İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

171-Çözüm için Değişim 25.04.2019

Geçen haftaki yazımda kendi gerçek gündem ve hikayemiz yoksa, elin hikayesini dinler, Rum’un siyasi oyunundan rol çalmak için aynı yerde ayrıldığımız şekilde bekliyoruz, diyerek mektup gönderir dururuz diye belirtmiştim. Güney Kıbrıs’ın siyasi iradesi gündem olma, gündem belirleme gibi tribüne oynanan oyunların ustası olarak kendi oyununu oynamaktadır. 

***

Güney Kıbrıs siyaset kurumu, mekik diplomasi metodunu kullanarak siyasi coğrafyasının jeostratejik avantajlarıyla günü geldiğinde Kıbrıs sorununda destekçi olabilecek aktör ülkelerle barış dönemi oyunlarına da aktör olmaktadır. Fileleftheros’un haberine göre Rum Meclis Başkanı Dimitris Şilliris, heyetiyle Mısır ziyareti sırasında, Mısır Meclis Başkanı Ali Abdel ile yaptığı görüşme sonrası basın açıklamasında “Güney Kıbrıs, Yunanistan, Mısır, Ürdün, Irak ilk beşli görüşmesi meclis başkanları düzeyinde gerçekleştirilecek.” demiştir. Görüşme yer ve zamanı olarak da ‘yaz öncesi Rum tarafında olacak’ şeklinde açıklama yapmıştır. Rum dış politikası Kıbrıs sorunu ve politikasında elini güçlendirecek her türlü dış politik manevrayı çok yönlü bir şekilde hayata sokmaktadır. Bu politik manevraların bir sonucu niteliğinde olan bir açıklama da Mısır Meclis başkanından gelmiştir. Başkan Ali Abdel Aal görüşme sonrası “Güney Kıbrıs’ın sözde MEB’indeki egemenlik haklarını kullanmasına destek” beyanı yapmış, bu desteği İslam İşbirliği Örgütü gibi Güney Kıbrıs’ın temsil edilmediği uluslararası mercilerde dile getireceğini açıklamıştır.

*** 

Hal böyle olunca kendi oyun ve kurgusu üzerine dış politika yapan Rum yönetimi üye olmadığı birlik ve teşkilatlarda bile siyasi düşüncesini ortaya koyacak dost ve partnerler yaratmaktadır. 

Peki Kuzey Kıbrıs olarak biz üyelik ya da sandalyemiz olmayan uluslararası yapılarda nasıl ve kim tarafından temsil ediliyoruz? Sadece Anavatan Türkiye. Başka? Ya da konu ve gündemimizi belirleyebilmek adına temsilciliğimiz olan ülkelerde ne gibi lobi faaliyetleri yapmaktayız? Bugün tanınmayabiliriz. Ama unutmayalım ki dün devletimiz de yoktu. Türk cemaati olarak adlandırılan siyasi bir yapı olarak görülmeyen Kıbrıs Türkleriydik. Bugün Birleşmiş Milletler’in en önemli konusunun ortağı, tartışmanın tarafıyız. Yasama, Yürütme ve Yargı ile teşkilatlanmış Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak Doğu Akdeniz’de varlık göstermekteyiz. 

*** 

Peki nedir ihtiyacımız olan? Biraz cesaret, biraz siyasi istikrar ve kararlı duruş, dünden bugüne kadar geçen süreçte üzerine durulan çözüm metodunu değiştirmek, siyasi coğrafyamızda örnek alacağımız başarı yakalamış Kuzey Kıbrıs’a uyarlanabilecek bir çözüm metodu… Kısaca yeni bir çözüm hikayesine ihtiyacımız vardır. Olduğu yerde stabil olarak durmanın ne Kıbrıs Türkü’ne ne de Kıbrıs sorununa bir faydası vardır. Edilgen olmaktan çıkmalı etkin bir hal almayız. Coğrafi pozisyonumuz, Avrupa Birliği finans batağına dahil olmamış ekonomik ve siyasi sistemimiz kendi oyunumuzu kurmak için en önemli ana argümanlardır. Başta siyaset kurumunu en tepesindeki seçilmişi Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Cumhuriyet Meclisi’nde grubu bulunan siyasi aktörler değişim için kafa yormalıdırlar. Unutmayın değişmeyen tek şey değişimdir.