Bu da nereden çıktı demişsinizdir. Akıl akıldır. Onun aklı, bunun aklı olur mu? Evet, bal gibi de olur, tabi ki akıl akıldır; ama önemli olan kimin aklı olduğu ve konuya hangi akıl ile baktığıdır. Buradaki aklın yorumlayacağı, hayata geçireceği ve çalıştıracağı devamlı olmasını istediği konu eğer “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” ise, bu akıl çok önemlidir.
Şöyle bir yakın siyasi tarihimize baktığımızda aklın kimin aklı olduğunun çok önemli olduğunu hep beraber görür ve fark ederiz. Demokrat sistemlerde, halk iradesinin sandığa yansıması ile parlamenter sistem oluşur ve mevcut sandığın temsil ettiği ülkeyi ve halkı, modern çağa uygun olarak koruyarak ve kollayarak yönetir.
Kuzey Kıbrıs’ta kamuoyunun üzerinde yazıp çizdiği, konuştuğu, tartıştığı en önemli konu, gündemimiz olan TC ile KKTC arasında yapılan “Asrın Projesi” diye adlandırılan su temini işidir. Bu konu üzerinde bir önceki yazımda “Su Projesi”nin arka planındaki tartışmanın kaynağına ışık tutmak istemiştim.
Şimdi de dilimizin döndüğü, aklımızın yettiği, kalemimizin yazdığı ölçüde konuyu yorumlamak ve doğru mantık üzerinde tartışılmasını sağlamak istiyorum. Son derece önemli ve Rum meclisinde bile tartışılan bu konu, Kuzey Kıbrıs’ta doğru algılanmakta mıdır? Su projesi halk iradesinin temsil edildiği Cumhuriyet Meclisinde yeterince “Devlet Aklı’’ ve millet menfaati gözetilerek tartışılmış mıdır?
KKTC hükümetini oluşturan CTP-BG ve UBP koalisyonu mecliste konuyu muhalefet parti ve vekillerini de içine alan bir metotla tartışmakta mıdır, yoksa su projesi üzerine hayati imzaların atıldığı kararlar CTP-BG parti meclisinde alınan kararlarla mı hayata geçirilmektedir?
Kuzey Kıbrıs’ta sivil toplum örgütlerini, iş dünyasını ve yaşayan tüm bireyleri ilgilendiren son derece önemli bir konu, niçin kavga, gerilim ve oldu bitti ile tartışılmaktadır? KKTC’nin üst aklı CTP-BG parti meclisi midir? İktidar olan UBP’nin hiç söz hakkı yok mudur?
KKTC “Devlet Aklı” ile mi yönetilmelidir, yoksa CTP-BG aklı ile mi? Kuzey Kıbrıs, Anavatan Türkiye için de bir devlet siyaseti midir, yoksa hükümetlerin politikasının bir argümanı mıdır? İlgili kişiler şapkalarını önlerine koyarak konuyu uzun vadede “Devlet Aklı” ile yorumlamalı ve siyasetlerini günlük değil uzun vadede planlamalıdırlar.
Kısacası dar bir bakış acısı ile olayları yorumlamak yerine, büyük düşünüp, büyük bir vizyonla, “Devlet Aklı” ile konuyu yorumlamalıyız. Su projesi de günlük iç politik çıkar ve menfaatlere bakılmadan “Devlet Aklı” ve devlet siyaseti ile yorumlanmalı ve değerlendirilmelidir. 2 Mart 2016 günü Ankara’da T.C. Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve KKTC Başbakanı Ömer Kalyoncu’nun imzasının hayırlı olmasını, bu imzalar ile “Asrın Projesi” olarak adlandırılan KKTC – TC Su Temin işinin politik, gündelik söylemlerden uzak “Devlet Aklının” yönettiği bir aşamaya gelmesini dilerim.
Son olarak evrende yaşayan tüm canlıların yaşam kaynağı olan suyu, politik oyunlar ve küçük menfaatler uğruna kirletmeyiniz.