Rum Lider Nicos Anastasiadis, geçtiğimiz günlerde Rum basını ve ülke gündemimizde kara para aklama iddiasıyla bir sürü habere manşet oldu. Tarif edildiğinde yeşil ve barış adası olan Kıbrıs adası, Rum Yönetim liderine atılan bu iddiayla yeşil adada kara para olarak anılacak gibi durmaktadır. Rum lider Anastasiadis’in 2013 yılında avukatlık yaptığı süreçte Rus milyarder Aleksander Abramov adına iki paravan tabela şirketi kurarak Panama ve Bahamalar’daki Virgin Adaları’nda açtıkları off-shore hesap ve tabela şirketleri üzerinden 4.6 milyar dolar akladığı öne sürülüyor. Hukuk önünde iddia kesinleşene kadar suçsuzluk karinesi geçerlidir. Fakat atılan iddia ve girilen ilişki yumağa hayli ilginçtir.
Mali Polis Gücü
Geçtiğimiz 2019 Mart ayında Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa Birliği (AB) ’nde mali suçları araştırmakla görevli bir polis gücü kurulması talebinde bulunmuştur. AB sınırları ve paydaşları arasında vergi skandalları sonrası mali suçları incelemek üzere kurulan özel komitenin raporu Strazburg’daki Genel Kurul oturumunda oylanmıştır. Oylama sonrası “Mali suçlarla mücadeleye yönelik tedbir ve tavsiyeler” içeren rapor 63’e karşı 505 oyla kabul edilmiştir. Raporda mali suç polisi kurulması talep edilmiş ve Birleşmiş Milletler (BM) yapısı içinde vergi konusunda da küresel bir yapı kurulması gibi önemli bir istek de dile getirilmiştir. Raporda Rum Yönetimi’nin yaşadığı kara para aklama konusuna ışık tutacak mahiyette bir cümle geçmektedir. O da ‘Belçika, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Macaristan, İrlanda, Hollanda, Lüksemburg ve Malta’nın vergi cenneti özelliği taşıdığı’ belirtilmiştir. Avrupa siyasi kurumlarının en üst düzeyinde hazırlanan bir rapor GKRY yönetimi için şaibeli bir durumun olduğunu belirtmiş ve ilgili cümlenin geçtiği rapor 505 oyla kabul görmüştür.
***
Günümüze ve siyasi yol haritamıza geri dönecek olursak şaibe ve ciddi ithamlar altında kalan Rum Yönetim lideri Nicos Anastasiadis’le Kıbrıs sorunu üzerine müzakere ve görüşmeler yapmak sürece ve Kıbrıs Türkü’ne ne sağlayacaktır? Rum siyaset kurumu ve muhalefet partileri Anastasiadis’le uğraşacakları açık ve nettir. Rum siyaseti hidrokarbon ve iç çekişmelerine yoğunlaşacağı bir süreçte çözüm ve federasyon adına bir yol alınmayacağı da ‘görünen köy kılavuz istemez’ misali ortadadır.
Bu bilgi ve güncel siyaset üzerine Kuzey Kıbrıs için çözümü özetlediğim geçmiş yazılarımda AB ekonomik batağına batmamış tertemiz ekonomisiyle KKTC coğrafyada siyaset yapan yapmak isteyen devletler için birer ortaktır demiştim. Rum Yönetimi AB ekonomik ve finans sistemine entegre olması ve kirlenmiş haliyle iç sorunları olan müzakere ve çözümden uzak bir yapıdadır. Kuzey Kıbrıs siyaset kurumu çözüm ve tanınma stratejisini iletişime açık temiz devlet yapısını avantaja çevirerek kurmalıdır.