Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilanı sonrası 38. yıl dönümünü hafta başı Lefkoşa ve dış temsilcilerde coşkuyla kutladı. KKTC, Kıbrıs Türkünün siyaset sahnesindeki kurtuluştan kuruluşa giden yoldaki en büyük eseridir. Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs davasının olmazsa olmazı Dr. Fazıl Küçük ve isimlerine yer veremediğim TMT’nin kahramanları ve Kıbrıs Türk halkının liderinin emek ve gayretleriyle KKTC günümüze kadar huzur ve barış içerisinde gelmiştir. Lefkoşa’daki törenlere Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve ilgili siyasiler katılmıştır. Girne Askeri hastanesinin temel atma töreni ve yapımı planlanan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Cumhuriyet Meclisi hizmet binalarının tanıtımı yapılmıştır.
***
Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’nun stratejik önemi göz önüne alındığında yapımı planlanan hizmet binaları Kuzey Kıbrıs’ın ihtiyacıdır. Kıbrıs Türkünün tanınma ve izolasyonlardan kurtulma evresinde olmazsa olmazımız devlet itibarı ve kamu hizmetlerinin çağın gereksinimlerine uygun olarak karşılanması olmalıdır. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay konuşmasında “Çözümün anahtarı, egemen eşitliğin ve eşit uluslararası statünün tescil edilmesi önerimizi, uluslararası topluma kararlılıkla anlatmaya devam edeceğiz. İki devletli çözüm, sabır gerektiren bir yol. Bu yolu, omuz omuza, birlikte yürüyeceğiz.” ifadelerini kullanmıştır. Sayın Oktay’ın kararlı söylemi ve duruşu garantör ülke Türkiye’nin devlet politikasının göstergesidir. Bu kararlı duruşa karşıda KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da “Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz kabul edilmeden bir müzakere sürecine girmeyeceğimizi, resmi pozisyonumuz olarak kayda geçirdik.” demiştir. İki devlet adamının dosta güven düşmana korku veren duruşu takdire şayandır. Federasyon modelli çözüm Kıbrıs’ı Türksüzleştirme politikasının siyasi söylemidir. İhanet ve işbirlikçi siyasi güruhların dillerindeki çözümsüz söylemdir. Egemen eşitliğe dayalı çözüm Kıbrıs Türkü ve Kıbrıs adası için refah ve huzurun anahtarıdır.
Türkiye olmadan çözüm olmaz
Milli güvenliğimiz ve kamu düzenimiz için hayati önemdeki bir diğer konuda Suriye iç savaşı ve ülkemizin güney kara sınırının güvenliğidir. Bu sebeple de Türkiye uzunca bir süredir, Suriyeli misafirlere ev sahipliği yapmakta ve insani yapılması gereken tüm sorumluluklarını yerine getirmektedir. Bu süreçte güney illeri ve genel güvenliği için de askeri yaptırımlarla sınırından terör örgütlerini uzaklaştırmak için harekatlar yapmaktadır. Lakin gelinen noktada Suriye iç savaşı sadece Türkiye değil bölge ülkeleri ve transatlantiği de tehdit eder bir hale gelmiştir. ABD’nin eski Suriye özel temsilcisi James Jeffrey de ORSAM tarafından düzenlenen “Suriye’nin geleceği, Türkiye ve ABD Perspektifi” başlıklı panelde Suriye’nin bütün dünya için olağanüstü ciddi ve tehlikeli bir konu olduğunu belirterek “Şu anda Ortadoğu’da yaşanan en ciddi çatışma İran, Rusya, ABD, Türkiye ve en azından hava kuvvetleriyle İsrail, Suriye konusuna dahil bulunmakta.” değerlendirmesini yapmıştır. Konuşmasının devamında da Türkiye’nin güney sınırı ve Suriye politikasını destekler şekilde “Türkiye olmadan sorun çözülmez.” demiştir. Türkiye kendi ülkesi için olduğu kadar, bölge ülkeleri ve transatlantiğin huzur ve güvenliği için de önemli bir ülkedir. ABD’nin NATO adı altında Yunanistan’da askeri varlığını artırmasının devam ettiği bu günlerde Türkiye’nin bölge için rolünü Jeffrey’in bakış açısı ile hareket ederek değerlendirmelidir. Güçlü Türkiye insanlığa hizmet demektedir.