İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

369- Deprem, 09.02.2023

Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzeyini sarsma olayına ‘deprem’ denir. Bu tanım, yaşadıklarımızı, binalarımızı, yollarımızı ve verdiğimiz kayıplarımızdan dolaylı kalplerimizi yıkmış ve kırmıştır. İnsanlık, elinde olmadan, tarihsel süreçte çokça doğal afetle sınanarak bugünlere gelmiştir. Sel, tsunami, deprem, yangınlar… İnsanlık hepsini en derin acılarla yaşayarak atlatmış ve günümüzü yaşamaktadır. İnsanlar, günlük yaşamda doğanın bizleri sınamasının farkına varmamaktadır. Siyaset, ekonomi, sosyal ve kültürel yaşam, insanlığı belki de kör etmektedir. Çağ nüfusunun en derin acıları yaşadığı dönem Covid-19 diye tanımlanan virüs ve sonrası pandemi sürecini de çok kısa bir sürede unuttuk, gündelik meşguliyetlerin peşinden koşan bir hale döndük. Deprem dediğimiz ve yaşadığımız kavram hafta başından itibaren bizlerin kalplerini kırmış ve gerçeği görmemizi sağlamıştır.

***

Türkiye deprem bölgesindedir. Bu sebeple de tarihte yaşadığı Erzincan depremi, Düzce depremi sonrası en büyük deprem felaketini Kahramanmaraş merkezli depremle hafta başından itibaren yaşamaktadır. Kayıplarımız ve acılarımız büyüktür. Türkiye Cumhuriyeti ve milletimiz bu büyük acı ve kayıpların yarasını saracak güç ve kudrettedir. Bundan sonrası yaşanan olaylardan ders alarak ‘Deprem öldürmez, depreme uygun inşa edilmeyen binalar öldürür.’ söylemini doğru anlayarak deprem bölgesi olan coğrafyamızı doğru inşa etmeliyiz. Acı ve vefatların adı, milliyeti ve cinsiyeti önemli değildir. Kendi ailemizin acısı olarak durumu görmeli, sağ duyudan ayrılmadan, devletimize inanarak ve destek olarak elimizden geleni yapmalıyız. Aziz milletimizin başı sağolsun.