İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

84- Kibir, Mayıs 2024

Kibir, insanlığın en eski ve en yıkıcı duygularından biridir. Kendini yüceltme, başkalarını küçümseme ve her daim üstün olma arzusu ile beslenen bu duygu, bireyleri ve toplumları derinden etkileyebilir. Kutsal kitaplar da kibri bir günah olarak nitelendirerek, alçakgönüllülüğün erdemli bir davranış olduğunu vurgulamaktadır.

Kibir’in kötü bir his olduğunu biz anlatsak, kibir sahibi zat anlamaz, bizde yazılmış en eski ve kutsal kaynaklarla kibir ve büyüklenmenin ne kadar kötü olduğunu ifade edelim. 

Müslümanlığın kutsal kitabı Kur’an da kibir ve büyüklenmeyi yasaklayan ve kötü olduğu ifade eden şu ayetler vardır; 

  • Lokman Suresi, 18: “Kibirlenerek insanlardan yüzünü çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü Allah, kendini beğenip övünen hiç kimseyi sevmez.”
  • İsra Suresi, 37: “Yeryüzünde büyüklük taslayarak yürüme. Çünkü kendini ne kadar büyük görürsen gör ne yeri yarabilir, ne de boyca dağlara erişebilirsin.”
  • Nuh Suresi, 16: “Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın ve büyüklenerek yeryüzünde yürümeyin. Çünkü Allah, büyüklenenleri sevmez.”
  • Nahl Suresi, 23: “Kalplerini kibirle kabartanlara gelince, Allah onlara lanet etmiştir ve büyük bir azaba uğramışlardır.”
  • Rum Suresi, 12: “Kendilerini beğenip böbürlenenlere gelince, Allah onlara yaptıklarının karşılığını verir ve günahlarını üstlerine yükler. Onlar azabın sonsuz sahipleridir.”

Kibirli ve büyüklenenlerin cezalandırıldığına dair bazı ayetler de şunlardır;

  • A’raf Suresi, 16: “İblis’e, “Secde et” dedik. Dedi ki: “Ben ondan üstünüm; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.”
  • Kasas Suresi, 88: “Firavun ve kavmi, yeryüzünde büyüklenerek yeryüzünde bozgunculuk çıkardılar.”

Müminlerin kibir ve büyüklenmeden uzak durmaları gerektiğine dair bazı ayetler şunlardır;

  • Mümin Suresi, 60: “Müminler, alçak gönüllü ve Allah’ın yolunda yumuşak davranırlar.”
  • Ankebut Suresi, 63: “Alçak gönüllü ve Allah’ın yolunda yumuşak davrananlara gelince, Allah onlara yaptıklarının karşılığını en güzel şekilde verir.”

Bu ayetler ışığında, kibir ve büyüklenmenin Allah’a karşı gelmek ve O’nun nimetlerine nankörlük olduğunu, müminlerin ise bu çirkin sıfatlardan uzak durarak alçak gönüllü ve mütevazı bir şekilde yaşamaları gerektiğini görmekteyiz.

Bu önemli uyarıları çeşitlendirmek için de İncil‘de kibir ve büyüklenmeyi yasaklayan bazı ayetleri şunlardır; 

  • Süleyman’ın Özdeyişleri 16:18: “Kibir yıkıma, kendini beğenme ise düşüşe yol açar.”
  • Yakup Mektubu 4:6: “Tanrı alçakgönüllülere lütuf verir, ama kendini beğenenlere karşı koyar.”
  • 1 Petrus Mektubu 5:5: “Hepiniz birbirinize alçakgönüllülük gösterin, çünkü Tanrı kendini beğenenlere karşı koyar, alçakgönüllülere ise lütuf verir.”

Kibirli ve büyüklenenlerin cezalandırıldığına İncil ayetleri şunlardır;

  • Luka 18:14: “Kendini başkalarından üstün gören herkes alçaltılacak, kendini alçakgönüllü gören ise yükseltilecektir.”

