Türkiye Cumhuriyeti (T.C.) Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Ahmet Arslan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı (KKTC) Sayın Mustafa Akıncı ile geçtiğimiz günlerde görüştüler. Sayın Akıncı, 48 yıllık müzakere sürecinde doyum noktasına gelindiğini ifade ederek Rum tarafı ile olumlu bir sonuca ilerlendiğini açıkladı. Bakan Arslan ile yapılan görüşmede ulaşım ve Kıbrıslı Türkler için gereken altyapının tamamlanması konuşulurken, Bakan Arslan Rum tarafının da huzur ve refaha giden süreçte buna ayak uydurmasını umduğunu belirtti.
Enerji jeopolitiği ve KKTC
Doğu Akdeniz’de jeopolitik ve jeostratejik açıdan büyük önem taşıyan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Dünya Enerji Kongresi’ne katılmasıyla enerjinin Kıbrıs adasının konumu itibariyle, gelecekteki yeni projelerde kilit konudur. Kuzey Kıbrıs’ın, Rum tarafının da sürdürdüğü gibi ve hatta federal modelli devlet yapısı gerçekleştiğinde de sürdüreceği enerji politikaları, Kıbrıs adasının gelecekteki jeostratejik konumuna ve ekonomik kalkınmasında kazamım olacaktır. Kıbrıs jeostaratejik önemini açıklayacak olursam; petrol/doğalgaz yataklarına ve Akdeniz’e giriş/çıkış sağlayan üç kapıdan biri olan Süveyş kanalına yakınlığı, bölgede enerji ve uluslararası ticaret güvenliğini denetleme olanaklarına sahip olması, bölgedeki istikrarsız alanlara yakınlığı ve bu bölgelere müdahale etmek için alana sahip olması, Türkiye Cumhuriyetinin güneyinin güvenliğinde çok stratejik bir konumda olması, Kıbrıs adasının siyasi coğrafyasının önemli olmasının başlıca nedenlerindendir. Kıbrıs adasını genel olarak düşündüğümüzde yukarıda saydığım değerleriyle bölgede önemli bir siyasi yapıdır. Bu bağlamda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de bu oyunda Avrupa Birliğine üye olmamış, ambargolar altında bile kendi kendine yetebilen bir ekonomisi ile bağımsız ve bağlantısız yapısıyla Doğu Akdeniz siyaset sahnesinde yerini alır ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile coğrafyada ve Doğu Akdeniz’de siyasi varlığını devam ettirir. Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı ve müzakere heyeti, KKTC’nin coğrafi pozisyonu ve konumunun önemini bilerek görüşmeleri başarı ile sürdürmeli ve sonlandırmalıdırlar.
Beşeri Güvensizlik
Güney Kıbrıs ile yapılan toprak, mülkiyet ve mali paylaşımlar gibi evrak ve kağıt üzerinde düzenlemeler yapmak, ortak gelecek için önemli ve gereklidir. Fakat 40 yılı aşkın süredir ayrı yaşayan bu iki toplum federal bir devlet kurulduğunda nasıl iç içe yaşar bilemiyorum. Eskilerin ortak geçen gençlik yılları söz konusu olabilir ama genç nesil belki de sadece savaş hikayeleri ile büyüdü ve düşmanlık besliyor. Toprak ve garantiler derken “sosyal yaşamdaki tehlikenin garantisi nasıl alınacak?” diye bir sorum var. 20 Temmuz 1974’te “Mutlu Barış Harekatı” ile adada tahsis edilen barış ve huzur ortamı, müzakere süreci sonrası kurulacak federasyon modelli bir Kıbrıs için çatışmaların başlama yılı olmamasını dilerim.