Toplumların varlıklarını sürdürebilmeleri ve kimliklerini koruyabilmeleri için bazı sembollere ihtiyaç duyarlar. Bu semboller, bir topluluğun ortak değerlerini, inançlarını ve tarihini yansıtarak, o topluluğun kimliğinin bir parçası haline gelirler. Türk tarihinde de Bozkurt simgesi, bu kimliği en güçlü şekilde temsil eden unsurlardan biri olmuştur.
Türkler, tarih boyunca Bozkurt’u kendilerine rehber ve koruyucu olarak görmüşlerdir. Bozkurt, Türk mitolojisinde ve efsanelerinde önemli bir yer tutar. En bilinen efsanelerden biri olan Ergenekon Destanı’nda, Bozkurt; Türk boylarını düşmanlarından kurtarıp, yeni bir yurt bulmalarına öncülük eden bir rehber olarak anlatılır. Bu efsane, Türklerin yeniden doğuşunu ve gücünü simgeler.
Bozkurt’un simge oluşu, sadece mitolojik hikayelerle sınırlı kalmamış, aynı zamanda tarihi belgelerde ve sanat eserlerinde de kendine yer bulmuştur. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan Türk tarihinde, Bozkurt sembolü, bayraklardan mezar taşlarına kadar birçok alanda kullanılmıştır.
Günümüzde Bozkurt simgesi, Türk milliyetçiliğinin ve Türk kimliğinin önemli bir sembolü olarak varlığını sürdürmektedir. Özellikle Türkiye’de ve Türk dünyasında, çeşitli siyasi ve kültürel organizasyonlar tarafından benimsenmiş ve kullanılmaktadır. Türkiye’de Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları Eğtimi Kültür Vakfı Bozkurt sembolünü logolarında ve bayraklarında kullanarak, Türk kimliğine olan bağlılıklarını vurgulamaktadır.
Traktör Azerbaycan ya da tam adıyla Başgâh-ı Futbol Traktör Azerbaycan, İran’ın Doğu Azerbaycan eyaletinin başkenti Tebriz merkezli spor kulübüdür. İran’daki Türk nüfusunun spor kulübü ve futbol takımı olarakta anılır. Kırmızı beyaz forması ve her maçında stadı dolduran 50 binin üzerinde Türk seyircisiyle maçları oynanır. Kırmızı beyaz forması Türk kimliğini temsil ederken, stadı dolduran seyircilerin sembol olarak Bozkurt işaretini kullanması da Türk tarihinde önemi büyük olan Bozkurt’un İran da da karşılığının günümüzde de olduğunun gerçek göstergesidir.
Avrupa Futbol Şampiyonası’nda (EURO 2024) Türkiye – Avusturya maçında milli futbolcu Melih Demiral’ın gol sevincini Bozkurt yaparak göstermesi ve sonrasında iki maç ceza verilmesi Avrupa’da Türk kimliğine ve Türk’e karşı var olan düşmanlığın canlı göstergesidir. Akabinde Türkiye de sosyal ve siyasi çevreler başta olmak üzere; Türk ve Türk kültürüyle sorunu olmayan tüm vatandaşlarımız 7’den 70’e her ortam da ve zamanda Bozkurt yaparak doğal organize olmuşlar ve Bozkurt simgesinin Türk kimliğinin vazgeçilmezi olduğunu dosta düşmana göstermişlerdir.
TMT ve Kenan Çoygun
Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT), Kıbrıs Türklerinin adadaki varlıklarını koruma ve Rum saldırılarına karşı direnme amacıyla kurulan yeraltı direniş örgütüdür. 1 Ağustos 1958 tarihinde kurulan TMT, özellikle 1963-1974 yılları arasında etkinlik göstermiştir. TMT, Kıbrıs Türk toplumunun haklarını savunmak ve Rumların adayı Yunanistan’a ilhak etme (Enosis) çabalarına karşı mücadele etmek amacıyla kurulmuştur. Türkiye’nin desteğiyle Kıbrıslı Türklerin destansı direniş mücadelesidir.
Kıbrıs Türkü mücadele süresince Bozkurt’u amblem olarak TMT logosunda ve diğer alanlarda kullanmışlardır. Bozkurt simgesi Türk tarihinde olduğu gibi Kıbrıs Türklerinin kurtuluş ve kuruluş yıllarındaki mücadelelerinde sembol olmuştur. Kıbrıs Türkünün kahramanlığının destanlaşan teşkilatı TMT’nin Türkiye’den giden liderine Bayraktar ismi verilmiştir. TMT’nin ikinci Bayraktarı olan Kenan Çoygun’un teşkilat içerisindeki kod adı; Bozkurt’tur. Kenan Çoygun 3 Ekim 1962’den 15 Şubat 1967’ye kadar Bayraktarlık görevini Bozkurt kod adıyla yürütmüştür.
