Merhaba İn Aydın, merhaba güzel Aydın. Nisan ayının istediğiniz gibi geçmiş olmasını ve girmiş olduğumuz Mayıs ayının bir önce ki aydan daha güzel geçmesini temenni ederim. Bireysel meşguliyetlerimiz, siyasi ve coğrafi sıkıntılarımızın eşliğin de Siz’lere Merhaba dedikten sonra ki beşinci yazımı yazmamın mutluluğu ve heyecanıyla siyasi coğrafyamız başta olmak üzere bireysel takvimim ve ajandam da ki takip ettiğim konuları Siz’lerle sohbet havasında anlatmak bir nebzede olsa bir ışık olabilmek çok güzel ve hoş bir duygu. İfade edebildiğim konular ve düşünce Siz’lerin bakış açılarına bir tuz kadar katkı koyabiliyorsa ne mutlu bana…
16 Nisan ve EVET
Halkımız hür ve özgür iradesiyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini oylamış, Millet iradesi Evet ‘de beden bulmuştur. Cağın ve Siyasi Coğrafyamızın zorunlulukları Millet ve Devletimizi bu seçimi yapmaya itmiştir. Milletimiz kadim bir düşünce ve kardeşlik hukukuyla oyunu kullanmış ve iradesini sandığa yansıtmıştır.
***
Demokratların üst akıllı uzantıları ve NATO’nun artıklarının Anadolu coğrafyasında ki ikinci yenilgilerini 16 Nisan 2017’de almışlardır. Sizin de bildiğiniz üzere transatlantik bir düşünce ve aklın yönettiği imam kılıklı sahte vaiz Fettullah Gülen’in organize ettiği, NATO’nın ve okyanus ötesinin gayri meşru çocuklarının icra ettiği 16 Temmuz askeri ayaklanması Millet ve Devlet aklına inanan Anadolu Coğrafyasının kadim milleti tarafından bastırılmış. Milli birlik ve bütünlüğümüz korunmuştur. Sonrasında ülkemiz de iradenin yöneticileri ve yürütmenin başı Türkiye Büyük Millet Meclisin de ‘’Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini’’ tartışmış halk oylamasına getirmiştir. Ülkemiz 16 Temmuz geçesi ‘’beka’’ tehlikesi yaşamış sonrasın da Gazi Meclisimiz vurulmuş millet irademiz hedef alınarak yıkılmak istenmiştir. Cumhuriyetimiz kurulduğu günden itibaren en büyük savaşını vermektedir. Yıkılmanın eşiğine gelmiş, haçlı zihniyetin saldırısını yaşamıştır. Bu kadar tehlikenin olduğu bir ortamda milletimiz demokrasi sınavından başarıyla geçmiş, uluslararası servislerin örtülü oyunlarına fırsat vermeden Evet ve Hayır için sandığa gitmiştir. Milletçe sağ duyulu bir şekilde oylar kullanılmış siyasi iradeye ‘’Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’’ diye adlandırılan yönetim metodu teslim edilmiştir. Milletimiz TBMM’ye verdiği yetkiyi takip etmekte güvenliğinin ve huzurunun olduğu ortamda yönetilmeyi hak etmektedir.
***
Şimdi okuduğunuz da demiş olabilirsiniz. 15 Temmuz üzerinden kaç ay geçti, 16 Nisan bu konu ile hiç alakalı değil demişsinizdir. Bu bağlamda size konuyu bir örnek olayla açmak ve içimize girmiş olan kimliği ve kişiliği gizli olan FETÖ örgütü üyelerinin devletimize yaptığı son meydan okumayı anlatmak istiyorum.
İmam kılıklı sahte vaiz Fettullah Gülen ve güruhu 10 yıla yakındır, dilinden düşürmediği bir düşünce ve eylemleri vardır. ‘’Medeniyetler arası ittifak ve Dinler arası diyalog’’ söylemidir. Sahte vaizini Katoliklerin ruhani lideri Papa 2. Jean Paul’u ziyareti sonrası söylemeye başladığı malum düşüncedir. Bu düşünceyi 15 Temmuz itibariyle ülkemizde seslendiren ve dillendiren kalmamıştır. Ne güne kadar 23 Nisan 2017’ye kadar.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Binali Yıldırım beyefendi 23 Nisan münasebetiyle ilköğretim öğrencilerini Çankaya Köşkündeki Bakanlar kurulu salonunda bir kabine toplantısı formatın da her 23 Nisan’da olduğu gibi toplamıştır. Sayın Başbakan Binali beyin yerine geçen öğrenci Başbakanımız sırasıyla kabinede görevli bakanları temsilen öğrencilere söz vermektedir. Öğrenci Bakanlarımız görevleri gereği günün anlam ve önemine uygun sunumlarını bir iki cümlede geleceğin seçilmişleri ve idarecileri olarak yapmaktadırlar. Sıra bir kız çocuğumuza geldiğin de oda önünde ki yazılmış nottan şu cümleleri söylemiştir.
