Stratejinin genel tanımı önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan yolların ve uygulanan yöntemlerin tümüdür. Askeri manada strateji, bir savaşta amaca ulaşmak için askeri kuvvetleri uygun bir biçimde kullanma sanatı ve bilimidir. İki tanım da güncel yaşamın şart ve koşullarına göre geçerliliği olan ifadelerdir. Diplomasi, dış politikada sorunların barışçıl yöntemlerle ve müzakereler yoluyla çözülmesi anlamındadır. Bir diğer tanımıysa, uluslararası ilişkiler ve bu ilişkileri düzenleyen antlaşmalar bütünüdür.
***
Bu tanımların sonucu stratejik diplomasi de karar alıcının koyduğu ana hedefe giderken yolların ve yöntemlerin tümüne barışçıl ve sağlıklı iletişim kurularak gitmek diyebiliriz. Kıbrıs adasında 1974 Mutlu Barış Harekâtı sürecine giderken karar alıcı irade, askeri ve siyasi stratejik diplomasisini kullanarak hem askeri hem de siyasi bir başarı elde etmiştir. Bu stratejik diplomasi sonrası Kıbrıs adasında akan kan durmuş ve sınırları belli iki halk ticari, siyasi olarak yaşamlarına devam etmişlerdir.
***
1974’ten günümüze Kuzey Kıbrıs siyaset kurumu ve müzakere süreçleri incelendiğinde siyasette karar alıcı ve buna bağlı devlet kurumunun stratejiden eksik bir süreç yaşadığı gelinen noktada görülmektedir. Bilim, akıl ve stratejiden eksik güncel siyaset ve uluslararası ilişkiler siyasi coğrafyamızda başarısız olmaya mahkumdur. Bu sebeple de Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yapılması planlanan Azerbaycan ziyareti stratejik olarak çok önemli demiştim. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Karabağ’ı özgürlüğe kavuşturması coğrafyadaki etkinliğini artıran bir hamledir. Bu artan etkinlik niçin Kuzey Kıbrıs Türküne ve devletine fayda olmasın? Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs öğrenci değişimi başta olmak üzere, sonrasında turizm atılımlarıyla önemli hamleler olacaktır.
***
Askeri harcamalar ve silah ticareti araştırması yapan İsveç merkezli Stock-holm International Peace Research Institute (SIPRI) Azerbaycan’ın 2018’de İsrail’den 236 milyon dolar değerinde askeri araç ve malzeme ithalatı yaptığını raporlamıştır. SIPRI bahse konu raporunda Rusya ve Türkiye’nin de Azerbaycan’a askeri malzeme ithalatı yaptığını belirtmiştir. Bu raporu referans alırsak Azerbaycan – İsrail ilişkileri Kuzey Kıbrıs’a destek olacak kadar önemlidir. Türkiye ve Azerbaycan stratejik hamlelerle Kuzey Kıbrıs’a stratejik diplomasi yollarıyla büyük destek olacaktır. Bu hedef ve yolları Kıbrıs siyaset kurumu karar alıcıları iyi okumalı ve görüşünü netleştirip hedefini tekleştirmelidir.
Doğu Akdeniz Çalıştayı
Siyaset kurumunun bilim ve stratejiye önem veren liderinden birisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dır. İlk seçildiği günden günümüze kadar tüm seçimlerde oyunu arttırarak hedefine gitmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan hafta başında açılışı yapılan Doğu Akdeniz Çalıştayı’nın açılışına video mesaj göndermiştir. Mesajında Sayın Erdoğan “Kalıcı çözüm için diplomasiye şans tanınmalıdır. Ülkemiz, Doğu Akdeniz meselesinde asla gerilimden değil, barıştan, iş birliğinden, hakkaniyetten ve adaletin tesis edilmesinden yanadır. Bunun yolu da karşılıklı saygıya dayalı müzakereden geçiyor. Akdeniz’deki sorunları, birbirimizi dışlayarak değil, bölgedeki tüm aktörleri aynı masa etrafında buluşturarak çözebileceğimize inanıyoruz.” demiştir. Bölgenin etkin ve caydırıcı stratejik gücü Türkiye’dir. Bu güç kullanımı diplomasi masasında elindeki en büyük güçtür. Bu sebeple Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tanımladığı haliyle Doğu Akdeniz’in ve Kıbrıs Türkünün hak ve menfaatinin korunması stratejik diplomasiden geçmektedir.