Geçtiğimiz hafta sonu Kuzey Kıbrıs siyasi tarihinin iki köklü siyasi kurumu, Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) 2018 seçimleri için adaylarını belirlediler. İki parti de Kuzey Kıbrıs siyasetinde dönem dönem baş rol oynamış, dönem dönem de yan rollerle siyaset kurumuna kendi doğrularında hizmet etmiştir. İki partinin de yerel yönetimlerde gözle görülür ağırlığı ve belediyesi vardır. İki siyasi parti de KKTC Cumhurbaşkanı çıkarmış siyaset kurumlarıdır. Devlet organizasyonuna hükümet ettikleri dönemde kadrolaşmaları sonucu devlet kadrolarında da siyasi düşünceleri beden bulmaktadır.
***
UBP aday seçim faaliyetine davet edildiğim için seçimlerin yapıldığı salonun önündeki delegelerin ve ailelerin enerjilerini hissettim. Delege sayısına bakıldığında katılımın da çok yüksek olması Ulusal Birlik Partisi delegesi-üyesi ve seçmeninin partiye sahip çıktığının göstergesidir. Mevcut hükümette olmaları da bu enerji oluşmasında bir fırsattır. Delegelerin oy kullanma işlemleri sırasında aileleri ve çocuklarıyla alanda olması UBP’nin Kuzey Kıbrıs Türk halkı için ne kadar önemli olduğunun göstergesidir.
***
CTP’den bir davet gelmediği için kendilerini sosyal medya ve kamuoyundan takip etme fırsatım oldu. Hemen hemen iktidar partisi UBP ile çoğu parametrelerinin bir olması potansiyel iktidar olmaları demektir. Fakat iç sorun mudur nedir bilinmez, CTP’de iktidar olacak bir liste ya da enerji görünmemektedir. Kulis sohbetlerinden çıkan söylemlerde Genel Başkan Tufan Erhürman için “Bu dönem parti içinde kendisine şans verdik.” İfadesidir. Bu hava sadece kendisine Genel Başkan olma şansından ileriye geçemeyecek bir enerji hissi vermektedir.
***
Bu yarışta iki köklü siyasi kurumdan biri olan UBP, icraatlar ve elle tutulur gözle görülür hizmetler üzerinden Türkiye’yle ortak siyasi düşünce ve KKTC’yi gelecek için konumlama düşüncesi üzerinden seçime gidecektir. CTP ise düşüncede, yazıda ve sloganda güzel olan ancak icra sahası olmayan fikirler üzerinden seçime gidecektir. Sonuç da sandıktan çıkacaktır. Lakin görünen köy kılavuz istemez söylemi üzerinden yola gidersek iki parti arasındaki yarışta farkla UBP sandıktan birinci çıkacaktır.
Greek siyaseti
Kuzey Kıbrıs iç siyasi gündemle meşgulken, komşu Güney Kıbrıs da Mısır lideri Abdülfettah El Sisi, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve Rum lider Nikos Anastasiadis Akdeniz’de doğalgaz ve kaynakların paylaşımı ve Avrupa’ya transferi konularını ele almak için biraraya geldiler. Enerji ve nakil konuları üzerine muhteşem üçlü beşinci kez biraraya gelmiştir. Rum lider Anastasiadis seçim kampanyalarında adada barış ve olumlu müzakerelerden bahsetmesi ve sonrasında enerjinin KKTC ve Türkiye’siz nakil ve sahip olunmasının hesaplarını yapması “Greek” siyasetine güzel bir örnektir. Fırsatçı bu siyasete en güzel cevabı KKTC Dışişleri Bakanlığımızın açıklamasındaki “Kıbrıslı Türkleri hiçbir şekilde bağlamaz.” cümlesi vermektedir.