Kıbrıs Cumhuriyeti; günümüz siyaset sahnesinde fiili olarak Kıbrıs adasının güneyini yöneten devlettir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi dili olarak kabul edilen diller Rumca ve Türkçe’dir. Kıbrıs Cumhuriyeti “Zürih ve Londra Antlaşması” diye anılan Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallığın yetkililerinin katılımıyla Kıbrıs’taki Rum ve Türk toplumları arasında imzalanan ve üç ülkenin garantörlüğünde kurulan devlettir. Garantörlük antlaşması için görüşmelere taraflar adına Rum halkını temsilen Başpiskopos Makarios, Türk tarafını temsilen Dr. Fazıl Küçük katılmıştır. Zürih ve Londra Antlaşmaları 11 Şubat 1959’da Zürih’te, 19 Şubat 1959’da Londra’da yapılmıştır. Görüşmeler sonrası 19 Şubat 1959 Londra Antlaşması sonrası Kıbrıs Cumhuriyeti bağımsız bir devlet olarak 16 Ağustos 1960 tarihinde kurulmuştur.
***
Garantörlük antlaşmasıyla Kıbrıs adasında Kıbrıslı Rumların ve Türklerin imza altına koyduğu kural ve kaidelerle Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yönetimi Rumlar ve Türklerin siyaset kurumlarına teslim edilmiştir. İşin özü Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı Kıbrıs Türkleridir. Garantör ülkesi de Türkiye’dir. 1960 sonrası 1974’e gelen süreçte Kıbrıs Rum Kilisesi ve Enosis yanlısı EOKA örgütünün terör eylemleriyle Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yönetiminden fiili olarak Kıbrıs Türkleri uzaklaştırılmıştır. 20 Temmuz 1974 sabahı da adadaki kan ve gözyaşını son bulduran Türkiye’nin askeri harekatıyla, şimdiki haliyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gelen süreç başlamıştır.
***
Kıbrıs Türklerinin hak ve menfaati Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinde günümüzde de vardır. Rum Yönetimi’nin hukuk ve kural tanımaz hidrokarbon enerji yatakları için yaptığı çalışmalar, Avrupa Birliğine girmesi ve oradan elde ettiği kazanımlardan da Kıbrıs Türkü’nün hakkı hukuku vardır. Güncel siyasetimizin konusu da Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportlarının iptali konusudur. Kıbrıs Türkleri “Zürih ve Londra Antlaşmaları”ndan kaynaklanan hakkıyla Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu alması en doğal hakkıdır. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar başta olmak üzere Kıbrıs Türkünün hak ve menfaatini savunan seçilmiş siyasi kimliklerin pasaportları iptal edildiği söylenmektedir. Rum Yönetimi’nin gerekçesi de “Maraş Açılımı”dır. Anadolu’nun güzel bir tabiri vardır “Gelin oyun bilmezmiş, yerim dar dermiş.”. Rum siyaseti karar alıcıları Kıbrıs Türklerinin haklı siyasi atılımlarına verecek hukuki ve haklı cevapları kalmadığı için tabiri caizse çamura yatmaktadır. Maraş açılımı, Türkiye’yle yürütülen hidrokarbon arama faaliyetleri, müzakerelerde siyaset kurumunun karar alıcılarının sağlam ve doğru duruşu, Rum siyasetçilerini ve kilise kurumunu çıkmaza sokmuştur. Bu çıkmazda onların hakkı olmadığı halde pasaport iptali gibi siyasi ayak oyunlarına itmiştir. Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu için Rum pasaportu denilmektedir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve Kıbrıs Türkünün hukuksal ortaklığı, resmî dilinin birisinin Türkçe olması Rum pasaportu söylemini çürütmektedir. Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu Kıbrıs Türkünün Kıbrıs adasındaki diğer hak ve hukukları gibi hakkıdır. Rum siyaset kurumu Doğu Akdeniz siyasetinde varlığını sürdürmek ve kazanmak istiyorsa Kıbrıs Türklerini ve garantör ülkesi Türkiye’yle akıl ve mantığın inşa ettiği kazanalar masasında olmalıdır.