Sam Amca Biden, Amerika Birleşik Devleti’nin başkanlığa uyum sürecini atlatmış gibi görünmektedir. Obama dönemindeki Beyaz Saray tecrübesi, kendi başkanlığındaki uyumunu hızlandırmıştır. Amerika siyaset kurumunu çalışan akademik düşünce kuruluşları Obama’nın 3. dönemi betimlemesini Biden için kullanmaktadırlar. Amerikan iç politikası dünya siyaseti için önem arz etmemektedir. Lakin Amerikan dış politikası başta coğrafyamız ve genel siyaset için önemli bir alandır. ABD’li düşünce kuruluşları, Pentagon’un askeri politikası, Dow Jones ve Nasdaq finans piyasalarının kâr-zarar ilişkisi, okyanus ötesi ve transatlantiğin politikasını belirlemedeki ana unsurlar olsa gerek. Bu bağlamda transatlantik; Avrupa kıtasındaki sözcüsü lümpen Macron’u konuşturmakta, NATO ve Yunanistan’ı oyuna sokmak ve Türkiye, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’deki çıkarları doğrultusunda manipüle etmek istemektedirler.
Lejyoner Yunanistan
Transatlantiğin ileri karakolu sayılan Yunanistan ve askeri gücü Ege adalarını silahlandırmaktadır. Bodrum’da Türk askeri varlığı olmadığı halde tatil köylerinin karşısına ve adalara asker yığmaktadır. Batık ekonomisine aldırmadan silahlanma yarışına girmiştir. Sözüm ona çözüm için Türkiye ile istikşafi görüşmelerin bilmem kaçıncısını yapmış, lakin yine de Ege ve Akdeniz’de askeri tatbikatlarına ara vermeden devam etmek istemektedir. İstanbul görüşmesi sonrası Yunanistan 25 Ocak’tan bu yana Ege’de gerginliği tırmandırmaya yönelik tatbikattan denizaltı görevlerine kadar birçok faaliyeti uzlaşmaz tutum sürdürerek söylemlerine devam etmektedir. Üst akıl veyahut transatlantik olarak betimlediğimiz düşünce, siyasi coğrafyamız ve komşularımızda tüm lejyonerleriyle faaliyetlerine devam etmektedir.
Amerikan Conisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son dönemde Türk-Amerikan dostluğunun ciddi şekilde test edildiği bir süreci hep birlikte yaşadık. Özellikle PKK terör örgütü ve uzantılarıyla mücadele konusunda NATO müttefikimizden arzu ettiğimiz desteği ve dayanışmayı göremedik.” şeklindeki açıklaması, ABD siyaset kurumuna ‘Hassas çizgimiz terörle mücadele. Dostluğumuzun sürmesi için terör örgütleriyle haklı mücadelemize destek olun.’ mahiyetindedir.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadim devlet geleneğine yakışan açıklamasına karşılık ABD liderliğinde, IŞİD’e karşı kurulan uluslararası koalisyonun sözcüsü Wayne Marotto “IŞİD ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu’nun Kuzeydoğu Suriye’deki misyonu değişmedi. Koalisyon güçleri, partneri SDG ile birlikte IŞİD’i yenmek için çalışıyor. Koalisyon düzenli olarak güvenlik devriyeleri yapıyor, konvoyları ESSA’ya (Doğu Suriye Güvenlik Alanı) yeniden intikal ettiriyor, üsleri geliştiriyor ve koruyor. Birlik sayıları ve üsleri şu ana kadar artmadı.” şeklinde resmi Twitter hesabından açıklama yapmıştır. Amerikalı komutanın bu açıklaması biz menfaatimiz için “PKK ile kol kolayız.” demektedir. Transtlantik için en güzel soru ‘Hangi ABD müttefikimiz?’ sorusudur.
Vatikan
Katolik Kilise’sinin ruhani lideri Papa Francis, Irak’ın önde gelen Şii din adamı Ali El Sistani ile önümüzdeki günlerde görüşmesi planlanmaktadır. Erbil stadında büyük bir ayin ve ardından Musul’da Şii gruplarla görüşmeler yapacağı duyurulmuştur. Siyasi coğrafyamız için Papa Francis’in ziyareti önemlidir. Mezhep savaşlarının olduğu bölgede Şii lideri ve gruplarıyla görüşmesi, İslam coğrafyası ve mezhepler arası çatışma için önemli bir konudur. Kuzey Kıbrıs ve Türkiye’nin teşekkül ettikleri coğrafya; para, kilise ve lejyoner vesayetçiler tarafından kontrol edilmek istemektedir. Dış politika yapıcıları büyük fotoğrafı iyi okuyarak Biden öncesi kazanımların korunacağı bir döneme hazır olmalıdırlar.