Merhaba güzel Aydın, 2022 yılının son sayısında sağlık ve huzurla birlikte olmanın mutluğuyla son yazımı Avrupa ülkelerinin kışı nasıl geçireceğiz? Sorusuna sebep olan enerji üzerine yazmak istedim. İyi okumalar…
ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu 2010 yılında Doğu Akdeniz’de enerji yatakları hakkında bir rapor yayınlamıştır.
Bu rapora göre Doğu Akdeniz de;
• 1.7 milyar varil petrol
• 3,5 trilyon m3 doğalgaz
Rezervi olduğu tahmin edilmektedir.
Raporda Doğu Akdeniz’deki 4 sahadan bahsedilmektedir. Bunlar; Kıbrıs Havzası, Leviathan Havzası, Nil Delta Havzası ve Herodot Havzası’dır.
Leviathen bölgesi olarak; Lübnan – İsrail – Filistin ve Kıbrıs’ın doğusundaki kalan bölge kastedilmektedir.
2018’de İtalyan ENİ şirketi bu bölgede 3,5 trilyon m3 gaz rezervi tespit etmiştir. Tespit edilen bu değer; Türkiye’nin 2021 deki gaz tüketiminin 57 milyar m3 olduğu düşünüldüğün de Türkiye’nin 60 yıllık gaz rezervidir.
Raporda; Mısır’ın MEB’inde bulunan Nil Delta Havzasında 1.8 milyar varil petrol, 6.3 trilyon m3 doğalgaz, 6 milyar varil sıvı doğalgaz rezervi bulunduğu aktarılmıştır.
Herodot Havzasındaysa Girit’in güney ve güneydoğusundaki alanda toplam; 3,5 trilyon m3 doğalgaz olduğu ön görülmektedir.
TPAO çalışma alanında da 3000 km2 ‘lik gaz hidrat yatağı olduğu bilinmektedir. Bu rezerv AB’nin 30 yıllık enerji ihtiyacını karşılamaktadır.
Doğu Akdeniz’deki enerji yatakları küresel ölçekte dengeleri etkileyecek miktarda değildir. Fakat Akdeniz ve Avrupa pazarında fiyat dengelerini etkileyecek ve Rusya’nın enerji tehdidinin önüne geçmenin araçlarından bir tanesidir.
Doğu Akdeniz’de kıyısı olan ülkeler ve enerji yatakları yukarıdaki haldedir. Burada sorun yataklardan ziyade; Kıta Sahanlıkları sorunudur.
Denize sınır ülkeler anakarasından 200 deniz mili mesafeye kadar olan alandaki doğal kaynaklar üzerinde hak iddia edebilir. Bu alana da münhasır ekonomik bölge (MEB) denmektedir.
Doğu Akdeniz’in deniz coğrafi konumu, ülkelerin birbirine olan mesafesi MEB’i üzerinden ülkeleri birbirine düşürmektedir.
Türkiye – Libya’yla 27 Kasım 2019 tarihinde Deniz Yetki Alanları anlaşması imzaladı. Bu anlaşma bir nevi Doğu Akdeniz’in batı sınırını belirlemektedir.
2003’te Kıbrıs ile Mısır, 2007’de Kıbrıs ile Lübnan ve 2010’da Kıbrıs ile İsrail Deniz Yetki alanlarıanlaşmalarını imzalamışlardır.
İsrail ile Lübnan 2022’de anlaşmışlardır. Teknik olarak iki ülke 1948’den beri savaş halindedir. ABD’nin araya girmesiyle iki ülke Kana Sahası ve Kariş Sahası üzerinde anlaşmışlardır.
Lübnan Kana Sahasından gaz çıkaracaktır. İsrail bölgesinde kalan kısmındaki miktar kadar da Lübnan, İsrail’e ödeme yapacaktır. İsrail ise Kariş Sahasından tek başına gaz çıkaracaktır.
Bu anlaşmalar sonrası Türkiye Doğu Akdeniz’de bir nevi yalnız kalmıştır.
Doğu Akdeniz’de kanıtlanmış en büyük gaz yataklarına sahip Mısır daha kontrollü politika izlemektedir. Çünkü Mısır bölgesi için enerji merkezi haline gelmektedir. Mısır’ın yetkilendirdiği İtalya ENİ şirketinin CEO’su Claudio Descalzi ‘’birkaç yıl içinde, Mısır’ın tüm ihtiyaçlarını karşılayacağız’’ şeklinde beyanı vardır.
Mısır’ın yetki alanındaki Zohr Sahası’nda 850 milyar m3 gaz bulunmaktadır. Bu rezerv Mısır’ı dünyanın en büyük gaz rezervine sahip ülkelerinden birisi yapmıştır.
Komşu Atina DC aklıysa; adalar üzerinden sözüm ona MEB ilanı yapmaktadır. Bunu da Türkiye’nin taraf olmadığı 1982 tarihli ‘’BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne’’ dayandırmaktadır. Türkiye için bu sözleşmenin bir yaptırımı da yoktur.
Mısır, Yunanistan’ın adalar üzerinden ortaya koyduğu MEB’i de sağlıklı bulmadığı için kabul etmemektedir. Mısır Doğu Akdeniz’de ispatlanmış ve çalışan en büyük kaynaklara sahip ülkedir. Bu sebeple de siyasi çatışma ve gerilimlerden uzak durmak istemektedir.
Doğu Akdeniz gazının AB nakli için İsrail, Kıbrıs ve Yunanistan EastMed projesini ortaya koymuşlardır. Bu proje hem maliyet hem de Türkiye – Libya arası deniz yetki alanları anlama bölgesinden geçeceği için hayata geçememiştir.
Doğu Akdeniz’de başlıca arama ve sondaj yapan enerji firmaları şunlardır; Total Enerji, BP, Petro China, ExxonMobil, ENİ, Soudi Aramco, Sipopec ve TPAO’dır.
Özetle; Doğu Akdeniz enerji yatakları Türkiye ve bölge ülkeleri ve yancıları için hayati önemdedir. Fakat Türkiye için enerji yatakları kadar önemli konu kıta sahanlığı sorunu ve dolaylı olarak MEB sorundur. Çünkü Doğu Akdeniz’deki kıyıdaş ülkeler kendi MEB’lerini Türkiye’ye dayatırlarsa Ege ve Karadeniz’de de olası sorunlarla Türkiye yüz yüze kalabilir. Buda Mavi Vatan’da Türkiye için egemenlik sorunudur.
2023 yılı ailenize ve sevdiklerinize huzur ve sağlık getirsin.
Kalın sağlıcakla…
Kitap: Prof. Dr. Uğur Özgöker ve Zübeyr Mürzabey’in ‘’Doğu Akdeniz Jeopolitiği Çerçevesinde Türkiye’nin Enerji Güvenliği – Enerji Kaynakları ve Enerji Rotaları’’ başlıklı kitabı okumanızı öneririm.