Merhaba Aydın, yeni yılın ikinci ayında tekrardan sizlerleyim. Covid-19 ‘un şekil değiştirdiği, ekonomik dalgalanmaların bir nevi de olsa stabil bir hale geldiği zamandayız. Ülkemiz için uzunca bir evredir gündem olan bir şekilde savaş cephemiz olan güney sınırlarımız ve Suriye’nin kuzeyi yerini Ege ve Batı Trakya’ya bırakmış bir haldedir.
Komşumuz Yunanistan’ın Doğu Akdeniz ve Ege Deniz’indeki hukuksuz adımlarını Batı Trakya’da da atarak komşuluk hukukuna aykırı hareket etmektedir. Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Sorunu konusundaki yancılarını Ege Denizi, Ege adaları ve Batı Trakya’da konuşlandırarak Türkiye karşıtlığını her geçen gün arttırmaktadır.
NATO ve transatlantiği desteğiyle sözüm ona savunma sanayini güçlendirmekte, Lozan Madde 1 ve 3’e aykırı olduğu halde Batı Trakya sınırındaki Türk illeri, Dedeağaç, İskeçe, Gümülcine’yi ABD askeri unsurlarıyla silahlandırmaktadır. Komşumuzun siyasi aklı da yaptığı bu işlere ilave olarak gelecek vizyonunu ortaya koymak adına ‘’Geçici Ulusal Güvenlik Belgesi’’ adında Türkiye karşıtlığıyla dolu bir evrak taslağı hazırlamıştır.
Geçici Ulusal Güvenlik Belgesi
Balkanlar, Batı Trakya, Ege ve Karadeniz bölgemiz milli güvenlik siyasetimizin uzunca bir süredir, gizli öznesi konumundaydı. Varlığından haberdar olduğumuz lakin fazla dillendirmediğimiz malum bölge olarak takipteydik. Yeni cephemiz Batı Trakya’yı; Yunanistan, ABD, NATO ve Rusya bağlamında irdelemek gerekmektedir.
Dünya siyasi sistemi kutuplara ayrılmakta, güç odakları değişmekte, sınırlara duvarlar örülmektedir. Bu bloklara ayrılan dünya da köprü ustaları duvarların üstünden iletişim kanallarını inşa etmekte, müesses nizam bir şekilde korunarak devam etmektedir.
Bu değişimi okumak ve ABD’nin Batı Trakya ve Ege adalarındaki varlığını irdelemek ve anlayabilmek içinse uluslararası ilişkiler uzman Dr. Kürşat Korkmaz’ın ‘Savunma ve Savaş Araştırmaları Dergisi’nde yayınlanan “Uluslararası Sistem ve Kutup Yapıları Üzerine Genel Bir Değerlendirme” başlıklı makalesini iyi idrak etmeliyiz. Dr. Korkmaz makalesinde dengeler ve kutupları örneklemlerle değerlendirmiştir. Bu bağlamda ABD’nin Ege Denizi ve Batı Trakya varlığını anlamamız için Biden döneminin nasıl başladığını iyi görmeliyiz. Dr. Korkmaz makalesinde ‘’ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, göreve gelmesinin üzerinden yaklaşık 45 gün sonra ‘Geçici Ulusal Güvenlik Stratejik Kılavuzu’nu yayımlamıştır. Belgede, Amerika’nın kaderi bugün daha önce hiç olmadığı kadar içinden çıkılmayacak şekilde kıyılarımızın ötesindeki olaylara bağlı hâle gelmiştir.’’ ifadesini aktarmıştır. ‘Geçici Ulusal Güvenlik Belgesi’ içindeki ‘kıyılarımızın ötesindeki olaylara bağlı’ cümlesi ABD’nin bölgemizdeki varlığını anlamamız için en önemli aydınlatma fişeğidir. ABD ülke güvenliği için siyasi coğrafyası harici tüm sahaları cephesi şeklinde görmektedir.
Türkiye’nin güney sınırı Suriye’deki varlığı, Ege Denizi’ndeki varlığı, Doğu Avrupa ve Batı Trakya’daki varlığı Amerikan askeri ve devlet aklı için birer savaş cephesi niteliğindedir.
ABD Başkanlığının ulusal güvenlik belgesinde resmiyet kazanan askeri ve güvenlik doktrini başta ülkemiz ve direk ya da dolaylı ilgilendiren ülkelere ışık olmalıdır. ABD’nin Çin ve Rusya’yı çevreleme politikası, Ege’deki görünür varlığı, Doğu Akdeniz enerji politikasındaki gizli özne olması dört bir cephede komşumuzun Washington, Pentagon ve Langley olduğunun göstergesidir.
Bu bağlamda, dış politikadaki dost düşman kavramlarımız belirlenirken oyunun arkasındaki gölge karakteri iyi analiz etmeliyiz. İçinden geçtiğimiz siyasi ve ekonomik süreç için de bu bakış açısı hayati önemdedir.
Türk siyaset kurumu karar alıcıları büyük fotoğrafı iyi gören değerlendirme ve adımlarını buna göre atan güç ve kudrete sahiptir.
Kitap: Tüm bu olumsuz atmosfer arasında zihin dünyamızda okuyarak ve düşünerek bir tiyatro sahnesi hissi verecek olan Fyodor M. Dostoyevski ‘nin dünya klasikleri arasında yer alan ‘’Suç ve Ceza’’ adlı romanını okumanızı tavsiye ediyorum.