Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal örgütlü bir ulusun ya da uluslar topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır. Yasa ya da diğer adıyla kanun, anayasal hukuk sisteminde, yetkili organlarca meydana getirilen hukuk kurallarıdır. Millet, benzer özellikleri olan topluluktur. Yukarıdaki üç tanım devlet, kanun ve millet, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’ni oluşturan ana argümanlardır. KKTC’nin sınırları ve yasal statüsü, birilerinin cetvelle masa başında çizdiği siyasi organizasyon olarak yapay bir devlet değildir. KKTC’nin siyasi sınırlarında ve bugüne gelmesinde Kıbrıs Türkünün nice kahramanlıkları gizlidir. Günümüzde Kuzey Kıbrıs siyaset kurumu ve aktörlerine yakın tarihin yüklediği çok büyük sorumluluklar vardır. Kuzey Kıbrıs ‘hayırsız evladın, zengin babanın mirasını yediği yer’ değildir. Şehitlerin, gazilerin, nice isimsiz kahramanın hakkının olduğu vatan toprağıdır.
***
2019 yılında vefat eden rahmetli Prof. Dr. Emin Işık hocanın “Devleti Kuran İrade” başlıklı eşsiz eseri, günümüz devletlerinin kurucu asabiyelerini hatırlattığı gibi Türk devletinin kuruluşundaki asabiyeyi okuyucuya aktarmaktadır. Rahmetli Emin Işık hoca, kitabında devlet için şu önemli ifadeleri kullanmış: “Rejim şekli ne olursa olsun devlet, milletin inanç ve iradesi üzerine kurulmuş, müesseseleri de o iradeden kuvvet alıyorsa o devlet milli devlettir. Milletler varlıklarının temelini teşkil eden gayeden uzak yaşayamazlar. Millete yönelmeyen ve hizmet ederek millete mal olmayan hiçbir müessese milli değildir. Milli olmayan her şey, millet hayatından kovulmaya, yıkılıp yok olmaya mahkumdur.” şeklinde milli devletin varlığındaki gücü ve yıkılma sürecini izah etmiştir. Rahmetli Işık hocanın devlet ve milli müesseseleri izah ettiği satırları Doğu Akdeniz, Balkanlar, Ortadoğu coğrafyasındaki tüm devletleri yakinen ilgilendiren ifadelerdir. Devlet, kuruluş asabiyesiyle beslenerek günümüz siyasi ve sosyal yaşamını yönetmelidir. Gerekirse kurucu irade ve asabiyet, çağın şart ve gereksinimlerini göze alarak milli çizgileri dahilinde siyaset kurumunu tekrardan çağa uygun bir şekilde revize etmelidir.
***
Kıbrıs Türkü 1960’lardan itibaren verdiği kurtuluş mücadelesini 20 Temmuz 1974 sabahı kahraman Mehmetçikle birlikte kurtuluştan kuruluşa taşımıştır. Kuruluş evresinde ‘Kıbrıs Türk Federe Devleti’ ve akabinde 15 Kasım 1983’te KKTC’nin ilanı sonrası, bağımsız bir devlet olarak günümüze kadar gelmiştir. Kıbrıs adasının stratejik konumu, günümüzde önemini arttırarak yerini korumaktadır. Mavi Vatan olarak tabir ettiğimiz Türkiye ve KKTC denizlerindeki enerji yatakları, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’nun önemi, Kıbrıs adası ve KKTC’nin de günümüzdeki önemini artırmaktadır. Bu önem ve stratejik pozisyona uygun yönetim sistemi, KKTC’nin yeniden yapılanmasına gebedir. Bu yapılanma, fiziki kamu binalarından tutun da anayasal olarak yönetim şekline ve devlet organizasyonun dijital dönüşümle günümüze hazır hale getirmesine kadar gitmesi stratejik bir elzemdir. Kıbrıs siyaset kurumu kısa süreli kurulan hükümet sorunlarından kurtulmalıdır. Devamlılığı olan dijital altyapısı oluşturulmuş yargı, yasama ve yürütme birbirinden bağımsız bir halde olmalıdır. Şayet günümüz devletleri kendini sisteme ve zamana hazırlayamazsa milli devlet vasfı bile olsa, siyasi olarak sistemin dışında kalmaya mahkumdur. Hal böyle olduğu için de KKTC devlet aklı büyük resimde kendine yer edinmek için gerekli ‘yeniden yapılanmaya’ önem vermelidir.