İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

53-Siyasi Etik- 5.Kol Faaliyetleri, 2021 – Temmuz

2021’in yedinci ayı Temmuz’a hep birlikte merhaba dedik. Ülkemizde pandemi sürecinin etkisinin aşıyla azaldığı, vakaların düştüğü, ölüm oranının bitmek üzere olduğu anlardayız. 2020 yılı başlarından itibaren ülkemiz Covid-19’un zorluklarıyla mücadele etmektedir. Toplumumuzun tüm sosyal katmanları bu mücadele de görev almış ve fedakarlıklar yapmıştır. Avrupa ve dünya genelinde aşının yayılmasıyla etkisi kırılan, bağışıklığımızın artığı bugünlerden sonra yeni normallere geçmek üzereyiz. Halk talimatlara uymuş, esnaf zorluğa göğüs germiş, ekmeğini paylaşmış, yoku var, azı çok etmek için çalışmıştır. Bugünden sonra devletimize ve siyaset kurumuna büyük iş düşmektedir. Halkı için siyaset kurumu akıl ve mantıkla icraatlarını vatandaşını ekonomik ve sosyal yönden rahatlatacak şekilde icra etmelidir. Bu akıl ve düşünce de aklı selim siyaset ile olacaktır. 

Bu bahisle; siyaset kurumu ve millet, etle kemik misali birbirinden ayrılmaz iki öznedir. Halkın içinden, halk iradesiyle seçilen zümre, devlet düzeninde sırasıyla yasama ve yürütmede görev alarak vazife-i asliyesini ‘memur’ sıfatıyla yerine getirir. 

Devlet, kuvvetler ayrılığı ile ‘yasama, yürütme ve yargı’ organlarından teşekkül eder. Yasama ve yürütme, halk iradesinin sandıkta tecelli etmesiyle vücut bulur. 

Yargı ise muktedir olan devlet adına hukukun bağımsız ve tarafsız yorumlanmasıdır. 

Bu muhteşem üçlüye ilave olarak da halk adına denetleme vazifesi gelişmiş demokrasilerde basın yayın organlarına verilmiştir. 

Hal böyle olunca, siyaset kurumu etik kurallarıyla çalıştığında basın yayın yapılan iş ve icraatların halka aktarılmasında iletişim vasıtasıdır. Siyaset kurumu ve milleti için çalışan organizma etik ve erdemden uzaklaşırsa basın yayın organları halk adına denetleme ve ifşa için en önemli kurum/kuruluştur.

Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Sayın Devlet Bahçeli geçtiğimiz günlerde TBMM’de grup toplantısı konuşması esnasında, siyaset etiği üzerine tarihi hatıratlara atıfta bulunduğu bir konuşma yapmıştır. 

Sayın Bahçeli konuşmasında “Rivayet olunur ki, Muhyiddin İbn Arabi, bir gün İskenderiye Limanı’nda gemiden un boşaltan hamalları seyrediyormuş. Bu esnada hamalbaşı yüksekçe bir yere çıkıp diğer hamallara sürekli talimatlar vererek özellikle şöyle sesleniyormuş:

‘Çuvalı siyasetle tutun, çuvalı siyasetle taşıyın, çuvalı siyasetle indirin.’ İbn Arabi, hamalbaşına yaklaşıp ‘çuvalı siyasetle indirmenin’ ne manaya geldiğini sormuş. Hamalbaşının cevabı ise aynen şu olmuş: ‘Siyasetle indirmek, çuvalı patlamamaktadır. Çuval patladıktan sonra şikâyetin, dövünmenin, dertlenmenin bir faydası yoktur.’

Böylelikle siyaset kurumunun önem ve kurallarının betimlendiği tarihi anekdotu aktarmıştır. Siyaset, yumurta kefesindeki yumurtaları kırmadan taşımak ve satmak kadar hassas bir müessesedir. Etik ve ahlaki kurallara riayet edilerek icra edilmelidir

Yukarıdaki kıstas ve Sayın Devlet Bahçeli’nin konuşması yeni normallerin başladığı bu zaman diliminde siyasetçinin icra sırasındaki ortaya koyduğu kişiliğine örnek olmalıdır. 

5.Kol Faaliyetleri

Beşinci Kol Faaliyeti, İspanya iç savaşı sırasında (1936-1939) milliyetçi güçlere önderlik eden İspanyol General Francisco Franco Bahamonde tarafından söylenmiştir.

 İç savaşta Madrid’e orduların saldırdığı sırada Madrid içlerinde General Franco’ya bağlı istihbarat yetkililerinin şehirde ayaklanma çıkarmasıyla Madrid’in düşmesi ve ele geçirilmesi hızlanmıştır.

 General Franco Madrid’e saldırı esnasında “Şehri dört koldan kuşattık, beşinci kolumuz da içeride.” ifadesini kullanmıştır.

 Tanım olarak Beşinci Kol faaliyetleri ‘fiilî mücadele ile ele geçirilemeyen bir kitleyi ya da devleti propaganda, casusluk, sabotaj ya da terör yoluyla manevî etkiye maruz bırakmak suretiyle müdahaleye uygun hale getirmek ya da fiilî savaş esnasında savaşı daha kolay kazanmak için yapılan her türlü manevî yıkıcı çalışmadır.’ şeklinde tanımlanmaktadır.

Yukarıdaki tanımı aklımızdan çıkarmadan Temmuz ayı içerisinde unutmamız gereken bir konu da 15Temmuz FETÖ’nün hain darbe kalkışmasıdır. 

15 Temmuz sonrası silahlı mücadeleden umudunun kesen üst akıl ve FETÖ yapılanması beşinci kol faaliyetleriyle amaç ve hedeflerine ulaşmak için çalışmalar yapmaktadırlar. 

FETÖ ve üst akıl; Türkiye ve Türk dış politikasının çalışma alanlarında beşinci kol faaliyeti bağlamında saldırılarını devam ettirmektedir. Çünkü; dış politika demek devlet politikası demektedir. Bu bahisle de devletimiz ve milletimiz, milli güvenliğini etkileyen tüm alanlarda saldırı altındadır. 

Lakin; büyük Türk milleti ve kadim devletimiz şeytanın tüm oyunlarını alt edecek kudret ve gücesahiptir. Covid-19 süreci ve sonrası dünya ve insanlık yeni normal adı altında öngörülemeyen farklı bir evreye geçecektir. Bu süreçte duygu yerine akıl ve mantığın işlediği; ticari, siyasi ve ailevi yapılar ve çalışmalar geleceğe sağlam adımlarla gidecektir. 

20 Temmuz 1974’de gerçekleştirilen ‘’Mutlu Barış Harekatı’nın’’ 47. Yılında Kıbrıs Türklüğü için Şehit ve Gazi olmuş, Mehmetçik ve Mücahitlerimizi rahmet ve minnetle anarım. Kıbrıs Türkü devleti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle geleceğe emin adımlarla ilerleyecektir. 

Kalım sağlıcakla… 

Kitap: 28 Aralık 2015 tarihinde vefat eden Albay İsmail Lütfi Tansu’nun Kıbrıs Türklerinin mücadele yıllarında örgütledikleri, Türk Mukavemet Teşkilatı ‘TMT’ adındaki gizli örgütün neden ve nasıl kurulduğunun efsanevi öyküsünü anlattığı ‘’Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu’’ adlı eserini okumanızı öneririm.