Balkanlar, Batı Trakya, Ege ve Karadeniz bölgemiz milli güvenlik siyasetimizin uzunca bir süredir, gizli öznesi konumundaydı. Varlığından haberdar olduğumuz lakin fazla dillendirmediğimiz malum bölge olarak takipteydik. Bir süredir de köşemde Yunanistan, ABD, NATO ve Rusya bağlamında konuyu irdelemekte sorulara cevap aramaktayım. Geçtiğimiz haftaki konumu “Komşu Atina mı, Washington mu?” olarak belirlemiş, işlediğim konudaki suale cevap aramıştım.
***
Gelinen son noktada dünya ve insanlık belki de var olduğu günden itibaren en ilginç dönemini yaşamamaktadır. Çağımız pandemiyle tanışmış, çip krizini öğrenmiş, Avrupa coğrafyası ve insanlık ‘Aylan Bebek’le sınanmış ve kaderimiz olan süreçle akıp gitmektedir. Bölgemiz ve milli güvenlik konularımıza dönecek olursak dünya siyasi sistemi kutuplara ayrılmakta, güç odakları değişmekte, sınırlara duvarlar örülmektedir. Bu bloklara ayrılan dünya da köprü ustaları duvarların üstünden iletişim kanallarını inşa etmekte, müesses nizam bir şekilde korunarak devam etmektedir.
***
ABD’nin bölgemizdeki varlığını irdelemek ve anlayabilmek içinse uluslararası ilişkiler uzman Dr. Kürşat Korkmaz’ın ‘Savunma ve Savaş Araştırmaları Dergisi’nde yayınlanan “Uluslararası Sistem ve Kutup Yapıları Üzerine Genel Bir Değerlendirme” başlıklı makalesini iyi idrak etmeliyiz. Dr. Korkmaz makalesinde dengeler ve kutupları örneklemlerle değerlendirmiştir. Bu bağlamda ABD’nin Ege Denizi ve Batı Trakya varlığını anlamamız için Biden döneminin nasıl başladığını iyi görmeliyiz. Dr. Korkmaz makalesinde ‘’ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, göreve gelmesinin üzerinden yaklaşık 45 gün sonra ‘Geçici Ulusal Güvenlik Stratejik Kılavuzu’nu yayımlamıştır. Belgede, Amerika’nın kaderi bugün daha önce hiç olmadığı kadar içinden çıkılmayacak şekilde kıyılarımızın ötesindeki olaylara bağlı hâle gelmiştir.’’ ifadesini aktarmıştır. ‘Geçici Ulusal Güvenlik Belgesi’ içindeki ‘kıyılarımızın ötesindeki olaylara bağlı’ cümlesi ABD’nin bölgemizdeki varlığını anlamamız için en önemli aydınlatma fişeğidir. ABD ülke güvenliği için siyasi coğrafyası harici tüm sahaları cephesi şeklinde görmektedir. Türkiye’nin güney sınırı Suriye’deki varlığı, Ege Denizi’ndeki varlığı, Doğu Avrupa ve Batı Trakya’daki varlığı Amerikan askeri ve devlet aklı için birer savaş cephesi niteliğindedir.
***
ABD Başkanlığının ulusal güvenlik belgesinde resmiyet kazanan askeri ve güvenlik doktrini başta ülkemiz ve direk ya da dolaylı ilgilendiren ülkelere ışık olmalıdır. ABD’nin Çin ve Rusya’yı çevreleme politikası, Ege’deki görünür varlığı, Doğu Akdeniz enerji politikasındaki gizli özne olması dört bir cephede komşumuzun Washington, Pentagon ve Langley olduğunun göstergesidir.
***
Bu bağlamda, dış politikadaki dost düşman kavramlarımız belirlenirken oyunun arkasındaki gölge karakteri iyi analiz etmeliyiz. İçinden geçtiğimiz siyasi ve ekonomik süreç için de bu bakış açısı hayati önemdedir. Türk siyaset kurumu karar alıcıları büyük fotoğrafı iyi gören değerlendirme ve adımlarını buna göre atan güç ve kudrete sahiptir.