Müzakere süreci 2. Cenevre tarihini alarak ağır-aksak, doğru-yanlış yarım asırlık çetrefilli sürecinde yeni ümitler, yeni hayaller ve Nobel sevdasıyla devam etmektedir. Bu çetrefilli, çetin ve zor yolda, iradenin temsili kimde? Tartışmalarıyla elleri nasırlı yüzü ve gönlü ezelden yanık Kıbrıs Türk’ünün kaderi nefis-ikbal ve bencil duygular ışığında konuşulmakta-tartışılmakta ve sonrasında ‘görünen köy kılavuz istemez’ misali anavatan Türkiye’nin omuzlarına kalan bir seyirde devam etmektedir. Kıbrıs sorununun ortaya çıktığı günden, 20 Temmuz 1974 sabahı Mutlu Barış Harekâtı’na kadar geçen süreç gibi belirsizlikler, kaygılar, şüpheler ve korkularla dolu olan sürecin bir başka şekli, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin beka ve varlık tehlikesiyle devam etmektedir. Kıbrıs sorunu ve KKTC’nin kaderi ve ikbali dönem dönem “Garantiler ve güvenlik konusu çağ dışıdır”, dönem dönem de “Dönüşümlü başkanlık Kıbrıs Türk’ü için olmazsa olmaz kırmızı çizgidir” diyen düşüncenin tutarsız müzakere metoduna ve hülyasına bırakılmış gibidir. Garantör ülkelerin ve siyasi coğrafyada rol alan unsurların ‘denetimli serbestlik’ tanıyarak sürdürülmesini istediği müzakereler heyetlerin büyük hayalleri ve anlamsız tavizleri doğrultusunda devam etmektedir. Bu bağlamda heyetler hülya ve düşüncelerini bu denetimli serbestlik çizgisinde görürlerse real-politiğe yakın bir düşünceyle müzakere ederler. Kıbrıs sorununun bam teli niteliğinde olan konularda net bir sonuca varılmadan şehir ve ülke ziyaretleriyle müzakereler bir orta oyun haliyle perde kapanana kadar devam edecektir.
Eide’nin turları
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide çözüm adına BM yetkileriyle ilgili ülkeleri ziyaret etmektedir. Bu ziyaretleri kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Binali Yıldırım’la da görüşmüştür. Sayın Yıldırım “Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulunması yönündeki kararlılıklarını, Cenevre’deki Kıbrıs Konferansı’nda sergiledikleri tutumla bir kez daha ortaya koyduklarını” söylemiştir. Bu açıklamayla Türkiye’nin Kıbrıs Türk’ünün menfaati doğrultusunda tüm adil ve kalıcı çözüme her zaman destek verdiğini de belirtmiştir. Güvenlik, garantiler ve dönüşümlü başkanlık KKTC için olmazsa olmaz kırmızı çizgileridir. Türkiye hükümeti ve devleti tüm organlarıyla bu kırmızı çizgilerin sonsuza kadar garantisi ve destekçisidir. KKTC heyeti bu hassasiyeti bilerek hareket etmelidir.
Bu işten nemalananlar var
KKTC Başbakanı Sayın Hüseyin Özgürgün, Star Kıbrıs ve Ada TV’de Erçin Şahmaran’ın sunduğu programda önemli açıklamalarda bulundu. Kıbrıs müzakereleri için “Bu işten nemalananlar var. Garantör ülkelerin hiç işi yok mu ki, her ay toplanacak. İki tarafın beklentileri birbirinden uzak. Biz anlaşma dilencisi değiliz.” demiştir. Açıklamalarının devamında ise “Cumhurbaşkanıyla iletişimimiz yok. Bilgilendirme toplantılarına katılmayacağım.” ifadesiyle de hükümet ve Cumhurbaşkanlığı arasındaki görüş farklılığını yürütmenin başı olarak net bir şekilde belirtmiştir.
54-Kıbrıs orta oyunu 09.02.2017
Daha fazla Milliyet GazetesiMilliyet Gazetesi kategorisinden daha fazla yazı »