Okyanus ötesinin küresel alanda istihbarat ve araştırma üreten özel kurumu Stratfor, 2021 yılı son çeyreği hakkında kehanetlerini 27 Eylül’deki raporunda servis etmiştir. İnsanlığın ve siyaset kurumun kanayan yarası olan ‘göç’ ve sonuçları, Avrupa’yı bekleyen finansal sorunlar ve özelde ülkemizi ilgilendiren konuları raporunda işlemiştir. Raporda ülkemizdeki sosyal ve siyasal yapıyı incelediği ve mevcut sistemimiz ve doğrularımıza aba altından sopa gösteren haliyle yer vermiştir. Türkiye için yükselen değerin ‘yerlicilik’ (nativism) olduğunu ifade etmiştir. İfadesi sonrası ülkemizde yerli olarak betimlediği halkımızın göçmenlere ve göçmen politikasına karşı olduğunu ifade etmiştir. Raporun içerisinde “Türkiye duvar inşa ediyor” başlığı altında ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve siyaset kurumumuzun mülteci dalgasını önlemek için yaptığı faaliyetler var’ diyerek Türkiye ve siyaset kurumunu suçlamıştır. Gölge CIA olarak tanımlanan Stratfor’un raporunu kaleme alan akla sormak lazım: ABD – Meksika sınırına ABD Başkanının katılımıyla inşasına başladıkları ‘duvarı’ ne için çekmektedirler? Gölge raportör kuruma şunu da sormak gerekmektedir: Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Suriye iç savaşı sonrası ‘ev sahibi kültürüyle’ misafir ettiği Suriyeli konuklara yapılan iyilikleri neden görmemektedir? Malum okyanus ötesinin raportörü kuruma sorulacak bir diğer soru da ‘terlikli AK-47’li’ Taliban’a Afganistan’ı teslim ederken oradaki Afgan halkı ve diğer milletleri neden düşünmemiştir de Türkiye’nin o bölgeden gelebilecek tehdide karşı sınırını koruması neden okyanus ötesini rahatsız etmektedir.
***
Rapora özet cevap olarak Türkiye milli güvenliği için devlet ve millet menfaatinin gereği her türlü tedbiri almakta özgür ve güçlüdür. Bölge istikrarı ve dünya huzuru için beşi bir yerde ülkelerin görmediği tüm insanlık dramlarına Cumhuriyet Türkiye’si merhemdir.
Özel Kuvvet Tatbikatı
Okyanus ötesinin Deniz Kuvvetleri ve Özel Kuvvetleri coğrafyamızda NATO şemsiyesi altında üs kurma ve askeri faaliyetlerini Yunanistan’ın Türkiye sınırlarında yapmaktadır. Geçtiğimiz ay sonunda ABD donanması özel kuvvetleri, Güney Kıbrıs özel kuvvetleriyle ortak tatbikat yapmıştır. Kıbrıs adasında çözümü diline dolayan Rum yönetimi, İsrail ve ABD özel kuvvetleriyle meskûn mahal özel kuvvet eğitimlerini artırmaktadır. Burada sorulması gereken soru “Rum yönetiminin çözümden anladığı nedir?” Kıbrıs adasına ‘mücahitlerin kahramanlıkları ve Mehmetçiğin askeri harekatıyla’ barış ve huzur 1974’de gelmiştir.
Sonuna kadar savunuruz
Hafta başı Rum yönetiminin ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz ve Kıbrıs adasında huzur ve barışı tahrik edici faaliyetlerine sebeple Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “Haklarımızı ve Kıbrıs Türklerinin haklarını sonuna kadar savunuruz. Bu haklara halel getirecek bir adım olduğu zaman da gereğini yaparız.” demiştir. Sayın Çavuşoğlu malum raportörlere ve hak ve menfaatimize göz koyanlara açık bir şekilde gereken cevabı vermiştir. Cumhuriyet Türkiye’si 15 Temmuz sonrası istediklerini yaptırabilecekleri bir ülke olmaktan çıkmıştır. Türkiye bölgesinde edilgen değil etken bir ülkedir. Siyaset kurumu ve paydaşları bunu görerek gelecek siyasetlerini belirlemelidir.