Dünyayı etkisi altına alan Covid-19’dan dolayı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı seçimleri ertelenmişti. Kıbrıs Türklerinin en yüksek seçilmişinin makamı olan Cumhurbaşkanı seçimleri önümüzdeki Pazar günü yapılacak. Bu seçim, Akdeniz ve Ege’de Yunanistan’ın enerji ve mavi vatandaki gergin siyaseti, pandemi dönemi, işgalci Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırması gibi Hirbit savaşlarının gölgesinde gidilen ilginç bir seçim olacaktır.
***
Kıbrıs Türk siyaset kurumunu teşkil eden sağ ve sol siyasi kulvarların bolca aday çıkardığı bir seçim. Sağda anavatan vurgusu, federasyon olmadan tam bağımsız KKTC, solda federasyon ve işgalci T.C. yaftasının siyasi argüman olduğu bir süreç. Sağ jargonda Rum siyaset kurumları ve gizli servisi seçimleri manipüle ediyor, sol jargonda T.C. ve milliyetçi odaklar seçime karışıyor. Sol jargon pandemi sürecinde hükümet ve Başbakan sınıfta kaldı, süreç başarısız; sağ jargon pandemi kontrol altına alındı, pandemi hastanesi açılıyor, su boru hattı tamiri yapılıyor, Maraş açılacak.
***
Sağ veyahut sol siyasi yapılar hiç düşündü mü Kıbrıs Türk seçmeni argüman olarak kamuoyuna servis ettikleri söylemlerin kaç tanesini itibar ediyor diye. Kıbrıs Türk seçmeninin sandığa gitmesinde bu söylemlerin kaçı etkilidir. Bu ve bunun gibi soruların cevaplarını seçim akşamı kullanılan genel oy sayısı ve toplam seçmenin karşılaştırılması verecektir. Kıbrıs Türkünün, demokrasi insan hak ve özgürlüklerine saygısı coğrafyadaki milletlerle kıyaslandığında ilk üçtedir. Fakat Kıbrıs seçmeni sandık ve seçimlerden bıkkındır. Siyaset kurumunun iktidar veyahut muhalefet fark etmez, hamaset söylemleri seçmeni yıldırmıştır. Bu vesileyle adaylar ve siyaset kurumunu teşkil eden düşünceler, seçim sonrası siyasetlerini icraatla gündemde tutarak yapmalı, Kıbrıs Türküne karşılıksız hizmet etmelidir.
5. Kol Faaliyetleri
Sol siyaset kurumu söylem ve kampanya argümanlarından umudunu kesmiş olacak ki, 5. Kol faaliyetlerine hız vermiş bir durumdadır. Kuzey Kıbrıs’ta en yoğun açılan mecra internet tabanlı hizmet veren sözüm ona gazetelerdir. Avrupa Birliği ve farklı vakıfların fonladığı/kullandığı çamur at izi kalsın mantığıyla çalışan halkı manipüle etmek isteyen kirli operasyonel hücrelerdir. Bunlardan bir tanesi ‘özgür gazete’ adıyla gündeme gelmiştir. Adının manasına yakışmayan, Başbakan Ersin Tatar ve kabineden bir bakanın bir otel lobisindeki giriş ve çıkışını onu karşılayan ve uğurlayan kişilerle selamlaşmasını gündemine taşımıştır. Sonra da çok gizli bir işi deşifre etmiş gibi övünmektedir. Sol siyaset kurumu da bu sözüm ona önemli haberi seçime argüman yapmaktadır. Tükenen federasyon, tükenen söylemlerini Türkiye karşıtlığıyla canlı tutmak istemektedir. Şimdi bu düşünceden medet uman sol adaylar 1974 öncesi yürütülen faaliyetlere 1974 sonrası vakıftırlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bin yıllık bir hafıza ve tecrübeye sahiptir. Bu bahisle umduğunuz ve medet beklediğiniz düşünce Kıbrıs Türk seçmeninde karşılık bulmaz. Eğer gizli, devlet ve millet menfaatine bir faaliyet yürütülecekse inanın en son sizin haberiniz olur. 11 Ekim seçimleri sonrası kazanan kim olur, sorusunun cevabını Kıbrıs Türk seçmeni verecektir. Fakat seçilecek olan aday yeni Cumhurbaşkanı siyasi ideolojiden arınmış bir siyaset tarzıyla iki devlet bir millet mantığıyla garantör ülkesi Türkiye ile siyaset yapmalıdır.