Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve coğrafyamız askeri operasyonların ve siyasi krizlerin arasında kalmış bir durumdadır. Dört bir yanımızda hali hazırda süren savaşlar, silahlı çatışmalar veyahut gelecekte savaşa sebep olacak siyasi krizler beden bulmaktadır. Zor olan coğrafyada, mantık ve akılla insan odaklı politikalarla merkez ülke ve emin devlet Türkiye’dir, denilmektedir. Suriyeli mülteciler için yapılanlar, Rusya ve Ukrayna savaşındaki arabulucu rolü ve genel dış politikaya bakışı itibariyle de bu ‘emin devlet ve merkez ülke’ tabirini hak etmektedir.
***
Bölge huzur ve barışı harici kendi menfi hisleri için iş yapan komşularımız da vardır. Bunlara örnek Ege Denizi ve Adalar konusu, Batı Trakya meselesi ve Kıbrıs sorunundaki muhatabımız Yunanistan ve himayesindeki Güney Kıbrıs’ı verebiliriz. Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki genel problemin kaynağı haline gelmiş Güney Kıbrıs siyasi iradesi geçtiğimiz günlerde barış kültüründen uzak bir gösteriye ev sahipliği yaptı.
***
25 Mart 1821’de onbinlerce Türk’ün katledildiği Yunan isyanı 201. yılı Güney Kıbrıs’ta Yunanistan elçiliği önünde anıldı. Gösteride “Yunanistan’ın sınırları Girne’de biter.” sloganları attırıldı. Yunan Büyükelçisi Papameletiu, “Kıbrıs işgal ve istila altındadır.” açıklamasını yapmıştır. İktidar Partisi DİSİ, “Hedef Kıbrıs’ın işgalden kurtarılması ve birleştirilmesidir.” demiştir. Komünist Parti AKEL, “Helen ayaklanması dünya tarihindeki en yüce onurdur.” şeklinde açıklamasını yapmıştır. Üzerinden iki yüzyıl geçmiş olayın günümüzde halen daha törenlerle anılması Güney Kıbrıs siyaset kurumunun Kıbrıs Sorunu üzerine bakışını yansıtmaktadır.
***
Huzursuzluğun kaynağı komşu Atina’da geçtiğimiz günlerde Lozan Antlaşması’na göre gayri askeri statüden olan Sisam adasına çıkardığı Yunan komandolarla askeri geçit töreni düzenleyerek barış ve uzlaşıdan ne kadar uzak olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu yaptığı huzursuzluklara ilave olarak da Yunan siyaset kurumu Batı Trakya’nın İskeçe bölgesindeki Horozlu köyündeki Türk mezarlığı üzerine futbol sahası yapmak için iş makinalarıyla Türk mezarlarını tahrip etmiştir.
***
Yunanistan ve arka bahçesi Güney Kıbrıs siyaset kurumları, hem KKTC’li makamlar hem de Türkiye siyaset kurumuyla Doğu Akdeniz, Kıbrıs Sorunu, Ege ve Adalar meselesi, Batı Trakya’daki azınlık hakları gibi konularda diyalog ve masada çözüm üretmeleri gerekmektedir. Fakat Kuzey Kıbrıs ve Türkiye’nin uzlaşı çağrısına tarihte olduğu gibi Rum Kilisesi ve siyaset kurumu savaş ve kaosla yaklaşmaktadır.
***
Karadeniz’de dünyayı ilgilendiren siyasi ve ekonomik krizlere sebep olan Rusya ve Ukrayna arası savaşın temelindeki motivasyon kaynağının Ukrayna ve Rusya’nın inanç sistemindeki Kiliselerin olduğunu düşündüğümüzde Rum ve Yunan siyaset kurumunun beslendiği savaş kaynağı da gün yüzüne çıkmaktadır. Çağımız olmaz denilen her olayın film izler gibi yaşandığı andadır. Devlet aklı en küçük bir argümanı gözden kaçırmadan siyaset kurumunu çalıştırmalı, Kuzey Kıbrıs ve Türkiye’nin emin ve merkez ülke olma duruşunu korumalıdır.