Bu ‘Merhaba’mız huzur, sakinlik dolu olsun. 2019’un beşinci ayında belki de en fazla ihtiyaç duyduğumuz duygu ve arzu huzurdur. Aralık ayını yılın sonu ve başlangıcı için ‘muhakeme’ ayı olarak belirlediysem de Ramazan zamanı hangi aya gelirse gelsin hep birlikte arınma ayı olarak betimleyelim otuz günlük zaman dilimini.
Yerel yönetim seçimleri sonrası baharın ortası ve yaza merhaba dediğimiz bu günlerde huzur ve sakinlikle güzel bir Ramazan ayı geçirelim. Televizyon, gazete ve sosyal medyadan uzak bir ay olsun. Muhakeme ayımız Aralık’ta bir yılın değerlendirmesini ve gelecek yılın planlarını yaptığımız gibi bu ay için de sakinlikten yana olalım. Keskin kararlar almadan sadece ilk ayet ‘ikra’da dediği gibi çevremizi, kendimizi, varlık sebebimizi ve etrafımızda olan siyasi kavgaları, güç savaşlarını sessiz bir şekilde kendi içimizde okuyarak geçirelim. Bir nevi Ramazan ayını arınma ayı olarak görelim. Manevi huzuru yakalama, yeme içme alışkanlıklarımıza set çekme zamanı olsun.
Bu yukarıda saydıklarıma ek olarak da sahur ve iftar sofralarımızı zenginleştirmek için eş dostla sofralarımıza bereket getirelim. Üç beş tane zeytin, bir parça pideyi ve çayı katık yaparak ruhumuzu ve bedenimizi doyuralım. Huzur ve berekete ek olarak milletçe paylaşarak bu ayı birlik beraberlik içersinde tamamlayalım.
Sosyal çevremiz, eş dost ve akrabalarımızla olan sohbet ve hal-hatır sormaları bu ay içeresinde dijital araç gereçlerden ziyade sözlü ve yüz yüze yapalım.
Bu ay insana temas edelim, ruhlara dokunalım. Bu iletişim hali kendimizi doğru ifade etmemize ve karşı tarafı doğru anlamamıza yarayacaktır.
Osmanlı’da Ramazan ayında yapılan huzur-ı Hümayun olarak da adlandırılan dersler verilirmiş. Hatta bu dersler süs havuzlarının yanında yapılırmış. Nedeni de su sesinin huzur verdiğindenmiş. Osmanlı’da İlmiyye sınıfı, toplumda önemli bir yere sahip olan saygın ve etkili bir erkti. Padişah da bu sınıfa büyük önem verirdi. Onun için de Padişah’ın huzurunda İlmiyye sınıfı Ramazan ayı boyunca sohbetler yapar, toplum ve devlet yönetimi için gerekli görüş alışverişleri sağlanırmış.
Günümüzde devlet yönetimindeki atanmışların ve seçilmişlerin de bu gibi derin mana yüklü sohbetlere ihtiyacı vardır. Siyasi yaşamımızın birkaç yıldır sert tartışmalarla geçtiğini göz önüne alırsak, 31 Mart sonrası süreçte ülkemizin devletimizin ve toplumumuzun huzur-ı Hümayun derslerine ihtiyacı olduğu apaçık ortadadır.
Unutmayalım ki, iç huzursuzluğumuzla mutlu olacak bir sürü dost görünümlü düşmanımız bizi izlemektedir. Milletçe 15 Temmuz’da hain küresel ihanet odaklarına duruş gösterdiğimiz gibi bu gerilimi yüksek günlerden de sabır ve sükûnetle geçmesini bilerek içteki ve dıştaki küresel ihanet odaklarına büyük bir irfan ve erdem ile cevap vermeliyiz. Bizim kavgamız birbirimizle değil cahillik ve şeytanla olmalıdır.
Ramazan ayı önümüzdeki en büyük fırsatlardan biridir. Aile huzurumuzdan tutun da ülke huzurumuza kadar bir aylık arınma, hendekten geçmemize en büyük destek olacaktır.
Kırılma ve çöküş, sabır ve birlik ile atlatılır. Bu sebeple Ramazan, devlet ve milletimiz için büyük bir fırsattır. Bu güzel ayı en verimli şekilde geçirmenizi temenni ederim. Şimdiden hayırlı Ramazan’lar.
19 Mayıs 1919
Anadolu coğrafyasında hüküm sürmek isteyen cihan devletlerine karşı kurtuluşun ve kuruluşun başladığı tarihtir 19 Mayıs 1919. Büyük Nutuk’ta Mustafa Kemal ‘1919 yılı Mayıs’ın 19’uncu günü Samsun’a çıktım.’ diyerek tarihe not düşmüştür. Bu not ve sonrası Mustafa Kemal itilaf devletlerine karşı Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştır. Kurtuluş ve kuruluşun simge tarihidir 19 Mayıs 1919.
Kurtuluşun ve Kuruluşun aziz kahramanlarını rahmet ve minnetle yad ederim. Başta Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimizin ruhları şad olsun. Kurdukları Cumhuriyet Türkiye’si insanlık yaşamı var olduğu sürece sonsuza kadar tam bağımsız olarak var olacaktır.
Kitap: Sedat Şenermen’in “Gazi Mustafa Kemal’in İslam / Kur’an Kültürü” adlı eserinin okumanızı tavsiye ediyorum.