İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

330- Yeni cephemiz Ege Denizi mi? 12.05.2022

Dünya siyaset kurumu pandemi sonrası yeni normaller ve yeni dünya kavramını yaşama geçirme sancılarını yaşamaktadır. Üretim ve tüketim kavramının nasıl olacağı, emek yoğun mu, sermaye yoğun mu sistemlerin oluşacağı, kripto finans sistemi sayesinde merkezi ve merkezi olmayan sistemlerin çatıştığı kaos ve krizlerin gölgesinde bir düzen içindeyiz. Rusya – Ukrayna savaşı dünya enerji ve finans sistemini yerle bir etmek üzeredir. Enerjinin arz ve güvenliği, parasal mevduatların serbest dolaşımı gibi ekonomik sistemlerde büyük sorunlar yaşanmakta ve yaşanacaktır.

*** 

Halin böyle olduğu bir ortamda devletlerin milli güvenliği ve sistemlerinin devam etmesi en önemli gündem maddesidir. Ankara siyaset aklı da Ege, Doğu Akdeniz, Balkanlar ve Batı Trakya’yı yakinen takip etmelidir. ABD Dışişleri Siyasi İşler Müsteşarı Victoria Nuland: “Türkiye’nin, Yunan adalarına yaptığı ihlaller ve üzerinde gerçekleştirdiği aşırı uçuşlar provokatiftir ve onları desteklemiyoruz.” şeklinde Atina DC ‘nin menfaatine hizmet eden bir açıklama yapmıştır. Geçmiş aylarda Atina DC ve okyanus ötesinin büyük devleti ABD’nin Batı Trakya ve Ege Denizi özelinde yaptığı askeri anlaşmalara baktığımızda Ege denizi ve adalar meselesindeki muhatabımızın Washington olduğu aşikardır.

*** 

Atina DC Başbakanı Miçotakis önümüzdeki günlerde DC ziyareti yapacağını basın açıklamasıyla duyurmuştur. Yunanistan’ın en çok satan gazetelerinden Kathimerini’nin İngilizce yayını da, Miçotakis’in ABD Başkanı Joe Biden ile yapacağı görüşmede Türkiye’nin Yunan adaları üzerinde yaptığı uçuşları da gündeme getirmesinin beklendiğini yazmıştır. Haberin devamında Miçotakis’in Kongre’de yapacağı konuşmada Türkiye’nin ABD’den F-16 satın alma talebini gündeme getirmesi ve Ankara’nın elindeki F-16’ları ‘Yunanistan’a karşı agresif bir duruş sergilemek için kullandığını’ söylemesi gerektiğini aktarmışlardır. İşin özü Miçotakis ve Nuland hanım efendi söylem ve eylem birlikteliğiyle Ege’de Türk varlığından rahatsız olunduğunu uluslararası destek sağlayabilmek adına en üst perdeden dillendirmektedirler. Atina DC ve yancılarının transatlantiğin menfaati doğrultusunda hareket edecekleri aşikardır. 

***

Atina DC ve paydaşlarının Ege, Akdeniz ve Kıbrıs’taki hukuksuz attığı adımlara istinaden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da “Biz tüm faaliyetlerimizde uluslararası hukuktan, diyalogdan yanayız. Bütün problemlerimizin barışçıl yol ve yöntemlerle çözümünü istiyoruz. Buna rağmen maalesef Yunanistan provokatif eylem ve söylemleri ile yayılmacı ve saldırgan politikalarını sürdürüyor” demiştir. Yunanistan’ın muhatap olduğumuz sorunlar üzerine yaklaşımı Bakan Akar’ın aktardığı gibi provakatif ve uzlaşıdan uzaktır. Atina DC’nin bu tavrı göz önünde bulundurarak siyaset kurumu karar alıcıları milli devlet menfaatinin ön gördüğü siyaseti kararlılıkla Kıbrıs ve Ege’de devam etmelidir. Türk devlet aklı milli güvenlik bakış açısıyla gerekli adım ve okumaları yapabilecek akıl ve kudrete sahiptir. Sadece süreç ve denklem iyi okunarak oyuna dahil olunmalı ve sistem merkezi Ankara olan bir akılla yönetilmelidir.