İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

89- Korku ve +1, Ekim 2024

Birey, aile, toplum, devlet ve yaşayan tüm canlıların korkuları vardır. İnsanlık ve devletler zaman içerisin de korkularıyla sınanırlar. Korktukları konu da genel itibariyle sadece korkup tedbir alamadıkları için başlarına gelir, korku ve korkulan olduktan sonra ‘olumsuz düşüncenle kötüyü çektin’ şeklinde bir cümleyle başımıza gelenin tesellisini ararız. 

Korkunun bilimsel tanımı psikolojide sıkça ele alınan bir konudur. Korku, genellikle bir tehlike, tehdit veya belirsizlik karşısında ortaya çıkan, hayatta kalma dürtüsüyle ilişkili temel bir duygudur.

Bilimsel olarak korku, amigdala adlı beyin bölgesinde işlenen bir tepkidir. Tehlike algılandığında, beyin adrenalin salgılar ve ‘savaş ya da kaç’ tepkisini devreye sokar. Bu süreçte, kalp atışları hızlanır, nefes alıp verme artar ve beden tehlikeye karşı hazırlanır.

Korku üzerine çalışmalar yapan önemli isimlerden biri Charles Darwin’dir. Darwin, “İnsanda ve Hayvanlarda Duyguların İfadesi” adlı eserinde korkunun evrimsel kökenlerini incelemiştir. Ayrıca, Sigmund Freud da korkuyu psikodinamik açıdan açıklamış ve bilinçaltı ile ilişkili olduğunu öne sürmüştür.

Korku üzerine tarih boyunca bir sürü bilimsel ve genel yazı kaleme alınmıştır. Neden gerçekleştiği, beden ve düşünceyi etki altına alması, stresi arttırması ve genel olarak adı üzerinde olduğu gibi korkulacak olan olması üzerine bir sürü eser makale ve bilimsel çalışma vardır. 

Peki korkma hissini kontrol edebilir miyiz? Korku beraberinde olumsuz düşünceleri de zihnimizde inşa eder sonrasında zihindeki fikir bedenimize sirayet ederek içinde bulunduğumuz duygu hali korkulacak hale gelir. Sonuç itibariyle kontrol edemediğimiz bir his, bizi kontrol ederek söylem ve eylemlerimize olumsuzluk olarak yansır. 

Peki tersini düşündüğümüz de korku hissini kontrol ederek, yönetebilirsek. Korktuğumuz duygu ve ögeyi yenebilecek zihinsel ve bedensel gücün ve yakıtın korku olduğunu düşünür ve korkma hissini enerjiye çevirip korku duygusunu ortadan kaldıracak adımları atarsak ne olur? 

Korktuğumuz konu ve öge başımıza gelmez, içinde bulduğumuz ruhsal halden başarı ile çıkmış, yüksek bir enerjiyle hayatımıza devam ederiz. Korku hissini kontrol ettikten sonra alt etmek ve korkuyu ortadan kaldırmak, zihinsel olarak bireyi güçlendirir ve özgüvenini arttırır. 

Böyle düşündüğümüz de korku o kadar da korkulacak bir his değildir, yeter ki sakin ve mantıkla süreci kontrol edelim. 

Korku beraberinde kaybetme ve mutsuz olma hissini de getirir. Bu duygular; sağlığımızı kaybetme, spora müsabakasında başarısız olma, derslerimiz de başarısızlık, zenginliğimizi kaybetmek olarak söylenebilir. 

Sonucun böyle olmaması için de korkumuzu kontrol ettikten sonra; sağlıklı beslenir bedenimize iyi bakarsak sağlığımızı kaybetme korkusu ortadan kalkar. Spor müsabakasında kaybetme hissini de yönetebilirsek daha fazla çalışır ve korkumuzu yenerek başarılı oluruz. Zenginliğimizi kaybetme korkusundan kurtulmak için de harcamalarımızı, yatırımlarımız ve ekonomimizi mantık ve akıl ile yönetirsek zenginliğimizi kaybetme korkusunu ortadan kaldırırız. Eğitim öğretim hayatı içinde korkmadan düzenli ve disiplinli olarak çalışırsak derslerde başarısız olma korkusunu da ortadan kaldırmış oluruz. Sonuç olarak, korkularımızla yüzleşir, mantık ve akılla içinde olduğumuz sinir ve stres hissini yönetirsek korkularımızı ortadan kaldırmış ve başarılı olmuş oluruz. 

+1

İşin özü, korkuyu korktuğumuzu yenmede yakıt olarak görürsek ortada korku kalmaz. Korkunun enerjisi harekete geçirir. Onun için korkudan korkmayınız. Tarihte kral ve kraliçelerin korktuğu çok an olduğu, sadece onların korktuklarını belli etmedikleri üzerine çok hikâye vardır. Korkularınızı gizli tutunuz. 

Yeni bir gün başladığında, yeni bir aya girdiğimizde, yeni bir yıl ve yeni bir yaşımız da tüm güzellik ve korkular sıfırlanır ve yeni gün için, yeni ay için, yeni yıl ve yeni yaş için güneşle birlikte uyanırız. 

Yeniden uyanmak ve karanlık sonrası güneşi görmek bile şükür etmek ve başarmak için +1’dir. Unutmayın 0 küçüktür +1’den. Henry Ford T model arabasını tüm korku ve olumsuzluklara rağmen 45 yaşında yapmış ve dünyaya mal olan bir marka yaratmıştır. 

40’lı yaşlardan sonra yaşama +1’ler katmak çok daha kolaydır. Çünkü yaşanmışlıklar ve tecrübeler bireyin heybesindeki gerçek sermayesidir. Akılla planla ve heyecanla tutkunun peşinden git ve yaşamına, evrene iz bırak. Kurtuluş savaşı dönemini düşünün; Mustafa Kemal, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yetiştirdiği subaylardan ömrü cephelerde yokluk için de toprak kaybetmiş bir nesil olarak geçmiş. Fakat hiç yılmadan inancından bir şey kaybetmeden Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş ve ilan etmiş. Onun için Norveç halkının sık kullandığı bir söz ‘Git ve Atatürk gibi düşün’ hiç aklınızdan çıkmasın. 

Sizlerde korkularınızın üstesinden gelebilecek, yaşama +1’ler koyabilecek güç ve kudret vardır. Yapmanız gereken sadece; Mustafa Kemal Atatürk gibi düşünmektedir. 

Korkularınızı seviniz, korku sizi diri tutan, konfor alanı rahatlığında kaybolmanızı engelleyen en güzel duygudur. Bu duygu ile yaşama izler bırakın +1’leriniz bol olsun. 

Mottomuz; ‘’Git ve Atatürk gibi düşün’’ olsun. 

Kalın Sağlıcakla. 

Kitap: İngiliz asker ve yazar H. C. Armstrong’un 1932 yılında yayımladığı Atatürk biyografisi olan ‘’Bozkurt’’kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.