Kenan Çoygun, Kıbrıs’a ilk gelişinde durumu bütün çıplaklığıyla gözlemleyebilmek adına, ailesini getirmemiş, Rum bölgesinde bir ev tutarak yaklaşık 6 ay boyunca Rum bölgesinde yaşamıştır. Bu süre içerisinde sonraki yıllarda çok işine yarayacak bağlantılar kurmuş ve Rumlar hakkında bilgi toplamıştır. Bozkurt kod adlı Kenan Çoygun, EOKA’nın başı Grivas’ı adım, adım bizzat kendisi izlemiştir. Daha sonra eşi ve küçük oğlu Gültekin’i Kıbrıs’a getirmiştir. Kıbrıs’a gelişinden 5 yıl süreyle hiç Türkiye’ye gitmemiş, büyük oğlu İskender’i ve kızı Lale’yi 5 yıl boyunca hiç görmemiştir. Kod adı gibi bireysel kimliği ve kişiliği de Bozkurt olan Yarbay Kenan Çoygun Kıbrıs Türkünün kahramanlıkla dolu mücadelesinde önemli izler bırakmıştır.
Bu izlerden bir tanesi de şöyledir: Rum silahlı güçleri ve EOKA’cılar 24 Aralık günü Lefkoşa ve diğer Türk bölgelerine saldırıya başlamıştır. O gün Kumsal bölgesine saldıran Rumlar, Kıbrıs’taki Türk Alayı’nda görev yapmakta olan Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ile üç çocuğunu da vahşice katletmiştir.
EOKA ve Rum silahlı güçlerinin saldırılar sonucunda 18.667 Kıbrıs Türk’ü yaşadığı 103 köyü terk etmek zorunda kalmıştır. Kanlı Noel saldırılarının başladığı ve Türklere yönelik katliam girişimlerinin bütün Kıbrıs’a yöneldiği ve Türkler her yandan sarıldığında;
Bayraktar, Bozkurt kod adlı Yarbay Kenan Çoygun: ‘’Ölmek var, teslim olmak yok. Rumlar benim cesedimi çiğnemeden Türk kesimine giremezler. Eğer her taraftan yarılırsak, herkesin toplanacağı yer Lefkoşa’daki Atatürk Heykelinin altıdır. Son kurşunlarımızı burada atacağız. Rumlar gelince, cesetlerimizi Atatürk Heykelinin dibinde bulacaklar’’ emrini vermiştir. Bozkurt Kenan Çoygun kod adını aldığı simge gibi Bozkurtça Kıbrıs Türkünün özgürlüğü için ölümü göze almış bir kahramandır.
1967 yılının başına gelindiğinde Türk Hükümeti tarafından Kenan Çoygun’un adadan geri çekilmesi kararı alınmıştır.
Dönemin KKTC eski bakanlardan rahmetli Sn. İsmet Kotak Bozkurt Kenan Çoygun için şu kelimelerle duygularını ifade etmiştir:
‘’TMT’nin bu efsane komutanının başarıları emperyalizmin temsilcilerini rahatsız etmişti, o yıllarda başlayacak BM görüşmeleri zemininde alınmış olan bu kararı Kıbrıs Türk’ü bir türlü kabul edemiyordu. Haber adada bomba etkisi yapmıştı. Ve o günlerde yayınlanan ‘’Zafer Gazetesinde’’ ilk kez komutanın resminin basılması kararı alınmıştı. Oysa TMT yeraltı örgütü olarak yer üstüne çıkmış da olsa ‘’Komutan’’ her zaman gizli kalırdı. Zafer gazetesi sorumluları olarak herkes boynunu alta koymuştu. Resim basılacak ve TMT’nin Efsane Komutanına karşı son görev yerine getirilecekti. Zafer yayınlanıp dağıtıldı. Ve çakmak, çakmak gözleri, tarihin içinden çıkıp gelen Komutanların bir eşi olan Kenan Paşa, bir anda fark edilen bıyıkları, çatık kaşları ile Kıbrıs Türk Halkının karşısına çıktı. Zafer gazetesi kapışıldı. Kenan Paşasına veda eden halk büyük üzüntü duydu…’’
Kod Adı Bozkurt olan TMT’nin ikinci Bayraktarı Kenan Çoygun Paşa’dır. TMT’nin en önemli efsane Bayraktar’ı Bozkurt; adada görev yaptığı o çok önemli dönemi hiç anlatmadı, o süreçte yaşanan efsaneler içerisinde hep vardı ama yokmuşçasına davrandı. Kıbrıs’ta verilen o şanlı direnişin yazılması, tarihin bu çarpıcı gerçeğini bizzat anlatması için yalvaranlara, o tok ve gür sesiyle hep şu yanıtı verdi: ‘’Mukavemetçi sırları ile ölür. Beni böyle anınız…’’
Türk tarihinin ve töresinin önemli simgesi olan Bozkurt’u anlatmak için kelimeler ve olaylar yetmez, Bozkurt bir Türk töresi, Türk devlet geleneği ve bir yaşam biçimidir.
TMT’nin efsane Bayraktar’ı Bozkurt’un dediği gibi; ‘’Mukavemetçi sırları ile ölür. Beni böyle anınız…’’ diye bilen tüm Bozkurtlara selam olsun.