kullanmaktadırlar.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY)’nde F. Gülen’in verdiği kararı sorgulama anlamına gelecek her düşünce, eylem veya tavır kuvvetle ezilmekte, liderin ve ona bağlı diğer yöneticilerin tüm talimatları, aklın da ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak uygulanmaktadır. F. Gülen başta olmak üzere örgüt yöneticileri, halka hitap konuşmalarında büyük bir tevazu sergilerken, örgüt içerisinde mutlak bir otorite ile hareket etmekte ve örgüt içinde ödül-ceza sistemi uygulanmaktadır.
Küresel ihanet ve terör şebekesi olan örgüt, personellerini mutlak itaat prensibiyle eğitmektedir. F. Gülen’in M. Abdülfettah Şahin ismiyle yayınladığı ‘ölçü ve yoldaki ışıklar’ isimli kitabında ‘hizmet insanı’ başlıklı bölümde “Cemaate bağlı kişinin azimli/kararlı ve hizmete karşı itaatkâr her şeyin sorumluluğunu alması gereken, darbe yediğinde azmi bozulmayan, yüksek rütbelere geldiğinde ‘KENDİ RÜTBESİNİ DEĞİL DE HİZMETİN RÜTBESİNİ ÖN PLANDA TUTAN’, hizmet içerisinde yapacağı görevlerin zor olabileceğine inanan ve bütün varlığını, canını, sevdiklerini hizmet için feda etmeye hazır olması gerektiği”ni vurgulayarak personelini kutsamıştır.
Örgütün Hiyerarşik Yapısı
FETÖ/PDY sivil örümcek ağı gibi bir örgüttür. Örgüt istişare grubu, dünya imamı, coğrafi bölge imamı, ülke imamı, bölge imamı, il imamı, ilçe imamı, semt imamı, mahalle imamı, ev imamı (ışık evleri), ser rehberler, belletmenler, öğrenciler ve örgüt mensupları (şakirt ve şakirdeler) olarak çok detaylı örgütlenmiştir. Bu yapı içerisinde ast-üst sistemi uygulanmaktadır. Yukarıdan aşağıya emir ve direktifler, aşağıdan yukarıya rapor ve öneriler şeklinde bir akış vardır.
Örgütün İstihbarat Ağı ve Arşivi
Örgütün kılcal damarlara kadar yayılması ve güçlü kalabilmesindeki ana argümanda örgüt istihbarat teşkilatı şeklinde çalışmış ve kendi içerisinde arşiv ve bilgilerin değerlendirildiği merkezler kurmuştur. Ekonomik kazanım ve siyasi kazanç ve STK’lar üzerinde güçlü ve hâkim olabilmek için örgüt mahrem bilgiyi tehdit argümanı olarak kullanmıştır.
Örgütün Haberleşme Metotları
Dünya üzerinde 160 ülkede faaliyet gösteren FETÖ/PDY’nin kendine özel haberleşme metotları vardır. Bunlar kamuoyunda sıkça duyduğumuz ‘By-Lock’ başta olmak üzere akıllı telefonlar kullanılarak yüklenen sosyal medya ağları ve çeşitli konuşma-yazışma uygulamalarıdır. Örgütün kâinat imamı F. Gülen’le iletişim, ona gidecek bilgi ya da onun gönderdiği bilgi canlı kurye olarak bir kişinin diğer kişiye aktarması metodudur.
Örgütün Gelir Kaynakları
- Kamu kaynaklarından elde edilen gelirler (Borsa spekülasyonları, devlet ihaleleri, teşvik ve hibeler)
- İş adamlarından sağlanan gelirler (Şantaj, tehdit)
- Gönüllülük esaslı sağlanan gelirler (Himmet, kurban)
- Örgüte ait şirket, holding, banka, vakıf ve dernek faaliyetlerinden elde edilen gelirler
- Eğitim faaliyetleri gelirleri (Dershaneler, özel okullar, öğrenci yurtları, yardımcı sınav kitapları)
- Örgüte ait basın ve yayın organlarına verilen reklam ve aboneliklerden elde edilen gelirler
- STK’lardan sağlanan gelirler
Açık kaynakları tarayarak elde ettiğim yukarıda sizin okumanız için hazırladığım bilgiler FETÖ/PDY’nin çok az bir kısmıdır. Devletimizin istikrarla mücadele ettiği örgüt ‘küresel bir istihbarat ağı ve terör örgütü’dür. Halk arasında tabir ettiğimiz şekliyle namaz kılan hizmet eden kişiler asıl amaç ve hedefi perdelemede kullandıkları bir argümandır. Cumhuriyet tarihimizin en büyük ve tehlikeli terör örgütüdür. Onun için bağımsız mahkemelerimize son üyesi çıkarılana kadar mücadele sürmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti Atatürk İlke ve İnkılapları’na, çağdaş ve modern dünyanın insan hak ve özgürlüklerine sımsıkı bağlı bir devlettir. Türkiye Cumhuriyeti hiçbir şart altında şeyhler, tarikatlar ve cemaatler ülkesi ve devleti olmamalıdır.
Kitap: F. Gülen’in oturma izni alması için kefil olan Graham E. Fuller’in ‘İslamsız Dünya’ isimli eserini okumanızı öneriyorum.