‘’Başlatıldığı günden buyana artan bir görünürlük kazanan Medeniyetler ittifakı girişimimiz bugün kültürler ve dinler arası diyalog bağlamında önde gelen bir proje konumuna ulaşmıştır.’’
Bu söylem yukarıda özetlemeye çalıştığım FETÖ örgütüne verilmiş projenin tanımıdır. 15 Temmuz sonrası hızla devam eden FETÖ mücadelesi hız kesmeden son hücreleri temizlenene kadar devam etmelidir. Öğrenci kızımızın önüne konan metini kaleme alan öğretmeni ya da metin yazarı kimse iyi irdelenmelidir. 23 Nisan yürütmenin merkezin de Başbakanımızın gözünün içine bakarak devletimiz tehdit edilmiştir.
16 Nisan halk oylaması ve ‘’Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’’ siyasette yer alan aktörlerin üsttü devletimizin zaruretidir. Devletimiz soğuk savaş metotlarıyla savaşan bir konumdadır. Milletçe sağ duyumuzu koruyarak Devlet irademize güvenerek sabırla beklemeliyiz.
***
15 Temmuz sonrası ülkemiz güney doğu bölgemiz de PKK/PYD ve DEAŞ tehlikesi ile mücadele vermektedir. Ekonomik tetikçileri vatandaşlarımızın huzurunu bozmak adına ekonomi piyasaları üzerinde AB destekli sıkıntılar yaratmak istemektedirler. Kısadan özü Devlet ve milletçe örtülü bir çatışmanın ortasında yaşamaktayız. Birliğimiz ve dirliğimizi korumamız için evrensel hukuk kuralları ve insan haklarıyla siyasetimiz, iş dünyamızı çalıştırmalı hak ettiğimiz huzura ulaşmalıyız.
19 Mayıs 1919
19 Mayıs 1919 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal’in Bandırma Vapuru ile Samsun’a ayak bastığı gündür. 19 Mayıs 1919 Kurtuluş Savaşının fiili başladığı gündür. Samsun’da Rum çeteleriyle Türk halkının çatışmalar yaşaması sonrası Osmanlı Hükümeti Mustafa Kemal’i 9. Ordu Müfettişi sıfatıyla görevlendirerek bölgeye göndermiştir. Samsun bölgesin de Mustafa Kemal bir hafta araştırmalar da bulunmuştur. Bu süre zarfında Mantıka Palas’ta kalmıştır. Bölgede ki araştırmaları sonrasın da Rum çetelerine karşı Türk direniş örgütleri kurulmasın da büyük rol oynamıştır. Anadolu coğrafyasında yaşayan Türk milleti için Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak basması Türk milletinin kaderinin döndüğü önemli bir olaydır. Günümüz de Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutladığımız gün normal sıradan bir bayram değildir. Milletimizin ‘’kader denk noktası’dır. 19 Mayıs 1919…
Ramazan Ayı
İslam coğrafyasının heyecanla beklediği on bir ayın sultanı Ramazan ayımız 27 Mayıs Cumartesi günü başlayacak. Yerlerin ve Göklerin Sahibi Yüce Allah Kur’an’da (Bakara Süresi 185. Ayet) ‘’Kim Ramazan ayına ulaşırsa oruç tutsun’’ diyerek Ramazan ayının Müslümanlar için oruç ayı olduğunu ve oruç tutulmasını emretmektedir. Oruç tutmak güzel bir ibadet olduğu kadar nefsin, düşüncenin, bedenin de arınma ayıdır. Nefsimizi terbiye ettiğimiz, sabrımızı arttırdığımız güzel aydır. Allah’ın rahmet ve bağışlama kapılarını açtığı aydır. Küslerin barıştığı dargınların konuştuğu birlik ve beraberlik ayıdır. Milletçe bir olmaya ihtiyacımız olduğu bu günlerde Ramazan aynının tüm güzelliklerini yaşayarak bir ve diri olmalıyız. Girecek olduğumuz ayımız şimdiden mübarek olsun.
Kitap:
Amerika RAND Corporation düşünce kuruluşunun politik danışmanı ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CİA) eski başkan yardımcısı, Rusya ve Ortadoğu uzmanı dış işleri çalışmaları sırasında uzun yıllar Almanya, Türkiye, Lübnan, Suudi Arabistan gibi kritik ülkeler de geçiren Graham Fuller’in ‘’Yükselen Bölgesel Aktör Yeni Türkiye Cumhuriyeti’’ adlı kitabını okumanızı tavsiye ediyorum. İçinde bulunduğumuz siyasi coğrafyamızın zorluklarını ve oyunlarını anlamanız, ülkemizin 2000’lerden sonra yaşadığı terör ve ekonomik olayları irdeleye bilmeniz için çok faydalı olacaktır.