Kıbrıs Barış Harekatı’nın 47. yıldönümü garantör ülke Türkiye’nin devlet ve siyaset erkanının geniş katılımıyla gerçekleşti. Bu, Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk 20 Temmuz törenidir. Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı makamı garantörü Türkiye’yle birlikte “Doğu Akdeniz”, “Kıbrıs Sorunu” gibi önemli politik meselelerde ‘iki devlet, bir millet’ mantığıyla hareket etmekte ve önündeki sorunlara mantık ve kazan-kazan ile çözüm arayarak siyaset üretmektedir. Kuzey Kıbrıs siyaset kurumu ve Kıbrıs Türkleri Mutlu Barış Harekatı’nın 47. yılında Kıbrıs adasındaki siyasi çözüm arayışlarının Rum siyaset kurumuyla yürümeyeceğini görmüşlerdir. Bu sebeple Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs adası için Ankara ile birlikte ‘iki devletli’ çözüm fikrini muhataplarına söylemektedir. Kıbrıs adası Güney Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs olarak iki ayrı siyasi teşekkülle yönetilmektedir. Kuzey Kıbrıs’ın Avrupa Birliği siyasi ve ekonomik batağı içinde olmayışı Kuzey Kıbrıs siyaset kurumu için bir artıdır. Doğu Akdeniz’deki enerji koridoru olma vasfı, hidrokarbon yataklarına sahip olması ve işletme hakkını elinde tutması Kuzey Kıbrıs için güneye göre bağımsız kazanımları ve haklarıdır. Kuzey Kıbrıs ve Türkiye’nin ekonomik protokolleriyle Kuzey Kıbrıs altyapısı, sağlık ve ulaşım sistemi çağın ve coğrafyanın gereksinimlerini karşılayacak konuma getirilmektedir. Kuzey Kıbrıs siyaset kurumu ve Türkiye karar alıcıları jeopolitik veriler ışığında Doğu Akdeniz ve Ortadoğu çatışma ortamının avantajlarını Kıbrıs Türkleri ve Türkiye’nin hak ve menfaati doğrultusunda kullanmalıdırlar. İdeolojik bakış ve duygusal zekâ bu süreci yorumlamada yanlış bir bakış olur. Çatışma ve siyasi kaos ortamını kazanca çevirebilecek akıl analitik düşünme yetisi olmalıdır.
CTP = HDP mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhuriyet Meclisi özel oturumunda hükümet üyeleri, Milletvekilleri ve ilgili haziruna hitap etmiştir. Cumhuriyet Meclisi yeni hizmet binası, Cumhurbaşkanlığı makamının yeniden çağın gereksinimlerini karşılayacak şekilde inşaatlarının yapılacağı müjdelerini vermiştir. Peki geçmişte Annan Planı sürecinde o dönem Başbakan olan Erdoğan’la beraber çalışan CTP ve 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı özel oturum ve 20 Temmuz törenlerine neden katılmamıştır. Eğer iki eski Cumhurbaşkanının ve CTP’nin istek ve arzusu Kıbrıs Türküne hizmetse dün olduğu gibi bugün de Türkiye siyaset kurumuyla yakın ilişkilerini sürdürmeleri gerekmektedir. Fakat amaç çözüm diyerek Kıbrıs Türkünün hak ve menfaatlerini Rum siyaset kurumuna tavizlerle vermekse, Türkiye’de PKK’nın siyasi kanadı olan HDP’den, CTP’nin ve bahse konu liderlerin hiçbir farkı yoktur. Kıbrıs Türkü adına çözüm olacak görüşmelerin jeopolitik avantajlarla dolu olduğu dönemden geçerken Kıbrıs siyaset kurumu ideolojik saplantılarından kurtularak yek beden halinde çözüm adına atılan tüm adımlara destek olmalıdır. Kıbrıs siyaset kurumuna 15 Temmuz sonrası Türkiye’de beden bulan “Cumhur İttifakı” örnek olmalıdır. Zor günler devlet adamlarıyla refaha ulaşır, politikacılarla değil.