İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

181- Güvenlik Şemsiyesi 04.07.2019

Uluslararası ilişkilerde günümüzde gerçekçi yaklaşımın egemenliği, savaşların artması ile güçlenmektedir. Bu yaklaşıma karşılık geçmiş tecrübe ve deneyimlerden faydalanılarak savaşların etkisini azaltmaya yönelik çalışmalar hayata geçirilmelidir. Bu ilişkilerdeki realizmin etkinliği 2. Dünya savaşı ve öncesi, soğuk savaş dönemi, 11 Eylül gibi dönemlerde artmış günümüz dış politikasının ve ulusların ilişki yumağının önemli bir parçası olmuştur.  

***

Uluslararası ilişkilerde realist görüş, dış politika yapıcıların güvenlik penceresinden bakışlarına destektir. Realist yaklaşıma uzak bakış acısı sömürülmeye, zaman kaybına, edilgen olmaya ve bir 50 yıl beklemeye gebedir. Günümüz Kıbrıs Sorunu paydaşları realist ve duygusal bağ üzerine müzakere ve görüşmeler yapmaktadırlar. Kıbrıs Rum liderliği tamamen Machivelist bir bakış ve politikayla siyasetini yürütmektedir. Kuzey Kıbrıs müzakere heyeti ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ysa duygusal bağ üzerine realist yaklaşımdan uzak bir siyaset yürütmektedirler. Fakat yürütülen siyaset sonuç almada yürüdüğü kadar başarılı değildir. 

*** 

“Başka çare kalmayınca, kuvvet haktır. Başka bir ümit kalmayınca, silah kutsal cihat aracıdır.” demiş Niccolo Machiavelli. Dış politika yapıcılarımızın düşüncesinden karşı taraftaki paydaşların Machivelist olduğu fikri hiçbir zaman çıkmamalıdır. Kuş uçuşu 1-2 saatlik bir coğrafyayı gözlerimiz kapalı bir vaziyette hayal ettiğimizde Hollywood yapımı bir savaş filminin içinde olduğumuzu net bir şekilde görebiliriz. 

*** 

Geçtiğimiz yazılarımda sıkça dile getirdim. Müzakere ve çözüm arayışı duygusal bağ üzerine kurulu olan federasyon modelinden çok uzaktır diye. Duygusal bağdan daha güçlü olan jeopolitik konumumuz, enerji yataklarımız, Türkiye, Mısır, İsrail ve Suriye Lübnan hattına yakınlığımız ve stratejik konumumuzdur. Bu parametreler göz önüne alındığında, duygusal bağ yerini realist mantığına bırakmalıdır. 

*** 

Ersin Tatar hükümetiyle birlikte dış politika söylemlerimiz Maraş konusu, Güney Kıbrıs’a verilen cevaplar realist yaklaşımda siyaset yapmaya başladığımızı, Kıbrıs Türkleri’nin hak ve menfaatleri için devletin Machiavelist bakışla hareket edebileceğini göstermiştir. Taşkent yakınlarına düşen Suriye askeri envanterine kayıtlı bir S-200 füzesi 1974 sonrası, savaşın izlerini yeni yeni silebilen halkımızda korku ve paniğe sebep olmuştur. Tamamen tesadüf eseri ülkemize düşmüştür. Yerleşim yerinin dışında olması yüreğimize bir nebzede olsun su serpmiştir. Fakat realist bakışla düşünenlerin fikri olan ‘şüphe varsa şüphe yoktur’ mantığıyla düşündüğümüzde ‘Neden şimdi düştü? Vuruldu mu? Kim tarafından niçin atıldı?’ şeklinde bir sürü soruyu akıllara yerleştirmiştir. 

*** 

Tesadüf eseri ülkemize düşen bu füze bizlerin hava savunması yönünden ne kadar zayıf olduğumuzu göstermiştir. Garantör ülkemiz Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi alımı Türkiye’nin olduğu kadar Kıbrıs Türkleri’nin de önemli bir savunma ihtiyacıdır. Mersin ve bölgesine kurulacak S-400 ünitesi Kıbrıs Türklerini ve Kıbrıs’ı güvenlik şemsiyesi altına alacaktır. Dış politika ve güvenlik siyasetimizde çağın şartlarına uygun olarak realizmin getirdikleriyle hareket etmeliyiz. Duygusal bağ sadece aile ve eş dostla geçerli olmalıdır.