Coğrafyamız siyasi sancıların, askeri harekatların gölgesinde yeni yüzyılın ilk 22 yılını geride bırakmak üzeredir. 2018 – 2019 sonrası günümüze kadar gelen Covid-19 virüsü ve pandemi süreci yeni dünyaya geçişteki en önemli kavşak olarak tarih sahnesinde yerini almıştır. Coğrafyamız ve insanlık tarihi tüm geçiş dönemlerinde doğum sancılarını yaşamıştır. Güçlerin bölüşülmesi, mevzilerin belirlenmesi, dost düşman kümelerinin oluşması küçük büyük her organizasyonda zordur. Anadolu’da acı çekilen bir olay için betimlenen kavram ‘kabir azabı’ tanımlaması günümüz çok kutuplu dünyaya geçişin sancıları için kullanılsa yeridir.
***
Dijitalleşmenin hızlanması, bilginin kolay ulaşılması gibi kavramlarla 1990’lı yılların başında SSCB’nin dağılmasıyla ileri sürülen ABD eksenli, liberal ve demokratik tek kutuplu dünya doktrini günümüzde hızla sorgulanır hale gelmiştir. SSCB’nin çöküşü sonrası Çin, Hindistan, Brezilya, Türkiye gibi ülkelerin ekonomik ve siyasi yükselişleri, AB ve NATO’nun genişlemesi, Şangay Beşlisi gibi gelişmeler dünyayı yeni bir güç dengesi arayışına itmiştir.
***
Güçlerin dağılması, yer yer kutuplaşmaların artması, yer altı ve yer üstü kaynaklarının paylaşımı ve dağılımı küresel bir işbirliğine sebep olan başlıca olaylardır. Zenginliğin paylaşılması konusu 2. Cihan Harbi galip devletlerinin pastadaki büyük payı aldığı haliyle günümüze gelmiştir. Lakin içinden geçtiğimiz süreçte tek kutuplu sistem sorgulanır, sorgulandığı gibi de yeni aktörleri devlet ve devlet dışı çok uluslu şirketler olarak oyuna dahil etmek zorunda kalmıştır. Dijitalleşmenin arttığı günümüzde elektronik harp sistemlerini yöneten ve uygulayan şirketler, sanal evrenin kapısını açan yazılım firmaları günümüz çok kutuplu dünyanın en önemli argümanları haline gelmiştir.
***
Dünya tek kutuplu yapıdan çok kutuplu bir sisteme dönüşürken insan hak ve özgürlüklerinin korunabilmesi için de küresel çapta bir işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Yakın tarihte başlayan hali hazırda halen daha devam eden Ukrayna ve Rusya savaşı dünyadaki güç kutuplarının bölgesel güç mücadelesinin günümüz yansıması olarak okunmalıdır.
***
Rusya – Ukrayna savaşının temel sorunu NATO’nun Rusya’ya doğru genişlemesi ve Üç Deniz İnisiyatifi ile Rusya’nın sıkıştırılması ve eski Doğu Bloğu ülkelerinin Batı’ya (NATO) entegrasyonuna ilişkin sürecin Ukrayna ile devam etme riskinin Rusya siyaset kurumu üzerinde yarattığı jeopolitik kaygılar olarak tanımlayabiliriz. NATO’nun Rusya’ya doğru genişlemesi son olarak 2009 – 2017 ve 2020’de Arnavutluk, Hırvatistan, Karadağ, Kuzey Makedonya şeklinde gerçekleşmiştir. Üç Deniz İnisiyatifi de 2015 yılında ABD’nin desteğiyle Polonya ve Hırvatistan öncülüğünde Adriyatik, Baltık ve Karadeniz birleştirme projesidir. 12 üye devletli Üç Deniz İnisiyatifi iletişim ve ulaşım altyapısı ve enerji nakil hatları konularında işbirliğiyle Rusya’nın jeopolitik olarak sıkışmasına sebep olmuştur.
***
Yukarıda kısa haliyle dünya sisteminin tek kutuplu halden çok kutuplu dünya sistemine geçişini aktarmak istedim. Sistemin sancıları ve çıkardığı Rusya – Ukrayna savaşı, KKTC siyaset kurumu ve Türkiye siyaset yapıcılarına yeni dünya sistemini okumada ve çok kutuplu sisteme entegre olmada çoban yıldızı olmasını dilerim. Devlet aklı, duygusal zekası yerine analitik bir akılla büyük resimde konumunu belirleyerek geleceğe ve çok kutuplu dünyaya hazır olmalıdır.