Güney Kıbrıs siyaset kurumu Kıbrıs adasını ikiye bölmek için ve bölünmüşlüğünü kalıcı hale getirmek için elinden geleni yapmaktadır. Geçtiğimiz hafta katıldığı Hercules – 2 tatbikatıyla özel kuvvet personellerinin imkan ve kabiliyetini her geçen gün arttırmak için çalışmaktadır. Rum Yönetimi’nin yaptığı belki de doğrudur, Kıbrıs adasında kendi sınırlarını korumak istemektedir. Malum yanındaki ‘azınlık Türk topluluğu’ diye tanımladığı 15 Kasım 1983’te ilanı yapılan ‘yasama, yürütme ve yargı’ sistemi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir. Güney Kıbrıs bir nevi askeri silahlanması ve farklı ülkelerle girdiği askeri ittifakları kendi adına doğru yapmaktadır. Kuzey Kıbrıs siyaset kurumu olmadan attığı her adım adadaki iki devletli çözüme zımni kabuldür. KKTC ve GKRY olarak Kıbrıs adasının iki siyasi teşekkülünün silahlanma ve askeri teknik kapasitesini arttırması en doğal hakkıdır.
***
Kuzey Kıbrıs siyaset kurumu askeri ittifaka ilk adım olarak belki de dost ve kardeş ülke Azerbaycan’a KKTC’de deniz, kara veyahut hava üssü kabilinden bir alan tanımlayacak resmî bir adım atmalıdır. Akdeniz, Kafkasların inmek istediği en önemli denizdir. Cumhurbaşkanı Tatar ve Azerbaycan Başkanı Aliyev’in Konya’daki temasları askeri ve diplomatik temas ve tanımaya taşınmalıdır. Kıbrıs adasında KKTC’nin varlığını tanımayan Rum siyaset kurumuna ve dünyaya en önemli cevap Türk devletleri ve İslam İşbirliği Teşkilatı üye devletleriyle girilecek siyasi – askeri ve ticari ilişkiler olsa gerek.
S–400 aktivasyonu şarttır!
Yunan siyaset kurumu Türk düşmanlığını Ege ve Akdeniz’de göstermeye devam etmektedir. NATO Angajman Kuralları’nda ‘düşmanca hareket’ olarak tanımlanan olay geçtiğimiz günlerde yaşanmıştır. Ege ve Doğu Akdeniz’de görev uçuşu gerçekleştiren Türk jetlerine Yunanistan’a ait S-300 Hava Savunma Sistemi tarafından ‘radar kilidi’ tabir edilen olay gerçekleşmiştir. S–300 sistemi marifetiyle gerçekleşen olay sonrası Yunanistan’ın söz konusu bataryaları aktif olarak kullandığı da ortaya çıkmıştır. Girit adasındaki konuşlu S-300 bataryaları hali hazırda Türk jetlerini düşman görmekte ve Ege’deki Türk – Yunan gerginliğini artırmaktadır.
***
Yunanistan Akdeniz, Kıbrıs ve Ege’de kendine yakışır şekilde hareket etmektedir. Bu yapılan düşmanca harekete karşılık olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sahip olduğu S-400 Hava Savunma Sistemleri de başta Ege ve Trakya illerinde olası Yunan tehdidine karşı aktif edilerek hazır bekletilmelidir. Çağımız ve insanlık olmaz denilen her olayın olduğu günü yaşamaktadır. Su uyur düşman uyumaz mantığıyla coğrafyanın yediemin devleti Türkiye tüm senaryolara hazırlıklı olarak sistemdeki yerini korumalıdır. KKTC siyaset kurumu da Doğu Akdeniz’deki varlığını güçlendirmek için yapısal reformlardan başlayarak askerî teşkilatını her an diri ve güçlü tutmalıdır.