Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri (BMGS) Antonio Guterres, Kıbrıs sorunu için özel temsilci olarak Jane Holl Lute’yi görevlendirmişti. Lute özel danışman sıfatıyla garantör ülkeler başta olmak üzere Rum ve Türk yetkililerle görüşerek müzakere ve görüşmelerin seyrine etki edecek bir rapor hazırladı. Bahse konu raporu, BMGS Guterres, pazartesi günü BM Güvenlik Konseyi’ne sundu. Sonrasında Guterres, Kıbrıs müzakereleri hakkında “Kıbrıs’ta bütünlüklü çözüm için müzakerelerin başlaması ihtimali hayattadır.” şeklinde somut yaklaşımdan ziyade ihtimal ve olasılık üzerine BM’ye yakışır bir açıklama yaptı. Bu tür bir bakış ve yaklaşımla Kıbrıs Türkü yarım asırdır müzakere ve umutlarla beklemektedir. Kıbrıs Türkü’nün bir yarım asır daha bekleyecek sabrı ve takati yoktur. Adayı ikiye bölen BM Barış Gücü’nün varlığı Kıbrıs’ta sorgulanırken ihtimalüzerine müzakere ve çözüm Kıbrıs Türkü’ne ihanettir.
Twitter Diplomasisi
Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı sosyal medya hesabı Twitter’dan Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türkiye ile görüşmesini ve bu diyalog sonrası gündeme gelen değerlendirmelere istinaden iki ‘twit’ attı. Bunlardan birincisi “Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türkiye ile görüşmesinin süreklilik arz etmesi durumunda yaratacağı sakıncalara işaret eden açıklamam üzerine, birçok değerlendirme yapıldığını gözlemledim. Bunların çoğu, Kıbrıslı Türk lider olarak şahsımın devre dışı bırakıldığı şeklinde oldu.”dur. İkinci attığı ‘twit’ de “Kıbrıs sorunu bağlamında Cumhurbaşkanı sıfatı ile Kıbrıslı Türk lideri yetkilendirip devreye koyan Kıbrıs Türk halkıdır. İsterse devre dışı bırakabilecek yegâne güç de yine halktır. Gerisi laf-ı güzaftır.” şeklindedir. Atılan bu ‘twit’lere cevaben “Kıbrıs sorunu ve Kıbrıs için son sözü garantör ülke Türkiye ve millet iradesinin beden bulduğu kurum olarak da Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.” şeklinde cevap verdim. Kıbrıs Türkü seçme ve seçilme hakkı olan ve seçilmesi sonrası başta Kıbrıs müzakereleri ve liderliğinde görev alabilecek yetki ve ehliyete sahip aydın kişilerdir. Kıbrıs adasında ve dünya siyasetinde var oldukları günden itibaren de kendi iradeleriyle yönetimlerini belirlemiş çağdaş bir millettir. Fakat dönemsel olarak seçilen liderler dönem dönem kişisel ideolojik düşüncelerini yaşama dökebilmek adına Kıbrıs Türkü’nün çözüme olan hasretini uzatıp gitmektedir. Twitter da bir dizi halinde yazdığım tavsiye paylaşımlarda da belirttiğim üzere dünden bugüne izlenen süreç ve arzulanan yönetim şekli Kıbrıs Türkü’nün çözüm ve eşit haklara olan özlemini tüketmiştir. Karar merciinde bulunan Sayın Akıncı radikal ve cesur bir karar alarak başta BM’nin Kıbrıs adasındaki varlığını sorgulamalı ve sonrasında ‘federasyon modelli’ çözümden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tek başına tanıtımına giden bir yola cesurca adım atmalıdır. Bu adımda cesaret ve yüreklilikle olur Sayın Cumhurbaşkanı bu cesarete sahip bir seçilmiştir. Bu cesaret Cumhurbaşkanı Akıncı’ya ikinci dönem şansı, Kıbrıs Türkü’ne de coğrafyasında tanınma ve ambargoların kalması demektir. Hade bi gayret be Akıncı.