Türk siyasi tarihi için 9 Haziran 2018 milat niteliğinde bir gündür. Anadolu coğrafyasındaki modern son Türk devleti Türkiye Cumhuriyeti’dir. 1923 sonrası siyasi tarihimiz demokrasi, insan hakları ve modernleşme üzerine çok yol kat etmiştir. Kat ettiği bu sancılı süreçte askeri darbeler, terör olayları, hariciye çalışanlarımıza yapılan saldırılar, Kıbrıs Barış Harekâtı, ekonomik saldırlar, bölücü terör örgütü ile mücadele ve sonra olarak da küresel ihanet ve terör şebekesi FETÖ ve unsurlarıyla mücadele eden bir devletimiz vardır. Millet ve devlet olarak sancılı ve zor günlerden geçmekteyiz. Siyasi coğrafyamızda kazan kazan yaklaşımıyla küresel hegemonyada söz sahibi olan devletler kendi menfi çıkarları için savaş, gözyaşı ve acı ekmektedirler. Devlet ve millet bekamız için sınırlarımızın hemen dışında hayat bulan bu kontrolümüz dışı gelişmeleri yakinen takip etmeli ve gelecek güzel günler için siyasi sistemdeki ve devlet yürütmesi sistemindeki şekillenmemizi çağın gereksinimlerine uygun olarak hayata koymalıyız.
***
16 Nisan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi halk oylaması ile kabul edilmişti. Kabul edilen yeni yönetme sisteminin yaşama geçmesi için de 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimi yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi ve 9 Temmuz 2018 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yemin etmesiyle çok partili siyasi yaşama geçmemiz sonrası ülkemiz için en önemli yönetim gelişmesi diyeceğimiz “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” resmen başlamıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkan Erdoğan olarak ilk işi Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ni kamuoyuna tanıtmıştır. Bu sistemi en basit haliyleözetleyecek olursak, seçilme ve seçmen baskısı olmayan yürütmede görevli ‘Bakan’ 81 ile de 80 milyona bölge ve herhangi ayrım yapmadan eşit hizmet yapacaktır. Çağın savunma ve ekonomik sistemlerine evrak ağırlığı olmadan ülkemiz dahil olacaktır. Bölgesi ve coğrafyasında hızla bir yükselişe geçecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan yürütme üyelerini tanıtma sırasında yaptığı konuşmada “Yeni dönemde Türkiye, demokrasiden temel hak ve hürriyetlere, ekonomiden yatırımlara kadar her alanda daha ileriye gidecektir. Türkiye, elindeki imkanları kendi vatandaşlarıyla birlikte dostları ve kardeşleriyle paylaşmayı sürdürecektir.” demiştir.
***
Garantör ülkemiz Türkiye siyasi tarihi izlediğimiz gibi şekillenirken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve siyaset kurumu başta federasyon modelli çözüm ve her iki yılda bir seçime giden yönetme şeklinden vazgeçmeli ve revizyona gitmelidir. Siyasi coğrafyasının ve ada ülkesinin verdiği olumlu olumsuz özelliklerini göz önüne alarak “Başkanlık Sistemi”ne geçiş yapmalıdır. Federasyon modelli çözümden de vazgeçerek mevcut siyasi sınırlarını “Kıbrıs Türk Devleti” olarak tanımlayarak yeni heyecan ve hedefle Kıbrıs Türk’ünü hak ettiği seviyeye taşımalıdır.