Müminlerin kibir ve büyüklenmeden uzak durmaları gerektiğine dair bazı İncil ayetleri şunlardır;

  • Matta 5:5: “Alçakgönüllüler mutlu olacaklar, çünkü göklerin egemenliği onlarındır.”
  • Filipyalılar 2:3: “Kendinizi başkalarından üstün görmeyin, bencil olmayın. Her biri alçakgönüllülükle birbirini daha önemli görsün.”

Bu ayetler ışığında, İncil’de de kibir ve büyüklenmenin Allah’a karşı bir günah olduğu ve insanları Allah’tan uzaklaştırdığı açıkça görülmektedir. Müminlerin ise alçakgönüllü ve mütevazı bir şekilde yaşamaları gerektiği vurgulanır.

Bir diğer kutsal kitap Zebur‘da kibir ve büyüklenmenin sonuçlarına dair bazı örnekler şunlardır;

  • Kral Saul’un hikayesi: Kral Saul, Tanrı’nın emirlerine itaatsizlik ederek kibirli ve büyüklenen bir tavır sergiledi. Bu nedenle Tanrı onu krallıktan mahrum etti ve yerine Davut’u seçti. (Zebur 51)
  • Babil kralı Nebukadnezar’ın hikayesi: Babil kralı Nebukadnezar, kendisini dünyanın en güçlü ve en yüce hükümdarı olarak gördü ve kibirle davrandı. Tanrı onu cezalandırmak için yedi yıl boyunca aklını kaybetmesine ve bir hayvan gibi yaşamasına neden oldu. (Zebur 46)
  • Zengin adam ve yoksul dilenci: Zengin bir adam, yoksul bir dilenden yardım istediği halde ona kibirle ve küçümseyerek davrandı. Bu nedenle Tanrı onu cezalandırarak onu fakirleştirdi ve dilenciyi zenginleştirdi. (Zebur 37)

Zebur’da kibir ve büyüklenmenin Tanrı tarafından nasıl cezalandırıldığına dair bazı örnekler şunlardır:

  • Tanrı kibirlileri alçaltır: “Tanrı alçakgönüllülere lütuf verir, ama kendini beğenenlere karşı koyar.” (Zebur 119:131)
  • Tanrı kibirlilerin planlarını bozar: “Rabbin planları onunla beraber olanlara bildirilir, ama kibirlilerden gizlenir.” (Zebur 14:2)
  • Tanrı kibirlilerin gururunu kırar: “Rabbin öfkesi bütün uluslara karşı alevlendi, kibirleri onları suçlu kıldı.” (Zebur 90:8)

Zebur’daki bu örnekler, kibir ve büyüklenmenin Tanrı’nın gözünde ne kadar kötü bir günah olduğunu ve sonuçlarının ne kadar yıkıcı olabileceğini göstermektedir. Bu nedenle, müminlerin alçakgönüllü ve mütevazı bir şekilde yaşamaları ve Tanrı’ya karşı daima saygılı olmaları öğütlenmektedir.

Sonuç: Kibir, insan ruhunun karanlık bir köşesidir. Bu köşede yer alan kibir, bizi bencilliğe, adaletsizliğe ve yıkıma sürükler. Oysa alçakgönüllülük, bizi Tanrı’ya yaklaştıran, sevgiyi, merhameti ve barışı kucaklayan bir erdemdir. Kutsal kitapların ışığında kibirden uzak durarak, alçakgönüllülüğün aydınlık yolunda yürümeliyiz. 

Unutmayalım ki, gerçek yücelme alçakgönüllülükte, gerçek başarı ve seçilmenin verdiği mutluluk ise Allah’a yakınlıkta yatar.

Kitap: Bu yazımda yazının tamamı anlayana bir kitap; kaldı ki bu yazı zata mahsus olduğu için okusa da anlamaz, anlatsakta dinlemez. Malum lafın açığı cahile edilirmiş, varın siz anlayın.

Kalın sağlıcakla…