Kıbrıs müzakereleri Rum yönetimi ve Kıbrıs Türk müzakere heyeti arasında kayıkçı kavgası şeklinde yapıladursun Rum yönetimi ve liderinin kilise endeksli çözüme bakışı, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın federasyon modelli çözüm ısrarı soruna ve çözüme bir yol bulur mu bilinmez. Gündem ve siyasi argüman olarak gazete ve basında sadece yer bulur. Peki reel politik kurallar ışığında dış politika ve Kıbrıs siyaseti yapan garantör ülkemiz Türkiye’nin çözüm süreci ve Kıbrıs sorununa bakışı nedir?
***
Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu İsviçre’de BM Cenevre Ofisi’ndeki İnsan Hakları Konseyi’nin 40’ıncı oturumunun açılışında Kıbrıs konusuna değinerek “Kıbrıs’ta yeni müzakere süreci ancak Rumların zihniyetinin değişmesinden sonra başlatılabilir.” ifadelerini kullanmıştır. Sayın Çavuşoğlu, zihniyet değişimi mantığını Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitlik fikrini halen daha sindiremediklerini ifade ederek açıklamıştır. Sayın Çavuşoğlu, Rum yönetiminin çözümden anladığının Kıbrıs Türklerini fiili bir azınlık olarak mevcut devletlerine entegre etmek olduğunu da vurgulamıştır. Sayın Çavuşoğlu, Türk dış politikasının bir numarası ve yürütmedeki kişisidir. Rum yönetiminin günümüze kadar olan müzakerelerinden de anlaşılacağı gibi Türksüz bir Kıbrıs fikri Kıbrıs Rumlarının müzakere siyasetinin ana argümanıdır. Böyle bir süreçte müzakere masası nasıl tekrardan kurulacak ve olumlu sonuç alınacaktır?
***
Kıbrıs sorunu ve Doğu Akdeniz politikasının ana tartışma konularından birisi de Doğu Akdeniz ve Kıbrıs karasularında doğalgaz yer tespiti ve sondaj çalışmalarıdır. Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez de İstanbul’da katıldığı bir panelde Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri dikkatle izlediklerini, son 5-6 yıldır sismik araştırmalara devam ettiklerini söylemiştir. Sayın Dönmez’in açıklamaları Kıbrıs Türkü ve Türkiye’nin karasularının tek tek analiz edildiği ve potansiyeli olan bölgelerin belirlendiği yönündedir. Garantör ülke Türkiye Kıbrıs Türkü’nün siyasi eşitliğini savunduğu gibi yer altı ve yer üstü zenginliklerini de yürütmedeki Enerji Bakanı seviyesinde savunmaktadır.
***
AK Parti sözcüsü Sayın Ömer Çelik de Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’nin çıkarları için doğal gaz arama çalışmalarının yapıldığını belirtmiştir. Hal böyle olunca garantör ülke Türkiye siyasi iradesi, yürütme üyeleri hep bir ağızdan Kıbrıs Türkü’nün hak ve menfaatini savunmakta, istikrarlı bir Kıbrıs politikası ortaya koymaktadırlar. Kıbrıs sorunu, bölge ve yaşayan halkları için hayati önemde bir konudur. Bu sebeple köklü devlet gelenekleri ve dış politika yaklaşımıyla müzakere ve çözüm yolları değerlendirilmelidir. Büyük fotoğrafta Kıbrıs Türkü hak ettiği konumda olmalıdır.
***
Beklenen gün geldi çattı. 26 Şubat Salı günü 4 ay ara verilen iki liderin buluşması gerçekleşti. Anadolu’da sıkça kullanılan bir deyim vardır: “Dağ fare doğurdu.”. 26 Şubat görüşmeleri için memnun olan da var, memnun olmayan da var. Benim anladığım Sayın Mustafa Akıncı seçildiği günden itibaren üzerinde durduğu iki konuyu uzlaşarak seçime bir yıl kala komşu lider Anastasiadis’e onaylattı. Darısı doğalgaz ve Rum tarafında eğitim gören ve şiddete maruz kalan Türk öğrencilerin konusunun başına olsun diyeyim.