“Günlerden bir gün, zamanın ünlü bir bilgesi hükümdarın sarayının kapısına gelir. Muhafızların hiçbiri saygıları nedeniyle onu durdurmaya çalışmazlar. Bilge sonunda hükümdarın tahtında oturduğu odaya girer. Ziyaretçisini hemen tanıyan kral saygıyla ayağa kalkıp sorar:
- Ne istiyorsun? Sana nasıl yardım edebilirim?
- Bu handa uyuyacak bir yer istiyorum, cevabını verir bilge.
- Ama burası han değil ki! der kral hafif kızgınlıkla. Benim sarayım.
- Sorabilir miyim, senden önce bu sarayda kim yaşıyordu?
- Babam, ama o öldü.
- Ondan önce kim yaşıyordu?
- Büyükbabam. O da öldü.
- O zaman burası insanların kısa bir süreliğine gelip kaldığı, sonra da terk edip gittiği bir yer değil mi? Neden buraya han demeyeyim?”
Bu dünya da genel olarak bir han, bizler ise yaşımız, rolümüz ve pozisyonumuz kadar yolcuyuz. Bize biçilmiş rollerle ve bizden istenen davranış ve karakterle kendi hanımızın yolcusuyuz. Bizden öncekinden devralan bizden sonrakine devredecek dönemsel aktörü, rol modeli ve oyuncularız. Asıl baki olan handır, devlettir, sistemdir, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’dir.
***
Bugünlerde KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı, ‘Cumhurbaşkanlığı Makamı’ ve Cumhurbaşkanı olmasından dolayı eleştiri ve saldırı oklarının haklı haksız hedefine girmiştir. Yapıcı eleştiriler de almakta, yıkıcı sadece eleştiri olsun diye lakırdılar da duymaktadır. Bu boş ya da anlamlı söz ve eleştirilerden ötürü kendini savunma adına yanıt vermekte, bir nevi kendini ifade etmek istemektedir.
***
Sayın Akıncı bu savunma ve saldırı karışımı yorumlarını Twitter üzerinden paylaşmaktadır. Çözüm metodu ve şekli üzerine yapılan eleştirilere karşı “Nihai karar toplumların iradeleriyle biçimlenecektir. Zaman hızla daralmaktadır. Ya mümkün ve makul olanda uzlaşmayı başaracağız ya da statüko, yani kurulu düzendeki bölünmüşlük daha da kalıcı hale gelecektir. Toplumlar bunun bilincinde olmalı, durumun ivediliğini kavramalıdır.” demiştir.
***
Bu mesajdaki zaman kimin için daralmaktadır? Yolcu için mi hancı için mi? Bunun açıklaması da yapılmalıdır. Eğer nihai hedef büyük fotoğrafta baki olan Kıbrıs Türkünün geleceği, toplumun siyasal örgütlenişinin beden bulduğu KKTC devleti ise acele etmeye ve zamana oynamaya gerek yoktur. Birey için, yolcu için üç beş yıl insan ömründe uzun bir zaman olabilir. Fakat devlet sistemi ve toplumun genel refahı ve huzuru başarısı için bu süreler an kadar kısadır. Hem acele işe şeytan karışır. Akıncı döneminde müzakerelerdeki görüşmeler birden hızlanmış, anlam ve manalar yüklenen şehir ve yer isimleri müzakerelere gizem ve önem katmış, Kıbrıs Türkünün beklentisini yükseltmiştir. Sonuçta gelinen durum bilge ile kralın han mı saray mı, tartışmasına varmıştır.
Unutmayalım devlet baki, birey fanidir.