Doğu Akdeniz, Akdeniz’e kıyısı olan tüm ülkelerin dış politikasının günümüzdeki en önemli gündemidir. Kıbrıs adasında hakimiyet kavgası başta olmak üzere çözüm arayan çözümsüzlüğü çözüm kabul etmiş bir sürü sorun ve gündem, Doğu Akdeniz’i özel kılmaktadır. Çağımızda enerjinin sahibinin patron olduğunu düşündüğümüzde oyunu kimlerin kurduğunu, kartları kimlerin kardığını çözebiliriz. Enerjinin sahibi olmak kadar nakil yollarının sahibi ve muhafızı olmak da itibarlı bir pozisyondur. Kıbrıs adası bu bağlamda hem patron hem de patron kadar itibarlı olan muhafız rolüne sahiptir.
***
İsrail Leviathan ve Kıbrıs’ın Afrodit yataklarındaki gazın işletilmesi ve Avrupa’ya nakli ana gündem konumuzdur. Bahse konu bölgelerdeki gazın pazarı Avrupa’dır. Leviathan ve Afrodit bölgesi gazının Avrupa’ya nakli için Rum Yönetimi, Yunanistan ve İsrail 2 Ocak’ta Atina’da EASTMED diye adlandırılan 2 bin kilometre uzunluğunda boru hattının anlaşmasını imzalayacaklar. Bahse konu boru hattı deniz dibinde bazı bölgelerde 3.3 km aşağıdan gidecektir. İlk durağı Kıbrıs’ın Vassilikas Limanı, oradan Girit ve Yunanistan üzerinden Avrupa olacak. Aynı gaz Kıbrıs ve Türkiye üzerinden taşınma maliyetinin 5-6 katı daha fazla bir maliyetle nakli planlanmaktadır. Kıbrıs Türkleri ve Türkiye düşmanlığı Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs Rum Yönetimi’ni maliyeti göze almaya itmiştir.
***
Kıbrıs Türkleri’nin çözüm sonrası ortak zenginlik olarak betimlediği yeraltı kaynaklarını Kıbrıs Rum Yönetimi tek sahibiymiş gibi hareket ederek hukuk tanımaz pozisyonunu korumaktadır. Yine aynı şekilde EASTMED’in Kıbrıs’ın Vassilikkas Limanı‘nı kullanacağı için Kıbrıs Rumları Kıbrıs Türkü’nün hakkı olan payın tek sahibiymiş gibi hareket etmektedir. EASTMED uluslararası hukuk tanımaz bir projedir.
Türkiye – Libya
EASTMED gibi projeleri hukuk tanımaz odaklar yürütürken Türk dış politika yapıcıları ve devlet aklı da muhatap ülkeleri uykuda yakaladı diyebileceğimiz diplomasi ve stratejinin beden bulduğu Türkiye – Libya Mutabakatı’nı imzaladı. Libya Mutabakatı, Türkiye ile Libya arasında Akdeniz’de uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak tüm egemenlik hakları ve yetkileri üzerinde tasarrufta bulunma hakkı tanıyan antlaşmadır. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs siyasi iradeleri uluslararası hukuktan aldıkları yetki ve hakla Doğu Akdeniz siyasetlerini yürütmektedirler. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Yunanistan’ın ‘To Vima’ gazetesine verdiği mülakatta Türkiye’nin, Yunanistan ile Doğu Akdeniz’e ilişkin konuları konuşmaya hazır olduğunu belirterek, “Umarım yeni Yunan hükümeti olumlu yanıt verecektir. Bu noktada Yunanistan’a Türkiye ile diyalogdan kaçınıp Avrupa Birliği (AB)’nin kör desteğine güvenmesinin, sorunların çözümüne en büyük engeli teşkil edeceği uyarısında bulunmak istiyorum’’ ifadesini kullanmıştır. Türkiye – Libya mutabakatına istinaden de Bakan Çavuşoğlu “Libya ile imzaladığımız muhtıranın uluslararası hukuka uygun olduğuna ve deniz sınırlandırmasına ilişkin temel ilkelere saygı gösterdiğine inanıyoruz.” şeklindeki açıklamasıyla diplomatik bir dille muhatapları uyarmıştır.
***
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs siyasi iradeleri devlet ve millet aklıyla Doğu Akdeniz stratejilerini ilmik ilmik işleyerek başarıya gitmektedirler. Enerji bağlamında hedefe varılması sonrası ilk adım da Kıbrıs Türkleri’nin tanınırlığı olacağı aşikardır.