İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

191-Siyasi eşitlik ve dönüşümlü Başkanlık var mı? 12.09.2019

Üst düzey BM yetkilisi Lute Hanımın mekik diplomasisi metoduyla sürdürdüğü müzakere görüşmeleri geçtiğimiz hafta sonlandı. Gündemde olan anahtar sözcüğümüz referanstı. Referans aşağı, referans yukarı kamuoyunun meşgul olduğu bir haftalık zaman dilimi, Kıbrıs müzakere tarihinin arşivinde, gazete kupürlerinde, basın yayın organlarında yerini aldı. Elimizde ne var diye düşündüğümüzde, bir şey olmadığı kanaatindeyim. Başlıktan da anlaşıldığı üzere sorulması gereken soru “Siyasi eşitlik ve dönüşümlü Başkanlık var mı?” olmalıdır. O zaman soralım: Referans şartlar olarak tanımlanan metinde başlığımızdaki sorumuz var mıdır?

***

Garantör ülkemiz Anavatan Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu hafta başı Kuzey Kıbrıs’ta bir dizi ziyarette bulundu. Kıbrıs Türk halkıyla sohbeti sırasında Kıbrıs sorunu ve müzakere süreci hakkında sürecin tekrardan başlayabilmesi için “Neyin müzakere edileceğinin belirlenmesi gerek.” dedi. Açıklamasının devamında “Siyasi eşitlik, dönüşümlü Başkanlık var mı? Kıbrıs Türk halkının haklarını koruma altına alacak unsurlar var mı? Bunlar belirlenip sonuç odaklı bir müzakereye başlarız. Crans Montana’da kaldığımız yerden devam etmek de mümkün değildir. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile o toplantıya giderken, bu anlamda yapacağımız son müzakere olduğunu, burada da başarısızlık olursa bir kez daha böyle bir müzakere yapmayacağımızı söylemiştim.” şeklinde konuşmuştur.

***

Bakan Çavuşoğlu, Türk dış politikasının icradaki en yetkili ve tecrübesi en yüksek kişisidir. Kıbrıs sorunu ve müzakere sürecini yakinen takip etmekte ve önem vermektedir. Müzakere süreci için sorduğu sorular tam yerinde ve doğrudur. “Referans aşağı”, “Referans yukarı”, “Lute geldi”, “Lute gitti” manşetleri beyhude atılan söylemlerdir. Kıbrıs Türkü’ne lazım olan manşetler Bakan Çavuşoğlu’nın sorduğu sorular ve üzerinde durduğu konulardır. Müzakerede sonuca gidilmek isteniyorsa sıklet merkezi iyi belirlenmelidir.

***

Olmadı kapıları açarız, AB düşünsün

Kıbrıs müzakere sürecindeki aktörlere örnek olabilecek bir müzakere süreci de Suriye sorunu ve Türkiye’de bulunan Suriyeli misafirlerin durumudur. Suriye’de iç savaşın başladığı andan itibaren, Türkiye misafir edilen Suriye vatandaşları için barınma, eğitim, sağlık ve sosyal haklarının olduğu kamp adı verilen yerleşim yerlerinde misafir etmektedir. Bunlara ilave olarak da Suriye bölgesinden gelebilecek terör ve üyelerine karşıda sınır güvenliğini sağlamaya çalışmaktadır. Bu süreçte Türk Dışişleri ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan uluslararası bir diplomasiyle süreci götürmektedir. AB ve paydaşlarının mülteciler ve Türkiye’nin istediği güvenli bölge isteklerine yanaşmamaları karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’nin içinde bulundukları durumu anlamaları için “Olmadı kapıları açarız, AB düşünsün.” şeklindeki argümanını müzakere sürecine dahil etmiştir. Kaderimiz olan coğrafyanın artıları ve eksileri vardır. Stratejik akıl ve mantıkla eksiler süreçte avantaja dönüşebilir. Yukarıdaki örnek düşünülerek Kıbrıs müzakere heyeti “Kapalı Maraş” örneğindeki gibi argümanları masaya koyarak müzakere edip sonuca gitmelidir.