Merhaba Aydın
2020 yılının yarısını bitirdik.
Aralık ayını muhakeme ayı olarak görmeliyiz ve 2020 yılı için planlamalar yapmalıyız demiştim. Ticari ve sosyal yaşamımızdan tutun da aile ve eğitim hayatımız için yaptığımız tüm planlar sanırım Covid-19’a yenik düştü.
Evrende ticari yaşam durma noktasına geldi.
Yurt içi ve yurt dışı uçuşlar iptal edildi.
İrili ufaklı havayolu şirketleri iflas etti.
Kapalı mekâna sahip restoranlar, kafeler kapandı.
Sosyal ve beşerî yaşamımızın önemli parçası olan AVM’ler ve içerisindeki mağazalar yarı zamanlı az müşteri alarak süreci atlattı ya da atlatamadan iflas etti.
Nisan – Mayıs ayında açılan turizm sezonu Temmuz’a kaldı.
Oteller, tatil köyleri ve turizm beldeleri “kontrollü normalleşme” diye tabir edilen Covid-19’la kapılarını açtı. Açık büfeler kapandı. Bir şemsiye bir havlu koyulacak plajlar, otel odası gibi yüksek ücretlere satıldı.
Yeni normalleşmeyle tedbirler gevşedi, sonra ikinci dalga mı yoksa birinci dalganın devamı mıdır bilmediğimiz günlük sayılarda artışlar oldu.
2020-21 eğitim başlangıcı Eylül’ün üçüncü haftasına kaldı. Mağazalara yazlık ürünler gelmedi, kışlıklar kaldırılmadı. Raflarda olan ürünler sanki devamı gelmeyecek gibi fiyatları arttı ve tüketildi. İkinci el otomobiller, sıfır araç fiyatlarından daha yükseğe satılır oldu. Altın tarihi bir rekora koştu. Dolar – Euro boş durmadı Covid-19 fırsata çevirdi ve yükselişe geçti.
Bunlar takibi de önemli işler değil, biz insanlık olarak neleri alt etmedik ki.
Ortadoğu’nun incisi Beyrut limanı ve şehri ihmal ya da kasıtlı olarak tarihinin en büyük patlamasıyla yüzleşti. Amerikan yapımı filmlerde gördüğümüz gibi fragmanını izlediğimiz Armageddon savaşının başladığı yılda 2020 Temmuz oldu.
Ortadoğu karışıklığı azmış gibi, Akdeniz’de Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan’ın yalan ve talan üzerine kurduğu orta oyunla birlikte, Ege adaları konusu ve Kıbrıs enerji bölgeleri küresel ölçekli bir tartışmanın içine girdi. Yunanistan Batı Trakya’daki Türk köylerinde sabah ezan saatinde askeri tatbikat yaptı.
Körfezin cetvelle çizilen ülkesi Birleşik Arap Emirlikleri İsrail’le normalleşme anlaşması imzaladı. İsrail’in yaptığı Filistin zulmünü görmezden geldi.
ABD Başkan adayı Biden denilen zatı muhterem geçtiğimiz aylarda Cumhuriyet Türkiyesi ve Cumhurbaşkanını sözüm ona demokrasi diyerek tehdit etti. 17-25 ve 15 Temmuz’da yapamadıklarını devam ettirmek istediklerini demokratik sözlerle dile getirdi.
Türkiye’den gerekli cevabı derhal aldı. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış misali hayalperestler ve düşmanlar uyumuyor. Onun için millet ve devlet olarak bizde gözümüzü dört açmalıyız.
Şimdi gelelim günümüze, dergimiz yayımlandığında ve okunduğunda Doğu Akdeniz, Covid-19, Ege adaları gibi sorunlar güncel siyasetimizin ve evimizin ana konusu olacak, vaka sayıları artmış, siyaset sertleşmiş bir vaziyette sonbahara merhaba diyeceğiz.
Hâl böyle olunca, birey olarak amaca hizmet etmeyen tüm madde ve araç gereçleri yük olarak görelim. Dünya ve insanlık siyasi ve iktisadi olarak Deniz Ülke Arıboğan hocamızın betimlediği gibi ‘’winter is coming’’ e merhaba demek üzere.
Onun için kendimizi sevdiğimiz gibi doğayı sevelim. Özgürce açık alanda nefes almanın çok kıymetli olduğunu unutmayalım. Ailemiz ve sosyal çevremizi kendimizi sevdiğimiz gibi sevelim koruyup kollayalım. Çünkü kış geliyor.
Kalın sağlıcakla.
Kitap: Cemil Meriç’in ‘’disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim’’ diye tarif ettiği Jules Payot’un İrade Terbiyesi adlı kitabını okumanızı tavsiye ediyorum.