“Görünen köy kılavuz istemez.” derler Anadolu’da. Gelecek olan iyi veyahut kötü olayların önceden belirtileri üzerine bu cümle kurulur. Sonrası da söyleyen kişiye anlam yüklenir: “Bak gördün mü, dediği çıktı kabilinden.” Doğu Akdeniz, Ortadoğu ve siyasi coğrafyamız, kırk yıl hatırlı telvesi bol Con kahve ile geleceğinin falına bakılabilecek bir durumdadır. Siyasi coğrafyamızı doğru okursak da karton bardaktaki filtre kahve ile de coğrafyanın falına bakmak mümkündür. Telvesi bol olan kahveyle fal bakan kişiye yüklediğimiz anlamdan daha yüksek dereceli bir anlam yüklemeliyiz karton bardakta telvesiz fal bakan zati muhtereme. Günümüzde siyasi coğrafyamız için tüm kanallarda koca koca adamlar mülakatlar vermekte, gazetelerde manşet olmaktadırlar. Teoride doğru tespitler ve söylemler pratikte imkânsız kılınmakta, coğrafya kaos ve karmaşanın merkezi olmaktadır. Analitik düşünen mantıkla hareket eden birey teoriyi pratik yaşamda hayata geçirecek kişidir. Neden sonuçtan uzak duygusal bir bakışla fotoğrafı okumak ve işleme almak kaos ve karmaşaya gebedir.
***
2020 yılı Doğu Akdeniz ve enerji politikaları, Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı seçimi, Libya iç savaşı, EastMed gibi genel konu ve gündemlerle çok yoğun ve önemli bir andır. Fotoğrafı iyi okuyan, stratejiyi iyi belirleyenlerin kazanacağı büyük bir satranç oyunu önümüzdedir.
Cumhurbaşkanlığı Seçimi
Nisan ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı adaydır. Başbakan Ersin Tatar ve Dışişleri Bakanlı Kudret Özersay da adaylıklarını açıklamışlardır. Hali hazırda bir sol ve iki sağ seçmene hitap edecek olan adaylar kamuoyunda yerini almıştır. Siyasetçinin dönem dönem kör bir inat uğruna eldeki kazanımlarını da kaybettiğini siyasi coğrafyamız çok defa şahit olmuştur. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın çözüm üzerine kurduğu ve seçildiği bir önceki seçimi sonrası gelinen noktada yeni kampanya için çözüm argümanı tükenmiştir. Kuzey Kıbrıs seçmeni de ikinci defa şans verir mi bilinmez; fakat sağ seçmene iki adayla çıkmak, Cumhurbaşkanı Akıncı cephesine ikinci tur için umuttur.
Yavuz ‘G’ Sahasında
Güney Kıbrıs’taki Akel Partisi ve Ana Muhalefet Lideri Andreas Kiprianu CNN Türk’ten Emre Diner’e verdiği mülakatta “EastMed siyasi bir adımdı. Maliyeti de çok yüksek. Türkiye ile anlaşmak istiyoruz. Anlaşırsak, doğalgaz boru hattı Türkiye’den geçebilir.” demiştir. Rum siyasetinin önemli bir aktörü olan Kiprianu’nun bu açıklaması kin ve nefret yerine analitik bir akılla yürütülen siyasetin yansımasıdır. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın çözüm sonrası ortak zenginlik olarak değerlendirdiği yeraltı kaynaklarının akıl ve mantık yolu ile değerlendirilmesinin yolu bu mantıktır. Ada çevresinde Kıbrıs Türkü’nün hak ve menfaati doğrultusunda faaliyet yürüten Türk Petrolleri A.Ş. Yavuz Sondaj gemisini KKTC ruhsat sahalarındaki ‘G’ bölgesine göndermiştir. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs siyaset kurumu Doğu Akdeniz’de hukuktan aldıkları yetkiyle faaliyetlerini yürütmektedirler. Rum Yönetimi aklın ve mantığı yolunu izleyerek Türk makamlarının hidrokarbon kaynaklarının ve gelirlerinin hakça paylaşımına yönelik 13 Temmuz 2019 tarihinde yaptığı öneriyi kabul ederek masada enerji ve Kıbrıs adına çözüm aramalıdırlar.
***
Dış politika, mantık ve kazan kazan üzerine kuruludur. Kıbrıs Türk’ü için çözüm basittir; fakat çözüm yoluna gidecek olan siyaset kurumu ve aktörleri ideolojik gömleklerini bir kenara bırakarak devlet ve millet menfaati için 2020 yılında siyaset yaparak zafere gitmelidirler.