Kıbrıs müzakere sürecinde Kuzey Kıbrıs müzakere heyetinin Kıbrıs adasının yeraltı ve yerüstü zenginlikleri için kullandığı en önemli ifade ‘Çözüm sonrası ortak zenginliğimiz olacaktır.’ cümlesidir. Kıbrıs adasının MEB’leri Kıbrıs Türkü ve Kıbrıs Rumlarının ortak işletecekleri ortak zenginlikleri olmalıdır. Garantör ülke Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da 15 Kasım törenlerinde yaptığı konuşmasında ‘bölgedeki enerji kaynaklarının, adadaki iki taraf için iş birliği fırsatı olacağını’ vurgulamıştır. Peki Kuzey Kıbrıs siyaset kurumu ve Sayın Oktay’ın beyanları ortadayken Rum siyaset kurumu ne yapmaktadır?
***
Rum siyaset kurumu 5 Nisan 2017’de Kıbrıs’ın güneybatısındaki 10 numaralı parselde doğalgaz arama ve sondaj faaliyeti için ExxonMobil ve Katar Petrolleri konsorsiyumuna yetki vermişti. Bu haksız ve hukuksuz yetki vermeye karşı da Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy “ExxonMobil şirketinin Kıbrıs Adası açıklarında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin verdiği sözde 10 numaralı ‘parselde’ doğalgaz arama faaliyeti başlatması bölgenin istikrarına katkıda bulunmamaktadır.” şeklinde bir açıklama yapmıştır. Bu açıklamayla Ankara Rumların tek yanlı arama ve çıkarma çalışmalarına iştirak eden şirketlere yönelikte ikaz etmiştir. Rumların haksız ve hukuksuz bu adımlarına karşılıkta Türkiye, Fatih ve Yavuz isimli sondaj gemilerini Türk savaş gemilerinin korumasında Akdeniz’e göndermiştir. Türkiye’nin askeri ve siyasi kararlı duruşu karşısında ExxonMobil ise Nisan 2020’de Covid-19’u bahane ederek sondaj programını erteleme kararı almıştır.
***
ABD’nin Yunanistan ve Ege Denizi üzerindeki askeri varlığını bir süredir yakinen takip etmekteyiz. Yunanistan ile Türkiye kara sınırına konuşlandırdığı kara birlikleri Lozan’a aykırıdır. Bu aykırılıklara ilave olarak ABD bir yenisini daha ‘mavi vatan’ üzerinden yaşama geçirmek istemiş olacak ki GKRY 19 Kasım 2021 ile 22 Ocak 2022 tarihleri arasında ExxonMobil ve Qatar Petrolleri konsorsiyumu tarafından sözde Rum münhasır ekonomik bölgesi (MEB) içerisinde bulunan 10’uncu parseldeki ‘Glafkos’ yatağında bir teyit sondajı yapılması amacıyla NAVTEX yayımladığı bildirmiştir.
***
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi adanın tek sahibiymiş gibi Türkiye’nin tüm itirazlarına rağmen Doğu Akdeniz’de 13 parselden oluşan sözde MEB ilan etmiştir. Rum Yönetimi sözde MEB sahaları için İtalyan Eni, Fransız Total, Amerikan ExxonMobil gibi firmalara hidrokarbon arama ve çıkarma faaliyeti için tek taraflı ruhsat vermiştir. Rum Yönetiminin bu çerçeve de Türkiye ve KKTC tarafından tanınmayan üç anlaşması vardır. Mısır’la 2003’te deniz yetki alanı sınırlandırmasına imza atan GKRY, 2007’de Lübnan’la, 2010’da ise İsrail’le anlaşma yapmıştır.
***
Kıbrıs adasında çözüm, Ege ve Karadeniz’de huzur istemeyen okyanus ötesi düşünce, yukarıdaki özet halinde olan haksız ve hukuksuz faaliyetlerini parasiyasi aktörlerine yaptırmaktadır. Kıbrıs sorunu üzerine yapılacak müzakere ve mavi vatanın güvenliği için siyaset kurumunun karar alıcıları tüm olasılık ve ihtimalleri göz önüne alarak hareket etmelidirler.