İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

58-Rehavetin ve Rahatlığın Verdiği Çürüme, 2021 – Aralık

Merhaba Aydın, 

Yine bir yılın son yazısı ve sayısı ile karşınızdayız. Zaman kavramının anlamını yitirdiği, yirmi dört saatin an kadar kısaldığı, haftaların ayları, ayların yılları hızla kovaladığı bir çağda vademiz dolacağı günü nasıl geçtiğini anlamadan yaşamaktadır. 

Yaşamdaki sıradan konulardan biri haline gelen çağ nüfusunun ilk defa yaşadığı diyebileceğimiz Covid-19’lu yıllarımız geçmektedir. Umarım 2022’de baharla birlikte maskelerin ve mesafelerin olmadığı sağlıklı günlere kavuşuruz.

Aralık ayı için her yılın son yazısında dediğim gibi muhakeme ayı olarak nitelendiriyorum. Bitecek olan yılın değerlendirmesi gelecek olan yılın hedef ve iyi dileklerle geçmesi temennisinin olduğu aydır. 

2021 yılının yazı başlıklarını hatırlayarak, dönüp okumak istediğiniz yazıları kontrol edebilirsiniz. 

  • Yeniden Başlamak… 
  • Yeni Sam Amca Joe Biden 
  • Hangi Amerika?
  • Vatikan- İran Şiileri  
  • Doğu Akdeniz
  • Filistin ve İsrail Jeopolitiği 
  • Siyasi Etik- 5.Kol Faaliyetleri
  • Politika mı Siyaset mi?
  • Taliban
  • Dünya beşten büyük mü? 
  • Harbe Hazırlık- Paramiliter komşu Atina

Başlıklardan da anlaşılacağı üzere okyanus ötesinin yeni Başkanı Biden ve kafası karışık Amerika’nın gündemi Ege ve Doğu Akdeniz özelinde yaptıkları, Yunanistan’ı silahlandırması gündemimizin önemli konusu olmuştur. 

BM Genel Kurulundan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemi tekrardan ‘dünya beşten büyüktür’ fikrini gündemimize almıştır. 

Katoliklerin Ruhani lideri Papa’ın komşularımıza ziyareti, yakinen takıp ettiğimiz gündemlerin arasına girmiştir. 

Orta Doğu’nun dinmeyen yarası İsrail ve Filistin’i yakinen izlediğimiz, ülkemiz üzerindeki 5. Kol faaliyetlerini gözlemlediğimiz, Afganistan’ı ‘terlik giyen AK-47 taşıyan’ Taliban üyelerinin istilasını hep birlikte izledik. 

Ege’nin en güzel illerinden birinde yaşıyor olmamız sebebiyle de Yunanistan’ın anlamsız silahlanması gözümüzden kaçmayan en önemli gündemlerimizden biri olmuştur. 

İşin özündeyse yılı Covid-19 ve yoğun gündemle geçirdiğimiz görülmektedir. Gelecek yıl nasıl olur derseniz, dövizin yükselişi, ülkemiz için seçim atmosferinin var olması, Yunanistan’ın silahlanması, Karadeniz’deki enerji arama ve paylaşımı, Doğu Akdeniz ve Suriye krizi düşünüldüğün de ‘gelenin gideni aratacağı’ bir yıl olacağı aşikardır. 

Meşhur Hekim İbn-i Sina’nın bir deneyi.

‘’Kiloları ve yaşları aynı olan, aynı cinsteki iki kuzu aynı şartlardaki iki ayrı kafese konulur. 

Yan kafeste bir kurt vardır ama kurdu kuzulardan sadece biri görebilmektedir.

Aylar sonra kurdu gören kuzu huzursuz, zayıf ve çelimsiz olduğundan ölür.

Kurt kuzuya bir şey yapmamasına rağmen kuzu kurt korkusunu sürekli yaşadığı için ölmüştür. Kurdu görmeyen kuzu ise huzurlu olduğu için oldukça besili ve kiloludur. ‘’

Burada İbn-i Sina zihinsel durumun etkisini araştırmıştır. 

Gereksiz korkunun, endişenin ve kaygının insan bünyesine zararı çoktur. 

Yukarıdaki kısa mana ve anlam derinliği çok olan Hekim İbn-i Sina’nın deneyi günümüzde de halen daha geçerliliğini korumaktadır. Sosyal, siyasal ve ekonomik olarak bir sürü korkuyla yaşamaya belki de mecburuz. Ekonomik yaşamımız besili kuzu gibi de olsa rahat ve huzurumuz yoksa günün sonunda kazandığımız parayı ve itibari sağlığımızı korumak için harcayacağız. 

Bu sebeple de ne olursa olsun, ilk önce benden ve ruh sağlığımız koruyarak yaşama devam edelim. Endişe ve vesvese yerini plan ve programa bırakırsa üstesinden gelemeyeceğimiz bir zorluk yoktur. 

Korku ve endişeleri de bizi bitirecek ögeler olarak görmek yerine, bizi diri tutan etkenler olarak görürsek, rehavetin ve rahatlığın verdiği çürümeden kurtulmuş olur. 

Bu ayı iyi değerlendirelim. Gelecek yılın plan ve programlarını yaşamın olağan akışına uygun şekilde yapalım. Bitirecek olduğumuz yılın eksi ve artılarını iyi değerlendirelim. 

Aile ve sevdiklerimize bol zaman ayıralım, elimizden geldiğince spora yapalım. 

Kalın sağlıcakla…

Kitap: Doğru bağlantılar kurmak, ikna etmek ve anlaşılmak için Alan Barker’in ‘’Etkili İletişim’’ adlı eserinin okumanızı tavsiye ediyorum.