Kıbrıs Müzakere sürecinde yerini alacak olan yeni tarih 25 Kasım 2019, Berlin’dir. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 25 Kasım’da üçlü bir görüşme için tarafları Berlin’e davet etmiştir. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı için yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri göz önüne alındığında buna son zirve diyebiliriz. Bu sebeple hem reklam olacak hem de ‘Olur da gayri resmi 5’li görüşmeye gidilir mi?’ ümidinde bir 25 Kasım Berlin olacaktır. Cumhurbaşkanı Akıncı geçtiğimiz günlerde yaptığı Berlin açıklamasında önemli ve yerinde bir tespiti dile getirmiştir. Akıncı: “Bu çerçevede Sayın Anastasiadis’e de seslenmek isterim. Kıbrıs çok sancılı bir dönemden geçmektedir. Görünür gelecekte ya siyasal eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde federal bir çözüme ulaşma yeteneğini göstereceğiz ya da kalıcı bölünme yolunda yeni gerçeklerle yüzleşeceğiz.” şeklinde aklın yolunu izleyen duygusallıktan uzak reel politik bakışı temsil ederek ‘Kalıcı bölünme yolunda yeni gerçeklerle yüzleşeceğiz.’ demiştir. Evet, bu uzunca bir süre üzerinde durduğumuz Rum lider Anastasiadis’in tavrı sebebiyle ‘Federasyon umudu yoktur.’ ifadesini seçilmiş en yüksek makamdaki kişiden duymak güzeldir.
Anastasiadis
Cumhurbaşkanı Akıncı iyimser bir bakış ve yapıcı çağrılarla, 25 Kasım Berlin’de çözüme yakın bir sonuç için olumlu söylemlerde bulunuyor. Peki muhatabı zivanya arkadaşı Anastasiadis ne diyor? Komşu lider Anastasiadis Berlin görüşmesi için üçlü görüşmenin havasını etkileyecek açıklamalar yapmak istemediğini açıklamıştır. Peki bu ne anlama gelmektedir. Kamuoyu ve taraflardan gizli bir ajandası mı vardır? Eğer amaç üzüm yemek, bağcıyı dövmek değilse nihai kararlar öncesi aklındakileri ve zihnindekileri açığa dökmelidir. Niyet sadece tarihi zaman çizelgesinde 25 Kasım Berlin görüşmelerinde yer almaksa, dediği gibi konuşmaya gerek yoktur. Berlin’de masada söyleyecekleri masayı dağıtmaya yetecektir. Anastasiadis güncel süreçte çözüme gidecek siyasi irade ve mantığı inşa edememiştir. Rum liderin zihninde doğalgaz faaliyetleri, İsrail ve Mısır ile olan ‘düşmanımın düşmanı dostumdur’ mantığı ile kurduğu ilişkileri, Barış Pınarı Harekâtı sonrası bölgede istikrar ve siyasi iradenin temsilcisi Türkiye’nin kazanımları ve Doğu Akdeniz üzerinde ileride artacak etkisi gibi bir sürü soru vardır. Tavsiyemiz bu gibi fikirleri zihninde temizlemeden Berlin’e gidilmemesidir. Gidilse de daha önceki müzakereler gibi perdesi kapanana kadar bir orta oyundur.
AntiKomitern Paktı
Günümüz dünyasının şekil aldığı en önemli olay 2. Dünya Savaşı ve galip devletlerin sonraki sürecidir. Bu süreçte ilginç tarihler günümüzde de halen daha hatırlanmaktadır. 25 Kasım 2019’dan 83 yıl önce 25 Kasım 1936’da Nazi Almanya’sı ve Japon İmparatorluğu, Sovyetler Birliği’ne ve uluslararası Komünist harekete karşı AntiKomintern Paktı’nı imzalamıştır.
Duvar
Cumhurbaşkanı Akıncı ve müzakere heyeti Kıbrıs Türkü’nün tanınırlığını federasyon modelli çözümde görmektedirler. Berlin öncesi söylemleri de federasyon üzerinedir. Berlin öncesi müzakere heyetine ve Anastasiadis’e okumaları için Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan’ın “Duvar” isimli kitabını tavsiye ediyorum.